10 Eylül 2023 22:50

Eğitim Sen Samsun Şubesi: Eğitimin sorunları katlanarak artıyor, çözüm üretilmiyor

Eğitim Sen Samsun Şube Başkanı Ersin Gür, 2023-2024 eğitim öğretim yılında eğitim emekçilerini öğrencileri ve velileri bekleyen birikmiş sorunlara değinerek çözüm ve önerilerini dile getirdi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Eğitim Sen Samsun Şube Başkanı Ersin Gür yaptığı basın açıklamasıyla yarın başlayacak olan 2023-2024 eğitim öğretim yılında eğitim emekçilerini öğrencileri ve velileri bekleyen birikmiş sorunlara değindi. Gür, taleplerini ve çözüm önerilerini dile getirdi.

"EĞİTİMİN SORUNLARI KATLANARAK ARTIYOR, ÇÖZÜM ÜRETİLMİYOR"

Piyasa merkezli, rekabetçi ve sınav merkezli eğitim politikaları sonucunda eğitim sisteminin tam bir sorun yumağı haline geldiğini ifade eden, Gür, "Türkiye’de okul öncesi eğitimden üniversiteye kadar eğitimin bütün kademeleri, uzun yıllardır en temel işlevlerini dahi yerine getiremez durumdadır. Bu durum kaçınılmaz olarak eğitimin niteliğini de olumsuz etkilemekte; özellikle son birkaç yıldır derinleşen ekonomik kriz soncunda artan fiyatlar okul masraflarını ciddi oranda arttırmış, çocuk okutan ailelerin bütçelerini derinden sarsmaya başlamıştır. Seçim sonrasında peş peşe gelen zamlarla birlikte veliler, çocuklarına günlük harçlık vermekte zorlanmanın yanı sıra beslenme çantalarını dahi dolduramama korkusu yaşamaktadır." dedi.

"İKTİDAR ÇEDES PROJESİYLE EĞİTİMİ KENDİ SİYASİ-İDEOLOJİK ARKA BAHÇESİ HALİNE GETİRMEK İSTİYOR"

Mevcut eğitim sisteminin okulda ve toplumsal yaşamın her düzeyinde rekabeti, hizmetin bedelini ödemeyi, öğrenci ve velileri müşteri olarak gördüğünü belirten Gür, şöyle devam etti: "Siyasi iktidarın eğitim alanında, uzun süredir kendi siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda attığı adımlar, çeşitli vakıf ve derneklerle iş birliği halinde hayata geçirilen  laiklik ve bilimsellik karşıtı gerici uygulamalar her geçen gün dozunu arttırarak devam etmektedir. 

Milli Eğitim bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı, bizzat iktidar eliyle hayata geçirilen ve birbirinden ayrı olması gereken eğitim alanı ile inanç alanlarının birbirine karıştırılmasına yönelik ÇEDES ve benzeri uygulamalardan derhal vazgeçmelidir. Çocuklarımızın, siyasi iktidarın kendi siyasal-ideolojik hedeflerine ulaşmak için, eğitimi arka bahçesi haline getirmek adına din istismarıyla ve sözde değerler eğitimiyle hayata geçirilen ÇEDES ve benzeri projelerin parçası haline getirilmesini istemiyoruz.  

Projenin ülke çapında uygulaması için Milli Eğitim Müdürlükleri ve Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı il müftülükleri aracılığıyla okullara ‘manevi danışman’ sıfatıyla pedagojik eğitimi bulunmayan vaiz, imam hatip, Kur’an kursu öğreticileri İzmir ve Eskişehir başta olmak üzere, çeşitli illerde görevlendirmeler yapılmaya başlandı.            

Milli Eğitim Bakanlığının görevi çocuk ve gençleri tarikat ve cemaatlerin eline bırakmak değil, insanlığın ortak evrensel değerleri doğrultusunda yetiştirmek, temel insan hakları ve çocukların yararını gözetecek,  eleştirel düşünce becerisi kazandırabilecek okul ortamları sağlamak, barınma, beslenme kendini gerçekleştirme vb en temel ihtiyaçları karşılamak olmalıdır." 

"MEB'İ ÖĞRENCİLERE ÖĞLE YEMEĞİ HİZMETİ VERMEYE DAVET EDİYORUZ"

Türkiye'nin, OECD ülkeleri arasında çocuk yoksulluğunda ilk sırada olduğunu, erinleşen ekonomik krizin de etkisiyle bugün her 5 çocuktan birinin derin yoksullukla karşı karşıya olduğunu, yeterli ve besleyici gıdaya ulaşamadığını vurgulayan Gür, okullarda ücretsiz okul beslenme programı hazırlanması, giysi, kırtasiye, eğitim araçları ve ulaşım giderleri konusunda destek verilmesini istedi. 

"EĞİTİMİN EKONOMİK YÜKÜ VELİLERİMİZİN SIRTINDA"

İdare ve okul aile birliklerinin velilerden zorlama ile bağış istediğini belirten Grü, "Bu durum öğrenci velilerini ciddi anlamda zorlamaktadır..  Okullarda kullanılan yazıların kartuşlarından, tahta kalemine kadar tüm kırtasiye ihtiyaçları öğrenci velilerinden talep edilmektedir. Milyonlarca insanı etkileyen ekonomik kriz, TL’de yaşanan değer kaybı ve yüksek enflasyon nedeniyle diğer bütün harcama kalemlerinde olduğu gibi, kırtasiye harcamalarında da astronomik artışlar yaşanmaktadır. Sadece son üç yılda velilerin öğrenciler için yapmış olduğu kırtasiye harcaması miktarı en az 6 kat artmıştır." diye konuştu.  

"ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU MESLEĞİMİZİN İTİBARINI YERLE BİR ETTİ"

800 bini aşan ataması yapılmayan öğretmene, emek sömürüsüne mahkum edilen binlerce özel sektör öğretmenine, asgari ücretin de altında çalıştırılan ücretli öğretmenlere ve sözleşmeli öğretmenlere değinen Gür, "Yasa yeniden düzenlenmeli sözleşmeli kadrolu ayrımını ve güvencesiz çalıştırma yöntemlerini engellemelidir. Eşit işe eşit ücret ilkesiyle tüm eğitimciler özel sektör öğretmenleri de dahil olmak üzere güvenceli çalışmayı esas olan  eğitimcilerin en temel ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde bir ücret düzenlemesi yapılmalıdır. Her yıl öğretmenlere verilen eğitim öğretim ödeneği bugünün gerçekleriyle uyuşmamaktadır. Bu ödenek sadece öğretmenlere değil tüm eğitim çalışanlarına verilmeli, her yıl iki kere bir maaş tutarına ödeme yapılmalıdır." dedi.

"KAMUSAL, LAİK, BİLİMSEL  DEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELEMİZ KESİNTİSİZ ŞEKİLDE  SÜRECEK"

"Eğitim sisteminde yaşanan sorunlar, elbette ülkedeki ekonomik, toplumsal ve siyasal koşullarda yaşanan gelişmelerden ayrı ve bağımsız değildir" diyen Gür, "Her geçen gün daha fazla piyasa ilişkileri içine çekilen, okul öncesinden üniversiteye kadar bilimin değil, milliyetçiliğin ve inanç sömürüsünün referans alındığı bir eğitim sisteminde, eğitim ve bilim emekçileri ve tüm öğrencilerimizin kamusal, bilimsel, demokratik bir eğitim hakkını savunmaya, mücadelemizi kesintisiz bir şekilde sürdürmeye kararlı olduğumuzu buradan bir kere daha söylüyoruz." diyerek açıklamayı sonlandırdı. (Samsun EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

EMEP Milletvekili İskender Bayhan tersane işçileriyle görüştü: Yan yana gelirsek değişir

SONRAKİ HABER

Okullar açılırken: 1 öğün ücretsiz ve sağlıklı yemek hakkımızdan vazgeçmiyoruz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa