Munzur Festivali'nde "Alevilik ve Devlet" paneli düzenlendi
Dersim'de düzenlenen 21'inci Munzur Kültür ve Doğa Festivali'nde Sanat Sokağı'nda "Alevilik ve Devlet" konulu panel gerçekleştirildi. Panelde ÇEDES projesine tepkiler dile getirildi.
Fotoğraf: Evrensel
21'inci Munzur Kültür ve Doğa Festivali yoğun bir katılımla başladı. Festival kapsamında Dersim Sanat Sokağı'nda "Alevilik ve Devlet" konulu panel düzenlendi.
Alevi Bektaşi Federasyonu, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) ve Alevi Kültür Dernekleri kurumlarının başkan ve yöneticilerinin katılımıyla düzenlenen panele ilgi yoğundu.
Panelde özellikle son dönemde çokça tartışılan ÇEDES projesine tepkiler dile getirildi. Projenin sadece Aleviler için değil birçok kesim için tehlikeli olduğuna dikkat çekildi. İktidarların değiştiğini fakat Alevi inancına dönük bakış açısının değişmediği vurgulandı.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında imzalanan “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES)” projesi kapsamında “manevi danışman” olarak görevlendirilen imam, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve Kur'an kursu hocaları, okullardaki öğrencilere "değerler eğitimi" veriyor.
"EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİ İSTİYORUZ"
Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Seher Şengüllü Tunç, diğer inançlara tanınan bütün imkanların Alevilik inancına da tanınmasını istediklerini söyledi.
ÇEDES projesi için "Bilimden uzak, çağ dışı bir uygulama" diyen Tunç, "Eğitimde fırsat eşitliği istiyoruz. ÇEDES projesi ile çocuklarımızı 'rehabilite' edecekler. İzmir'de miting yapacağız 16 Eylül'de. Herkesi de buna desteğe davet ediyoruz. Yaşadığınız inanç dışında başka bir şeyin çocuklarımıza dayatılmasını istemiyoruz. Devlet eliyle tekleştirilmiş bir inanca mahkum olmak istemiyoruz" diye konuştu.
"BİZDEN DEVŞİRDİKLERİYLE ASİMİLE ETMEYE ÇALIŞIYORLAR"
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Cuma Erçe ise konuşmasına "Akbelen'e, doğası tahrip edilmiş, maden sahası ilan edilmiş her yere selam yolluyoruz" diyerek başladı.
Alevilere yönelik asimilasyon politikası uygulandığını söyleyen Erçe, "Son dönemlerde yeni oluşmuş Alevi kurumlarını duyuyorsunuz. Devlet eliyle inancımızı yok etmeye dönük bir çalışmanın ürünü olan kurumlar. Onlarca cemevine sirayet ettiler. Cemevleri ibadethane değilmiş gibi bir algı yaratıyorlar, bizden devşirdikleri akıl hocalarıyla bizi ve çocuklarımızı asimile etmeye çalışıyorlar" diye konuştu.
ÇEDES projesine tepki gösteren Erçe, "İnanıyorum ki bunu da alt edeceğiz. Tehlike sadece Aleviler için değil, Türkiye tipi şeriat ile karşı karşıyayız, tehlike hepimiz için" ifadelerini kullandı.
"İKTİDARLAR DEĞİŞİYOR, BAKIŞ AÇISI DEĞİŞMİYOR"
DAD adına konuşan Fetiye Yıldırım da "Katliam ve asimilasyon bugüne kadar devam etti. Bizim inancımızın temeli yoldur, o yüzden bizde mevki makam yoktur. Her zaman iktidarların hedefi olmuştur" dedi.
Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Mustafa Aslan da "Alevi kökenli emniyet müdürlerinin görev yeri değişti. Ne olursanız olun Aleviyseniz size davranış bu. Depremde de bunu gördük. İnancımıza sistemin bakış açısı bu. İktidarlar değişiyor ama bu bakış açısı değişmiyor" diye konuştu. Aslan, çözümün, Alevilerin inancına sahip çıkması ve örgütlenmesinden geçtiğini ifade etti.
"HAKLARIMIZ LÜTUF DEĞİLDİR"
Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu Genel Başkanı Hüseyin Mat ise "Bu halkı bu topraktan söküp atamıyorlar, atamazlar. Almanya'da kalanlar kendi inancını yaşamak istedi ve örgütlendi. Derneklerini, cemevlerini kurdular. Alman hükümetine kendini tanıttılar ve inanç grubu olarak kabul gördüler" değerlendirmesinde bulundu.
Almanya'da bu hakların elde edilmesinin "lütuf" olmadığını, anayasada yer aldığını vurgulayan Mat, "Türkiye'de Aleviler bu haklardan neden yararlanamıyor? Türkiye'de de bu haklar anayasada var, peki niye tanımıyorsun? Devlet diyor ki 'Yasada var ama ben tanımıyorum', ona göre bu ülkede yaşayan herkes Türk ve Sünnidir. Hayır değildir! Haklarımız lütuf değildir" ifadelerini kullandı. (Dersim/EVRENSEL)