EMEP Milletvekili İskender Bayhan tersane işçileriyle görüştü: Yan yana gelirsek değişir

Tuzla tersanelerindeki işçiler, Emek Partisi Tuzla İlçe Örgütünün çağrısıyla İstanbul Milletvekili İskender Bayhan ile bir araya geldi.

10 Eylül 2023 22:18
Paylaş

30 bine yakın işçinin çalıştığı, çoğunluğunun taşeron işçi olduğu, fazla mesailerle gece gündüz çalışmalarına rağmen yoksulluk sınırının üstünü geçemeyen ücretlerle geçinmek zorunda kaldığı, iş kazasının sürekli, iş cinayetlerinin ise sıklıkla gerçekleştiği Tuzla tersanelerindeki işçiler, Emek Partisi Tuzla İlçe Örgütünün çağrısıyla İstanbul Milletvekili İskender Bayhan ile bir araya gelerek yaşadıkları sorunları ve mücadele yöntemlerini konuştu. İşçilere seslenen Bayhan, tersane işçilerinin yaşadığı sorunların Meclis’te de gündem edileceğini, bunun mücadelesini vereceklerini ancak işçilerin de bu mücadelede örgütlenmelerinin önemine dikkat çekerek, “Bu mücadeleyi beraber yapalım, Meclis’teki mücadeleyi de bu mücadelenin bir parçası yapalım” diye seslendi.

BARINMA SORUNU, İŞ CİNAYETLERİ VE DÜŞÜK ÜCRETE KARŞI BİR ARAYA GELDİLER

Emek Partisi İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, Tuzla ilçe örgütünün çağrısıyla tersane işçileri ile bir araya geldi. Tersane işçilerinin yaşadığı başlıca sorunlar olan; işçi cinayetleri ve iş kazaları, barınma sorunu ve düşük ücretlerin tartışıldığı buluşmada, Bayhan farklı tersanelerden 30’a yakın işçiye seslendi.

Yılın ilk 7 ayında en az 25 tersane işçisinin alınmayan önlemler nedeniyle hayatını kaybettiğini söyleyerek söyleşiyi başlatan Emek Partisi Tuzla İlçe Örgütü Üyesi Berkay Ergün, özellikle bölge illerinden gelen genç işçilerin 9-10 kişilik, sağlıksız koşullardaki pansiyonlarda barınmak zorunda kaldıklarını, ücretlerin ise her geçen gün eridiğini, bu sebeple yaşam koşullarının artık birlikte mücadeleyi kaçınılmaz hale getirdiğini vurguladı. Giriş konuşmasının ardından söze İskender Bayhan devam etti.

“DAHA FAZLA KÂR HIRSI, DAHA FAZLA İŞ CİNAYETİ”

Bayhan, çalışma ve yaşam koşullarının ağırlaşmasının bilinçli bir politika olduğunu söyleyerek başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü: “İşçilerle kapitalistler arasında sömürüden kaynaklı müthiş bir kâr-zarar uçurumu ortaya çıktı. Türkiye ve banka sermayesi çok büyüdü. Yerli ve yabancı tekeller yüzde 400’lerle kâr açıkladı. İşçilerin satın alma gücü düşerken sermaye büyüdü. ‘Büyüyen Türkiye’ dedikleri büyüyen sermaye, büyüyen holdinglerdi.”

Ekonomik kriz sürecinde faturanın emekçilere ödetildiğini söyleyen Bayhan, “Olur ya Türkiye’nin servet sahiplerinin kârı düşer diye uyuyamayanlar bütün stratejiyi bunun üzerine kurarak işçiye emekçiye ‘aman ha sabredin, fedakârlık yapın, biz bu işi 3 yılda düzelteceğiz’ dediler. Ne yazık ki, ‘sabredin’ diyen hükümetin ve sermayedarların karşısında hala ona inananlar, ‘sıkalım dişimizi biz de belki rahatlarız’ diyenler var.  Oysa tüm bu yaşadıklarımıza karşı üç temel talep etrafında mücadele edebilir ve kazanabiliriz diyoruz; temel tüketim malzemelerine yapılan zamlar durdurulsun ve geri alınsın. Asgari ücret yoksulluk sınırının üstünde olmalı ve yoksulluk sınırı altındaki ücretlerden vergi alınmamalı. Türkiye’de artık servet vergisi politikası izlenmeli. Yüzde 400 kâr yapan sermayedarların karşısına dikilip ‘biraz da siz fedakarlık yapın’ demeliyiz. Bunlar mümkün. Bunun mücadelesini örgütleyelim, sabretmeyin, fedakarlık yapmayın, dişinizi sıkmayın, yeterince sabrettiniz, vaziyet bu" diye seslenerek, düşük ücretlere ve sömürüye karşı mücadele çağrısı yaptı.

“Kuralsızlık, güvencesizlik, esneklik demek iş cinayetlerinin çoğalması demektir. Çünkü aşırı kâr başka türlü olmaz” diyen Bayhan, “Orta vadeli Programda, ‘güvenceli esneklik’ diye bir kavram bulmuşlar. Esnekliği kaldıracağız diyemeyip bunu demişler. Güvenceli esneklik hedefini siz ‘güvenceli iş cinayetleri’ olarak anlayın” dedi.

"PANSİYONDA BİR ODADA 10 KİŞİ KALIYORLAR"

Bayhan’ın konuşmasının ardından söz alan ve tartışmaya katılan işçilerden biri “Tersanede işçiler şu anda köle olarak görülüyor” derken bir başka işçi ise yaşanan iş cinayetlerine ilişkin "İki gün İSG eğitimi oldu, sınavda önümdeki adam cevapları söyledi öyle geçtim. Hiçbir şey bilmeden bir anda tersaneye başladım” diyerek eğitimlerin yetersiz ve baştan savma yapıldığını söyledi.

Bir başka işçi de, “Bir arkadaşım pansiyonda kalıyor. Gittim ziyarete, küçücük bir odada 10 kişi kalıyorlar. İnsanlık dışı bu. Esirlerin koyulduğu zindan gibi evler. Burada yaşayan dinlenemez ve bu da iş kazalarına neden olur” dedi. “Seçeneksizlik, ne yapabilir ki” diyen bir işçiye başka bir karşılık verdi, “Hayat şartları çok zorlaştı. Kiralar çok yüksek. Bekara da kimse kolay kolay ev vermiyor.”

"VERDİKLERİ BARET VE AYAKKABILAR KALİTESİZ"

Sadece taşeron işçilerin değil, kadrolu tersane işçilerinin de katıldığı buluşmada konuşan bir kadrolu işçi, “Verdikleri baret en kalitesizi, verdikleri ayakkabıyı ben giymiyorum kendi ayakkabım daha sağlam çünkü” diyerek kadrolu işçilerin taşeron işçilerden daha düşük ücret aldığını söyledi.

“BİRBİRİMİZDEN KOPUK OLURSAK DEĞİL YAN YANA GELİRSEK DEĞİŞİR”

"Ya güvencesiz çalışacaksın ya da düşük ücrete çalışacaksın” seçeneksizliğine itildiklerini belirterek kadrolu işçilerin ücretlere karşı aralarında tartıştıklarını söyleyen işçiye bir başka kadrolu işçi ise şöyle cevap verdi: "Tartışma var ama dışarıya yansımıyor bu. Ben de kadrolu bir işçiyim. Sendikamız Dog Gemi İş şu ara kendine yakın olan işçileri Antalya’daki sosyal tesislerine götürdü. Hiçbir patron kaliteli malzeme almaz ucuz hangisiyse ona bakar. Sistem öyle işler. Biz bunu yaşıyoruz. Sessiz kaldıkça da devam eder bu. Son zamanlarda işçiler birbirinden çok kopuk; kim ne yapıyor, eksikler neler kimsenin haberi yok. Geçmişte mücadele ederek, eylemler yaparak birçok hak kazandık. Yevmiyelerimizin yatırılması, sigortamızın yapılması gibi… Şimdi kriz patronlara yaradı, ucuza çalıştırılmak zorunda bırakıldık. Biz de borçlandık. Eğer biz işçiler birbirimizden haberdar olursak, yan yana gelirsek yapamayacağımız şey olmaz."

BAYHAN, İŞÇİLERİN SORUNLARINI MECLİSTE GÜNDEME GETİRME SÖZÜ VERDİ

Kimi il derneklerinin tersanelere memleketlerinden taşeron işçi gönderdiğini, “hemşehricilik” adı altında işçilerin daha aza tamah ettirildiğini ve bunun da işçiler arasında “şuralılar bizim piyasayı düşürüyor” denilerek bakıldığını ve bunun da işçiler arasında bir bölünme, ayrışma yarattığını söyleyen işçilere Bayhan şöyle yanıt verdi:

"Tuzla tersanelerinin iş gücünün artacağı görülüyor. Burada eğer sadece dayanışma eğer bölgesel, yöresel olarak kalırsa bu derdimizi çözmez. Bu bir sınıf dayanışmasına dönmezse işçilerin arasında yarın daha büyük rekabet, daha büyük düşmanlık yaratır. Ücretlerin düşüklüğünün nedenleri de başka yörenin emekçilerinin neden olduğu bir sorunmuş gibi görülür. Sanki tersane patronları yüksek ücret vermeye hazırmış da ‘şu yöreden olanlar yüzünden ücret düşük’ gibi bir yaklaşım çıkartmaya devam eder. Emeğini satarak yaşayan işçilerle, bunun için her şeye katlananlarla buna sebep olanlar kimler ayrımını görmemiz lazım.”

Tuzla tersanelerinde, barınma, düşük ücretler ve iş cinayetleri sorunlarını önümüzdeki günlerde Meclis’e taşıyacaklarını söyleyen Bayhan, “Ama sadece bununla yetinemeyiz. Beraber örgütlü çalışmamız lazım. Bunu beraber örgütlersek, sizler sorumluluk alırsanız, tersanelerin görünen ile gerçek yüzünü ortaya birlikte koyarsak, katlandıklarınızla katlanmamamız gerekenleri beraber gündem yaparsak ancak değiştirebiliriz. Bu mücadeleyi beraber yapalım, Meclis’teki mücadeleyi de bu mücadelenin bir parçası yapalım” dedi. (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Kırklareli’nde sel değil, usulsüzlük öldürdü

SONRAKİ HABER

Eğitim Sen Samsun Şubesi: Eğitimin sorunları katlanarak artıyor, çözüm üretilmiyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa