Can Atalay için "Özgürlük Yürüyüşü" 4'üncü gününde: "Deprem suçlarını affetmeyeceğiz"
TİP Genel Başkanı Erkan Baş, Can Atalay’ın serbest bırakılması için Hatay'dan Ankara’ya yürüyüşünü sürdürüyor. 4'üncü günde deprem suçları için "Unutmayacağız, affetmeyeceğiz" denildi.
Fotoğraf: TİP
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, TİP Hatay Milletvekili Can Atalay ve Gezi tutsaklarının hukuksuz şekilde tahliye edilmemesi ile depremden sonra Hatay halkının sorunlarının çözülmemesine karşı Hatay’dan Ankara’ya başlattığı “Özgürlük Yürüyüşü”nün dördüncü gününde. Eylemin dördüncü gününde Arsuz’dan İskenderun’a yürünüyor.
Yürüyüş öncesi açıklama yapan Baş, iktidarının 6 Şubat depreminde ve öncesinde işlediği deprem suçlarını yeniden gündeme getirdi. Tırların bekletilmesinden sosyal medya kısıtlamalarına, AFAD’ın tırları durdurmasından Kızılay’ın çadır satmasına kadar birçok suçu hatırlatan Baş, imar aflarını ve özelleştirmeleri de unutmadıklarının altını çizdi.
Baş, "Suçların en büyüğü ülkemizi depreme hazırlıklı kılmamaktı. Ve dahası var; gözlerini bile kırpmadan afetleri katliama çeviren kanunların altına imza attılar. 2011’de 2013’te kanunlarda yapı denetimini özel şirketlere bıraktılar. Mimar ve mühendis odalarının elinden yetkilerini aldılar, kamusal denetim kavramını ortadan kaldırdılar. Yetmedi sonuncusu 2018’de çıkarılan sözde imar barışları olmak üzere imar afları çıkarıldı. Mühendislik ve mimarlık hizmeti almamış binaların, evlerin sorumluluğu vatandaşlara yıkıldı” dedi.
"KENTSEL DÖNÜŞÜM DEĞİL, RANTSAL DÖNÜŞÜM İSTEMİYORUZ"
6306 sayılı Afet Yasası kapsamında afet öncelikli alanlarda değil, rant öncelikli alanlarda kentsel dönüşüm yapıldığını kaydeden Baş, şöyle konuştu:
“Bir de hiç utanmadan halka sözde ‘Kentsel dönüşüm istemiyor’ diye iftira attılar, solcular ‘rantsal dönüşüm’ istemiyordu. En önemli kurumlarımızdan biri olması gereken AFAD bu iktidar döneminde liyakatsiz insanlarla dolduruldu. Depremde bu kurum işlemedi, işletilemedi. En kritik anlarda yerli-yabancı organizasyonlar, madenciler saatlerce beklemek zorunda kaldı, sahaya onlar indi. Yardım tırlarına el konulduğunu unutmadık, sırf AFAD etiketini yapıştırmak için tırlar durduruldu, saatlerce bekletildi. Yetmedi, stratejik öneme sahip olmasına rağmen özelleştirilen telekomünikasyon şirketleri işlemedi. Üstüne üstlük vatandaşların seslerini duyurabildikleri sosyal medya bant kısıtlamalarına gidilerek engellendi. Ve tüylerimizi diken diken eden düşündükçe kahrolduğumuz bir suç işlendi. Halk deprem bölgelerinde yağmur ve soğuk altında titrerken, çadır dağıtması beklenen Kızılay elindeki çadırları sattı. Bu halk düşmanlığı karşısında tek bir işlem dahi yapılmadı. Bu suçları unutmayacağız, affetmeyeceğiz.” (HABER MERKEZİ)