Barolar avukat cinayetine 81 ilde tepki gösterdi: Tek bir kayba dahi tahammülümüz yok!
Muğla Barosuna kayıtlı Av. Mehmet Erdal Çam'ın müvekkili tarafından Muğla Bodrum'da öldürülmesi üzerine baroların 81 ilde yaptığı açıklamalarda "Tek bir kayba dahi tahammülümüz yok!" denildi.
Fotoğraf: Evrensel
Muğla Barosuna kayıtlı Av. Mehmet Erdal Çam'ın müvekkili tarafından Muğla'nın Bodrum ilçesinde öldürülmesi üzerine Türkiye Barolar Birliğinin çağrısıyla 81 ilde barolar tarafından eş zamanlı açıklamalar yapıldı. Açıklamalarda cezasızlık politikalarının son bulması ve avukata yönelik şiddete karşı TBMM'de gerekli çalışmaların yürütülmesi talep edildi.
İzmir Barosu da İzmir Adliyesi önünde yaptığı açıklamada Avukat Mehmet Erdal Çam'ın öldürülmesini kınadı. Basın açıklamasını İzmir Barosu Başkan Yardımcısı Av. Zöhre Dalkıran okudu.
Av. M. Erdal Çam'ın davasına baktığı müvekkili tarafından, sadece mesleki faaliyeti nedeniyle katledildiğini dile getiren Dalkıran, daha önce de mesleğini icra ederken katledilen ve şiddete uğrayan avukatların adlarını andı. Avukatların her geçen gün daha fazla öldürme, yaralama, tehdit, hakaret gibi saldırıların mağduru haline geldiğini belirten Dalkıran, "Bazen sözlü bazen silahlı olan; bazen müvekkilden bazen karşı taraftan kaynaklanan ve bazen yaralama bazen ölümle sonuçlanan bu saldırıların değişmeyen ortak bir yönü var: Avukatların bu saldırılarla karşı karşıya kalmalarının nedeni, yalnızca mesleki faaliyetlerini yerine getirmeleridir. Münferitmiş gibi görülen bu saldırılar, aynı zamanda avukatlık faaliyetine, savunmaya, dolayısıyla adil yargılanma hakkına ve adaletin tesisine yöneliktir" dedi.
"BU CÜRETİ CEZASIZLIK POLİTİKALARINDAN ALIYORLAR"
Avukata yönelik şiddete ilişkin gerekli adımlar atılarak, özel olarak önlem alınmasının elzem olduğunun altını çizen Dalkıran, "Avukata saldırma pervasızlığını gösteren saldırganlar bu cüreti, mesleğin itibarsızlaştırılması çabasından ve cezasızlık politikalarından alıyorlar. İnfaz kanunlarında yapılan değişiklikler, cezasızlık politikalarını daha da derinleştiriyor. Avukata yönelik şiddetle, ciddi bir politika benimsenerek mücadele edilmediği sürece, tekil vakalarda verilen ancak infaz düzenlemeleri nedeniyle göstermelik kalan cezalarla yol alınması mümkün değildir" ifadelerini kullandı.
"MECLİS ARAŞTIRMA KOMİSYONU KURULSUN"
Dalkıran, avukata yönelik saldırıların savunma hakkına yönelik olduğu vurgusuyla şunları söyledi; "Türkiye Barolar Birliğinin; avukata yönelik şiddetle ilgili olarak 4 Nisan 2022’de Türkiye Büyük Millet Meclisine, 8 Temmuz 2022’de Adalet Bakanlığına yapmış olduğu başvurularda dile getirilen; konunun öncelikli gündem maddesi haline getirilmesi, Meclis Araştırma Komisyonu kurulması, zorunlu tedbirlerin derhal alınması ve mevzuat çalışması yapılması şeklindeki açık, somut, net talep ve önerilerinin bir an evvel karşılanması, avukatlar için olduğu kadar yurttaşların savunma hakları için de zorunludur. Çünkü avukata yönelik saldırı, yurttaşın savunma hakkına yönelik saldırıdır." (İzmir/EVRENSEL)
ANKARA BAROSU: AVUKATLARA YÖNELİK SALDIRI SAVUNMA HAKKINA YÖNELİKTİR
Ankara Barosu avukatları, avukatlara yönelik şiddete karşı basın açıklamasında bulundu. Avukata yönelik şiddete ilişkin gerekli adımların atılması gerektiğini vurgulayan Ankara Barosu Başkan Yardımcısı Seval Yıldırım, “Net talep ve önerilerinin bir an evvel karşılanması, avukatlar için olduğu kadar yurttaşların savunma hakları için de zorunludur. Çünkü avukata yönelik saldırı, yurttaşın savunma hakkına yönelik saldırıdır. Avukat tehdit altındaysa, hak arama özgürlüğü de tehdit altındadır” dedi.
Ankara Adliyesi önünde yapılan açıklamada konuşan Ankara Barosu Başkan Yardımcısı Seval Yıldırım, “Tek bir kayba daha tahammülümüz yok. Denizli Barosu önceki dönem başkanlarımızdan, Muğla Barosu’na kayıtlı Av. M. Erdal Çam altı gün önce, daha evvel davasına baktığı müvekkili tarafından, sadece mesleki faaliyeti nedeniyle katledildi” dedi. Avukata yönelik şiddetin sistematikleştiğini belirten Yıldırım, “ Avukatlar; her geçen gün daha fazla öldürme, yaralama, tehdit, hakaret gibi saldırıların mağduru haline geliyor. Bazen sözlü bazen silahlı olan; bazen müvekkilden bazen karşı taraftan kaynaklanan ve bazen yaralama bazen ölümle sonuçlanan bu saldırıların değişmeyen ortak bir yönü var: Avukatların bu saldırılarla karşı karşıya kalmalarının nedeni, yalnızca mesleki faaliyetlerini yerine getirmeleridir. Münferitmiş gibi görülen bu saldırılar, aynı zamanda avukatlık faaliyetine, savunmaya, dolayısıyla adil yargılanma hakkına ve adaletin tesisine yöneliktir. Avukata yönelik şiddetin temelinde, avukatın mesleki faaliyetleri, görevlerini yaparken müvekkilleriyle özdeşleştirilmeleri veya savunma hakkının etkin kullanılması için mücadele ederken bu görevin ifasını önleme niyeti yer almaktadır” dedi.
“AVUKATA SALDIRI, YURTTAŞIN SAVUNMA HAKKINA YÖNELİK SALDIRIDIR”
Avukata yönelik şiddete ilişkin gerekli adımların atılması gerektiğini vurgulayan Yıldırım, “Avukata saldırma pervasızlığını gösteren saldırganlar bu cüreti, mesleğin itibarsızlaştırılması çabasından ve cezasızlık politikalarından alıyorlar. İnfaz kanunlarında yapılan değişiklikler, cezasızlık politikalarını daha da derinleştiriyor. Avukata yönelik şiddetle, ciddi bir politika benimsenerek mücadele edilmediği sürece, tekil vakalarda verilen ancak infaz düzenlemeleri nedeniyle göstermelik kalan cezalarla yol alınması mümkün değildir. Net talep ve önerilerinin bir an evvel karşılanması, avukatlar için olduğu kadar yurttaşların savunma hakları için de zorunludur. Çünkü avukata yönelik saldırı, yurttaşın savunma hakkına yönelik saldırıdır” dedi.
“KONUYLA İLGİLİ TBMM ARAŞTIRMA KOMİSYONU KURULMALI”
“Mesleğimizi yaparken, görevimizi ifa ederken can veriyoruz” diyen Yıldırım şöyle devam etti: “ Avukat tehdit altındaysa, hak arama özgürlüğü de tehdit altındadır. Bizler dava dosyalarının tarafı değil, vekiliyiz. Vekalet etmek mesleğimizin gereğidir. Biz bu görevi üstlenmezsek; adalet işlemez. Bize saldıranların bile muhtaç oldukları savunma hakkı kullanılamaz. Bizler bu görevi, şu veya bu kişilerin menfaati için değil, adil yargılanma hakkının hayata geçirilmesi için yerine getiriyoruz. Acil talebimiz şudur: Yeni yasama döneminde, Anayasa’nın 98. ve TBMM İçtüzüğü’nün 104. ve 105. maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılmalı, konuyla ilgili TBMM araştırma komisyonu kurulmalıdır. Türkiye Barolar Birliği’nin Adalet Bakanlığı’na sunduğu önerilerde yer alan gerekli düzenlemeler acilen hayata geçirilmelidir. Devletin tüm kurumlarında ve yurttaşlarda, avukata yönelik şiddetin engellenmesiyle ilgili farkındalık yaratılmalı ve buna ilişkin somut çalışmalar hayata geçirilmelidir.” (Ankara/EVRENSEL)
DENİZLİ BAROSU: AVUKATA SALDIRI ADALETE SALDIRIDIR!
Denizli Barosu'nun Denizli Adliyesi önündeki açıklamayı Denizli Barosu Başkan Yardımcısı Av. Ufuk Kök okudu. Avukatlara yönelik saldırıların savunma ve adil yargılanma hakkına olduğunu dile getiren Kök, katillerin mesleğe yönelik itibarsızlaştırma ve cezasızlık politikalarından cesaret aldığını söyledi.
Son yıllarda mesleğini icra ederken katledilen ve şiddete uğrayan Av. Servet Bakırtaş, Av. Ersin Arslan, Av. Asilcan Tuzcu, Av. Savaş Baş ve Av. Necati Çakmak, Av. Mustafa Necmi Öncül isimlerini anan Kök, "Maalesef saydığımız bu yaşam hakkına dönük ve can yakıcı vakalar artık her gün ve yaşamın her alanında sistematik halde yaşanılan avukata yönelik şiddetin çok az sayıda örneğidir. Avukatlar; her geçen yıl daha fazla oranda öldürme, yaralama, tehdit, hakaret gibi saldırıların mağduru haline geliyor" ifadelerini kullandı.
"CESARET CEZASIZLIKTAN GELMEKTEDİR"
Kök açıklamasının devamında, avukatların bu saldırılarla karşı karşıya kalmalarının avukatlık faaliyetine, savunmaya, dolayısıyla adil yargılanma hakkına ve adaletin tesisine dönük olduğunu ifade ederek şunları söyledi; "Avukata yönelik şiddet, toplumun genelinde gözlenen şiddet eğiliminden veya diğer meslek mensuplarına yönelik şiddetten önemli farklılıklar içermektedir. Bu kapsamda özel olarak avukatlara yönelik şiddete ilişkin gerekli adımlar atılarak, önlem alınması elzemdir. Avukata saldırma pervasızlığını gösteren saldırganlar bu cüreti, mesleğin itibarsızlaştırılması çabasından ve cezasızlık politikalarından alıyorlar. İnfaz kanunlarında yapılan değişiklikler, cezasızlık politikalarını daha da derinleştiriyor. Cesaret cezasızlıktan gelmektedir."
Türkiye Barolar Birliğinin, Türkiye Büyük Millet Meclisine, ve Adalet Bakanlığına yapmış olduğu başvuruları hatırlatan Kök, Meclis Araştırma Komisyonu kurulması ve şiddete karşı gerekli tedbirlerin uygulanmasını talep etti. (Denizli/EVRENSEL)
ESKİŞEHİR BAROSU: SALDIRILAR ADİL YARGILANMA HAKKINA VE ADALETİN TESİSİNE YÖNELİKTİR
Eskişehir Barosu'na bağlı avukatlar görevlerini yaparken saldırıya uğrayan ve katledilen mesletaşları için bugün Eskişehir Adliyesi önünde basın açılaması düzenledi. Açıklamayı Okuyan Eskişehir Baro Başkanı Mustafa Elagöz,"Avukatlar; her geçen gün daha fazla öldürme, yaralama, tehdit, hakaret gibi saldırıların mağduru haline geliyor. Bazen sözlü bazen silahlı olan; bazen müvekkilden bazen karşı taraftan kaynaklanan ve bazen yaralama bazen ölümle sonuçlanan bu saldırıların değişmeyen ortak bir yönü var: Avukatların bu saldırılarla karşı karşıya kalmalarının nedeni, yalnızca mesleki faaliyetlerini yerine getirmeleridir. Münferitmiş gibi görülen bu saldırılar, aynı zamanda avukatlık faaliyetine, savunmaya, dolayısıyla adil yargılanma hakkına ve adaletin tesisine yöneliktir." şeklinde konuştu.
Açıklamasında geçtiğimiz dönemde saldırıya uğrayan ve hayatını kaybeden avukatları anan Elagöz, “Bugün buradan bir kez daha haykırıyoruz: Mesleğimizi yaparken, görevimizi ifa ederken can veriyoruz. Avukat tehdit altındaysa, hak arama özgürlüğü de tehdit altındadır. Bizler dava dosyalarının tarafı değil, vekiliyiz. Vekalet etmek mesleğimizin gereğidir. Biz bu görevi üstlenmezsek; adalet işlemez. Bize saldıranların bile muhtaç oldukları savunma hakkı kullanılamaz. Bizler bu görevi, şu veya bu kişilerin menfaati için değil, adil yargılanma hakkının hayata geçirilmesi için yerine getiriyoruz. Acil talebimiz şudur: Yeni yasama döneminde, Anayasa'nın 98. ve TBMM İçtüzüğü'nün 104. ve 105. maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılmalı, konuyla ilgili TBMM araştırma komisyonu kurulmalıdır. Türkiye Barolar Birliğinin Adalet Bakanlığına sunduğu önerilerde yer alan gerekli düzenlemeler acilen hayata geçirilmelidir. Devletin tüm kurumlarında ve yurttaşlarda, avukata yönelik şiddetin engellenmesiyle ilgili farkındalık yaratılmalı ve buna ilişkin somut çalışmalar hayata geçirilmelidir. Tek bir kayba daha tahammülümüz yok! 180 bin avukat, Barolarımız ve Türkiye Barolar Birliği olarak; avukata yönelik şiddetin normalleşmesine izin vermeyecek, onurla ve asla vazgeçmeden ortak mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Meslek şehitlerimizi saygıyla anıyoruz. Mesleğimizi, meslektaşlarımızı ve yurttaşlarımızın haklarını sahipsiz bırakmayacağız." ifadelerini kullandı. (Eskişehir/EVRENSEL)
ADANA BAROSU: TBMM ARAŞTIRMA KOMİSYONU KURULMALIDIR
Adana Barosu Av. M. Erdal Çam’ın Muğla’da görevini yaptığı esnada öldürülmesine tepki gösterdi. Adana Adliyesi Önünde bir araya gelen avukatlar, tek bir avukat kaybına dahi tahammülleri olmadığını belirterek avukatlar yeni Meclis’in araştırma komisyonu kurmasını ve gerekli düzenlemeleri yapmasını istedi.
“SİLAHLARIN YÜZDE 90’I RUHSATSIZKEN DEVLET, MECLİS NEREDE?
Gerek haciz mahali, gerek ofis gerekse adliye önünde avukatların saldırılara uğradıklarını ifade eden Adana Baro Başkanı Semih Gökayaz, “Ne yazık ki ülkemizde 30 milyondan fazla silah var. bunların yüzde 90’ı ruhsatsız. Bu silahların yüzde 90’ı ruhsatsızsa devlet nerede? Bu ülkeyi kim yönetiyor? Ülkede her alanda cezasızlık politikası var. buna af dersiniz, denetimli serbestlik, pandemi yasası dersiniz… Ama suç işleyen sonuçlarının ağır olmayacağını bilerek suç işlemekte. Bu düzene karşı TBMM nerede? Ülkeyi yönetenler nerede? Biz hiçbir tehditten, hiçbir şiddetten korkmayacağız, Adaletin saplanması için Anayasa ve yasalardan aldığımız yetkiyi sonuna kadar kullanacağız” dedi.
“TBMM ARAŞTIRMA KOMİSYONU KURULMALI”
Basın metnini okuyan Adana Barosu Avukat Hakları Merkezi Genel Sekreteri Av. İlkem İnal, avukatların yaşadıkları şiddet vakalarında cezasızlığa dikkat çekerek münferitmiş gibi görülen bu saldırıların, aynı zamanda avukatlık faaliyetine, savunmaya, dolayısıyla adil yargılanma hakkına ve adaletin tesisine yönelik saldırılar olduğunu dile getirdi,
İnal son olarak şunları söyledi; “Acil talebimiz şudur: Yeni yasama döneminde, Anayasa’nın 98. ve TBMM İçtüzüğü’nün 104. ve 105. maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılmalı, konuyla ilgili TBMM araştırma komisyonu kurulmalıdır. Türkiye Barolar Birliğinin Adalet Bakanlığına sunduğu önerilerde yer alan gerekli düzenlemeler acilen hayata geçirilmelidir. Tek bir kayba daha tahammülümüz yok! 180 bin avukat, Barolarımız ve Türkiye Barolar Birliği olarak; avukata yönelik şiddetin normalleşmesine izin vermeyecek, onurla ve asla vazgeçmeden ortak mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz” dedi.
(Adana/EVRENSEL)
BURSA BAROSU BAŞKANI ÖZTOSUN: CÜRETİ, MESLEĞİN İTİBARSIZLAŞTIRILMASI ÇABASINDAN ALIYORLAR
Bursa Adalet Sarayı önünde, yönetim kurulu üyeleri ve meslektaşlarıyla birlikte basın açıklaması yapan Bursa Barosu Başkanı Av. Metin Öztosun, “Artık tek bir kayba daha tahammülümüz yok” dedi.
Avukatların her geçen gün daha fazla öldürme, yaralama, tehdit, hakaret gibi saldırıların mağduru haline geldiğimi kaydeden Öztosun, “Bazen sözlü bazen silahlı olan; bazen müvekkilden bazen karşı taraftan kaynaklanan ve bazen yaralama, bazen ölümle sonuçlanan bu saldırıların değişmeyen ortak bir yönü var: Avukatların bu saldırılarla karşı karşıya kalmalarının nedeni, yalnızca mesleki faaliyetlerini yerine getirmeleridir” dedi.
Münferitmiş gibi görülen bu saldırıların, aynı zamanda avukatlık faaliyetine, savunmaya, dolayısıyla adil yargılanma hakkına ve adaletin tesisine yönelik olduğunun altını çizen Öztosun şöyle devam etti: “Avukata yönelik şiddetin temelinde, avukatın mesleki faaliyetleri, görevlerini yaparken müvekkilleriyle özdeşleştirilmeleri veya savunma hakkının etkin kullanılması için mücadele ederken bu görevin ifasını önleme niyeti yer almaktadır.
Öztosun, son olarak şu talepleri dile getirdi; “Yeni yasama döneminde, Anayasa’nın 98. ve TBMM İçtüzüğü’nün 104. ve 105. maddeleri uyarınca Meclis Araştırması açılmalı, konuyla ilgili TBMM Araştırma Komisyonu kurulmalıdır. Türkiye Barolar Birliği’nin Adalet Bakanlığı’na sunduğu önerilerde yer alan gerekli düzenlemeler acilen hayata geçirilmelidir. Devletin tüm kurumlarında ve yurttaşlarda, avukata yönelik şiddetin engellenmesiyle ilgili farkındalık yaratılmalı ve buna ilişkin somut çalışmalar hayata geçirilmelidir.” (Bursa/EVRENSEL)