Ramazan Gürbüz: Eğitimin dinselleştirilmesine karşı tek çözüm mücadele
Okullarda din dersi sayısının artırılmasını değerlendiren Eğitim Sen MYK üyesi Ramazan Gürbüz, iktidarın kamusal eğitimi tasfiye ve dinselleştirilmesi yolunda stratejik bir süreç yürüttüğünü belirtti.
İLGİLİ HABERLER
MEB'den dini dayatmaya devam: Ortaokulda 16 saat din dersi
Damla KIRMIZITAŞ
Ankara
Milli Eğitim Bakanlığının (MEB) 2023-2024 eğitim öğretim yılı itibarıyla uygulanacak haftalık ders çizelgelerinde yaptığı değişiklik ile ilköğretim kurumlarında ve liselerde din dersi sayısını artırıldı. İktidarın kamusal eğitimi tasfiye ve dinselleştirilmesi yolunda stratejik bir süreç yürüttüğünü belirten Eğitim Sen MYK üyesi Ramazan Gürbüz, laik eğitim mücadelesinin yükseltilmesi çağrısında bulundu.
MEB Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı’nca yayımlanan yeni haftalık ders çizelgesine göre, ilköğretim kurumlarında ‘Din, Ahlak ve Değer’ grubunda yer alan seçmeli derslerden en az birinin her sene haftada 2 saat alma zorunluluğu getirilerek ortaokulda din dersi 16 saate kadar çıkarıldı. Yine çizelge ile, liselerde din dersi sayısı 12-16 saatlerine çıkarıldı. Eğitim Sen MYK üyesi Ramazan Gürbüz, iktidarın kamusal eğitimi tasfiye ve dinselleştirilmesi yolunda çok stratejik bir süreç yürüttüğünü belirterek, “Yapılmak istenen bu son hamleyle de tüm okulların aslında imam hatipleştirilmesine yönelik bir durum. Seçmeli ders adı altında zorunlu seçmeli ders haline getirip, zorunlu din dersini tüm öğrencilerimize dayatmaktır. Bu açıktır ki laik eğitime, laik yaşama bir müdahale” dedi.
Bakanlık tarafından gelen yeni bir hamle olmadığını söyleyen Gürbüz, “Dünden bugüne bu yolları döşediler. ÇEDES ile okullara imamlar atama; cemaatlerin, tarikatların okullarda çok rahatlıkla etkinlikler yapması; geçtiğimiz hafta HÜDAPAR’ın kamu okullarında kongreler, toplantılar yapması kamusal eğitimin dinselleştirilmesine yönelik açık bir tutum. Ders kitaplarının içeriğinden tutalım müfredatlara kadar, pozitif bilimleri mümkün olduğu kadar kısıtlayan ve dinsel içerikli dersleri yoğunlaştırmak suretiyle dindar ve kindar bir nesil yetiştirme yolunda yol yürüyorlar. Cinsiyet ayrımına dair ders kitabı görselleri, verilen örnekleri düşününce beyin yıkama durumuyla da karşı karşıyayız. Bu şekilde ya örtük ya da açıktan yürütüyorlar. Artık hiçbir şeyi saklayarak da yapmıyorlar” diye konuştu.
“TOPLUM BU KONUYA DUYARLI OLMALI”
Eğitim Sen’in laik, demokratik, bilimsel, parasız, ana dilinde eğitim mücadelesi sürdürdüğünü ifade eden Gürbüz, laik eğitim meselesinin yalnızca bir eğitim sendikasının sorununun olmadığına dikkat çekti. Toplumun bütün kesimlerinin bu konuda gerekli duyarlılığı göstermesi gerektiğini vurgulayan Gürbüz şöyle devam etti: “Biz bu konuya ilişkin mücadelemizi sürdürüyoruz. Ve 16 Eylül'de de ‘ÇEDES’e hayır; laik eğitim, laik yaşam, eşit yurttaşlık’ şiarıyla İzmir'de miting düzenliyoruz. 30’a yakın kurum da bu mitinge katılacak. Bizim bu mücadeleyi yükseltmekten başka bir çözümümüz yok. Kaldı ki laiklik mücadelesi aynı zamanda bir sınıf mücadelesidir. Biz bu bağlamda görüyoruz. Bu şekilde bilimsel bir toplum yaratmaya dönük ve sömürüyü katmerleştirmek için adımlar attıklarının farkındayız. O nedenle de laiklik mücadelesine, sınır mücadelesinin bir parçası olarak görüp, birlikte tüm kesimler ile yol yürüme kararındayız. İzmir Bölge Mitingi’nden sonra diğer belli bölgelerde de daha geniş kesimlerle laiklik laik yaşam, laik eğitim temelinde buluşmalarımızı sürdürmek istiyoruz.”
Evrensel'i Takip Et