Nijer: Müdahalede uzlaşma yok ancak halklar için risk sürüyor
ECOWAS Nijer’e askeri müdahale konusunda nihai uzlaşmaya varamadı. Ancak ABD, AB, Rusya ve Çin’in kıtanın kaynaklarını yağmalama konusundaki kararlılıkları bölgesel çatışma riskini canlı tutuyor.
Fotoğraf: Balima Boureima/AA
Nijer’de 26 Temmuz’da gerçekleştirilen askeri darbe ardından askeri müdahale tehditlerinde bulunan Batı Afrika Devletleri Ekonomik (ECOWAS) Parlamentosu cumartesi günü Nijer gündemiyle toplandı. Parlamento, Nijer’de sivil yönetimi yeniden tesis etmek amacıyla askeri eylemde bulunma seçeneği konusunda bölündü. Ancak bir bölgesel çatışma riski tamamen ortadan kalkmış değil.
CUMARTESİ SANAL TOPLANTI
Nijer’deki siyasi krizi görüşmek üzere düzenlenen sanal olağanüstü toplantıya 22 parlamenter katıldı. Africanews’un haberine göre bazı üyeler ordunun bölgedeki siyasete müdahalesini engelleyecek adımlar atılması çağrısında bulunurken, diğerleri diplomasi ve diyalog önerdi. Askeri müdahaleye karşı çıkan bazı üyeler, işgal durumunda Nijer halkının yaşayabileceği ekonomik sıkıntıların altını çizdi.
Nijer adına konuşan Ali Djibo, kriz nedeniyle ülkede şimdiden 9 bin okulun kapatıldığını söyledi. Djibo, “Savaş, halkların halihazırda içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıları daha da arttıracaktır. Biz konuşurken, mal yüklü binden fazla kamyon sınırda mahsur kalmış durumda. Yarın Nijerya’da ya da Fildişi Sahili’nde bir darbe olursa, ECOWAS Nijerya ya da Fildişi ordusuyla savaşacak birlikleri nereden seferber edecek? Kaç tane sınırı kapatacağız? ECOWAS anlaşmasını uyguluyorsak bunun herkes için geçerli olması gerektiğini de unutmamalıyız” diye konuştu.
BÖLGESEL SAVAŞ TEHLİKESİ
Nijer’e olası bir askeri müdahaleyle başlayacak bir bölgesel çatışmanın, kıtanın birçok ülkesini savaşa çekmesi mümkün. Burkina Faso ve Mali yönetimleri Nijer’e bir müdahalenin “Kendilerine de bir savaş ilanı” olacağı açıklaması yapmışlardı. Gine hükümeti de Nijer’e destek verirken Senegal, Benin ve Fildişi Sahili ise ECOWAS’ın dönem liderliğini yürüten Nijerya’ya yardım için asker gönderme sözü verdiler. Nijer ile komşu olan Kuzey Afrika ülkesi Cezayir ise bir müdahalenin büyük bir savaşa yol açacağı uyarısında bulunmuştu.
Nijer’in devrik devlet başkanı Mohamed Bozum, ABD ve başta Fransa olmak üzere AB müttefiki olarak görülüyor. Fransa, ülkenin başka uranyum olmak üzere kaynaklarının önemli bir bölümünü yöneten ülke konumunda. Ayrıca “cihatçı terörle mücadele” iddiasıyla ülkede ABD, Fransa, Almanya ve İtalya askerleri bulunuyor. Son yıllarda Burkina Faso ve Mali’de Batı karşıtı darbe yönetimlerinin iktidarı ele geçirmesi ve Rusya ile Çin’e yaklaşmaları da dikkat çekiyordu. Nijer darbesi ardından cunta yöneticilerinin özellikle Fransa karşıtı duruşları ve darbeye destek veren eylemlerdeki Rusya bayrakları da öne çıktı. Tüm bu nedenlerle Nijer’e yönelik planların, emperyalist güçlerin Afrika’daki siyasi ve ekonomik çıkarlarını korumak adına bölge halklarını kanlı bir sürece doğru teşvik etmesi sürecine evrilmesi endişesini canlı tutuyor. ABD, Fransa ve AB, askeri müdahale planlarının dışında görünme taktiği izleseler de ECOWAS’a verdikleri destek ve devrik lider Bazum’un durumuna yönelik uyarıları, bu planı dışlamadıklarına işaret ediyor.
Sadece ABD’nin Afrika’da 6 bin 500, Nijer’de ise 1100 askeri mevcut.
YENİ BİR VEKALET SAVAŞI MI?
Öte yandan Küresel istihbarat ve güvenlik danışmanlık şirketi The Soufan Group’ta araştırma direktörü olan Colin P. Clarke, Newsweek dergisine Nijer’deki durumu için “Bu durum, Batılı ülkelerin ECOWAS’ı, Rusya’nın ise Nijer’i -ve eğer katılırlarsa Burkina Faso ve Mali’yi- Wagner Grubu’nun gücüyle destekleyeceği bölgesel bir vekalet savaşı boyutuna ulaşabilir” yorumu yaptı.
Clarke, “Sahel’de yaşananlar büyük güç rekabetinin bir yan gösterisi değil, büyük güç rekabetinin kendisidir. Yaşanan olaylar bir boşlukta gerçekleşmiyor. ABD, Fransa, Çin ve Rusya’nın her birinin Sahel ülkelerinde kendi çıkarları var” dedi.
NEDEN AFRİKA?
Afrika kıtası, krom ve platinin yüzde 90’ı da dahil olmak üzere dünyadaki maden zenginliğinin tahmini yüzde 30’una ev sahipliği yapıyor. Kobaltın dünya arzının yüzde 70’ini tek başına Demokratik Kongo Cumhuriyeti üretiyor. Kıta aynı zamanda dünya elmaslarının yüzde 65’ini üretiyor ve altın rezervlerinin yüzde 40’ına, petrolün yüzde 12’sine ve doğal gazın yüzde 8’ine ev sahipliği yapıyor. Fas tek başına gübre için hayati önem taşıyan fosfat kayasının yüzde 75’ini barındırıyor.
Rusya’nın paralı asker şirketi Wagner grubu ise Nijer’in hemen batısındaki Mali’de, Libya’da, Orta Afrika Cumhuriyeti (OAC) ve Sudan’da faaliyet gösteriyor. Yerel isyancı gruplarla çatışmalarda hükümetlere silahlı güç sağlıyor. Wagner, OAC ve Sudan’da özel altın ve elmas madenleri de işletiyor.
Nijer’deki uranyum madenlerinin önemli bir kısmı ve petrol endüstrisi de dahil olmak üzere kıtanın madencilik endüstrisinin büyük bir bölümünde kontrol payına sahip olan Çin, 2020’de 43.4 milyar dolarlık toplam FDI (doğrudan yabancı yatırım) gerçekleştirdi ve bu da 17 yılda 100 kat artış anlamına geliyor.
Çin, 2019’a kadarki yirmi yılda 153 milyar dolar kredi vererek Afrika’nın en büyük iki taraflı borç vereni ve Avrupa Birliği’nden sonra ikinci en büyük ticaret ortağı oldu. Rusya ve Çin aynı zamanda Sahraaltı Afrika’nın en büyük silah tedarikçileri ve son beş yıldaki satışların sırasıyla yüzde 26 ve yüzde 18’ini gerçekleştirerek yüzde 8’lik satış ile üçüncü sıradaki Fransa ve yüzde 5 ile ABD’nin önünde yer aldılar.
2019 yılında ABD Afrika Komutanlığı (AFRICOM) “Çin ve Rusya'nın kötü niyetli eylemlerini” “caydırmak” için beş yıllık bir plan başlatmıştı. AFRICOM’un eski başkanı Deniz Piyadeleri Generali Thomas Waldhauser, o yıl Kongreye Rusya ve Çin’in “ABD zararımıza erişim ve nüfuz” peşinde olduğunu ve on yıl içinde Çin’in ABD'nin askeri erişimini ve operasyonlarını engelleme kabiliyeti kazanabileceğini söylemişti. (DIŞ HABERLER)