7 Mayıs 2023 10:47

Avukat Nuray Özdoğan: Bu, milyonların haber alma hakkının tutuklanmasıdır

Gazeteci Dicle Müftüoğlu’nun Avukatı Nuray Özdoğan: “Seçim dönemi basının sesinin kısılmaması çok önemli. Meseleye sadece gazetecilerin tutuklanması olarak bakmamak lazım."

Avukat Nuray Özdoğan: Bu, milyonların haber alma hakkının tutuklanmasıdır

Fotoğraf: MA

Gözde TÜZER
İstanbul

Gazeteci Dicle Müftüoğlu ve Sedat Yılmaz 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’ne girilen saatlerde tutuklandı. Müftüoğlu’nun Avukatı Nuray Özdoğan, seçimlere giderken bu tutuklamaların tüm muhalefetin sesini kısmak olduğunu belirterek “Bu milyonların haber alma hakkının tutuklanmasıdır” dedi. 

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ GÜNÜNDE GELEN TUTUKLAMA

Ankara merkezli soruşturma kapsamında 15 kentte düzenlenen operasyonlarda gözaltına alınan 19 kişiden Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eş Başkanı Dicle Müftüoğlu ve Mezopotamya Ajansı (MA) Editörü Sedat Yılmaz, Erol Balcı, Abdurrahim Tanyeli ve Ramazan Debe hakkında 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’ne girilen saatlerde tutuklama kararı verildi. 

Hakkında tutuklama kararı verilen Sedat Yılmaz, mahkeme kapısı önünde, “Harami düzen 10 gün sonra bitiyor, yıkıldı yıkılacak” demişti. Gazetemize konuşan Dicle Müftüoğlu’nun Avukatı Nuray Özdoğan, Müftüoğlu’nun Mezopotamya Ajansındaki gazetecilik faaliyetleri, HTS kayıtları ve Diyarbakır’daki bir baz istasyonundan gelen veriler nedeniyle tutuklandığını belirterek “Bu durum tüm muhalefete uygulanan bir yargı tacizidir. Bir basın mensubuna dokunduğunuzda onun yaptığı tüm haberlere dokunmuş, tüm haberleri sansürlemiş olursunuz” dedi. 

"FARKLI KİŞİLER BİR ARAYA GETİRİLİYOR"

Uzunca bir süredir Mezopotamya Ajansı ve daha önceki DİHA çalışanlarına dönük yargısal ve kolluk tacizi olduğunun altını çizen Özdoğan “Her iki ajansta çalışanlar açısından kriminal bir tablo yaratılmaya çalışılıyor. Genel olarak bu ajanslarda çalışan gazeteciler hakkında aslında somut bir delil bulunmadan gözaltı yapılıyor. Suçla bağ kurulabilecek bir delil yok. Bu nedenle genelde onlarla beraber hiç tanımadıkları bir sürü insanı soruşturmanın içine katıyorlar ve aynı gün gözaltına alıyorlar. Sanki aynı örgütsel bağlantıya sahipmiş gibi bir algı yaratıyorlar. Aslında onların gazeteci oldukları belli. Açık ve şeffaf bir şekilde gazetecilik yapıyorlar. Ancak farklı kişilerle beraber bir araya getirilerek ‘Bakın bunlar gazeteci değil’ denilmek isteniyor” dedi.

"NEDEN BUNCA YIL BEKLEDİNİZ?"

Dicle Müftüoğlu ve Sedat Yılmaz’ın dosya numaralarının 2021 esaslı olduğuna dikkat çeken Avukat Özdoğan “Dosyaya kısıtlılık konuluyor ve biz alma hakkımız olan evrakları bile alamıyoruz. Kısıtlılık kararı aynı gün konuldu. Ve biz adliyede onlarla ilgili bir soruşturma dosyasıyla karşılaşmıyoruz. Soruşturmalarda yasal bir gizlilik kararı olmamasına rağmen gizli yürütülmüş yani. Sorularda 2021 yılı sonrasına dair yeni bir iddia da yok. O zaman sormak lazım ‘Neden tutuklama için bunca yıl beklediniz?​’” diye sordu.

"TÜM MUHALEFET SUSTURULMAK İSTENİYOR"

“Türkiye’de soruşturmalar açısından; siz iktidara yakın bir haber kanalı değilseniz, muhalefetin haberlerini yapıyorsanız veya iktidarın gizlemeye çalıştığı meselelerin üzerini açık ediyorsanız, yani gerçekleri yazmakta ısrar ediyorsanız basın özgürlüğü hakkınız yok” diyerek gazetecilerin yaşadıklarını anlatan Özdoğan yargı ve kolluk tacizinin sonucu olarak tüm muhalefetin susturulmak istendiğini vurguladı.

Avukat Özdoğan yargı ve kolluk tacizinin sonucunun tüm muhalefetin susturulması olduğuna dikkat çekerek “Bu durum tüm muhalefete uygulanan bir yargı tacizidir. Bir basın mensubuna dokunduğunuzda onun yaptığı tüm haberlere dokunmuş, tüm haberleri sansürlemiş olursunuz” dedi.

"SEÇİM DÖNEMİ BASININ SESİNİN KISILMAMASI ÖNEMLİ"

Özdoğan “İleriye dönük bu tarz tutuklamalara ilişkin hep ihlal kararları var. Basın özgürlüğü çok daha geniş yorumlanması gereken bir hak” diyerek seçimlere vurgu yaptı ve şöyle dedi: “Özellikle de seçim süreci açısından bu çok önemli. Seçim dönemi basının sesinin kısılmaması çok önemli. Çünkü seçim süreçleri gerçek dışı haberlerin yaygınlaştırıldığı, dezenformasyonun yüksek olduğu, algı operasyonlarının yapıldığı dönemlerdir. Basın, gerçekleri yazamazsa; bu bir kamusal zarardır. Bu yönüyle bakmak lazım. Meseleye sadece gazetecilerin tutuklanması olarak bakmamak lazım. Bu milyonların haber alma hakkının tutuklanmasıdır.” 

"SAVCILIK, KOLLUĞA UYGUN HAREKET EDİYOR"

Avukat Nuray Özdoğan; Dicle Müftüoğlu’nun hem kolluktaki hem de mahkeme aşamasındaki sorgusuna girdiğine dikkat çekerek, Kollukta sorulan soruların sadece ajansla ilgili olduğunu vurguladı ve “Ajanstaki faaliyetlerine, ajans çalışmasına ilişkin sorular soruldu. Evrakları ve soruları düzenlerken zaten ajansı yasa dışı örgütle ilişkilendirerek kuruyorlar. Algıyı orada yapıyorlar. Ajans yasal bir ajans ve faaliyetlerine devam eden bir ajans. Yasa dışı hiçbir bir delil yok ortada. Ancak kolluğun yönlendirilmesi var maalesef. Savcılık da kolluğa uygun hareket ediyor” dedi. 

AJANS FAALİYETLERİ, HTS KAYITLARI, BAZ İSTASYONU VERİLERİ…

Dicle Müftüoğlu’na yönelik suçlamalarda HTS kayıtları ve Diyarbakır’daki baz istasyonu verilerinin yer aldığını ancak açıkça “Bununla bunu konuşmuşsun, bununla görüşmüşsün” denilmediğini söyleyen Özdoğan “Görüştüğü kişiler, haber kaynakları olabilir ve arkadaşları olabilir. Arama ve aranma kaydını ‘suç’ olarak gösterdiler. Örneğin Diyarbakır’daki baz istasyonu kaydı var. O baz istasyonundaki alanda binlerce insanlar var. Baz veriniz o insanlarla birlikte çıkabilir, bu çok normal. Birbirini hiç tanımayan 19 kişiyle ilgili gözaltı kararı alınıyor sadece” ifadelerini kullandı.  

Dicle Müftüoğlu’nun 15 yıldır gazetecilik yapan bir kişi olduğunu ancak savcılık ve hakimlik tarafından soruşturulmadığını vurgulayan Avukat Özdoğan şöyle dedi: “Hakimlik hiçbir soru sormadı ‘Şununla suçlanıyorsunuz, ne diyorsunuz, şu gerekçeler var’ diye. Dicle’ye bunlar soruldu ve bunlarla da tutuklandı. Hukuksal bir yanı yok, ceza muhakemesine bile aykırı. Ortada tutuklanmayı bırakın, soruşturma açılmasını bile gerektirir somut olgu yok demek bu. Bu tutuklama kararı gazetecilik ve basın özgürlüğü açısından büyük bir skandal.” 

Evrensel'i Takip Et