14 Ekim 2023 11:00
/
Güncelleme: 15 Ekim 2023 14:38

Avukata denetimli serbestlik de koşullu salıverme de yok

Siyasi mahpusların tahliyesi, 2021 yılının başından beri türlü bahanelerle engelleniyor. Tahliyesi ertelenen siyasi mahpuslardan biri de Çağdaş Hukukçular Derneği Üyesi Avukat Didem Baydar Ünsal.

Avukata denetimli serbestlik de koşullu salıverme de yok

Fotoğraf: Halkın Hukuk Bürosu

Meltem AKYOL
İstanbul

Cezasının infazını tamamlamış birçok siyasi mahpusun tahliyesi 2021’in başından bu yana engelleniyor. Gerekçeler hem farklı hem aynı: “Suyu tasarruflu kullanmamak”, “Manevi etkinliklere katılmamak”, “Kütüphaneden kitap almamak”, “Çok kitap okumak”, “Pişman olmamak…”

Biraz baştan almak gerekiyor. 2020 yılında Ceza İnfaz Yasası’nda koşullu salıverilme ve denetimli serbestlikten yararlanma hakkına dair değişiklik yapıldı. Değişiklik sonrası Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu (İGK) 6 aylık periyotlar halinde mahpusların ‘iyi halli’ olup olmadığını değerlendirmeye başladı. Bu kurullar hükümlünün ‘pişmanlık’, ‘tekrar suç işleme riski’, kurallara uyumu ve aldığı disiplin cezaları da “iyi hal” kararında etkili oluyor.

Asıl gerekçeyi ise iki nokta oluşturuyor: Pişmanlık ve tekrar suç işleme riski. Bu gerekçeler büyük oranda siyasi mahpuslara işletiliyor. Kadın katileri, suç örgütü liderleri tahliye edilirken tutuklu avukatlar dahi bu haktan yararlanamıyor. Onlardan biri de Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Üyesi Avukat Didem Baydar Ünsal.

MAHKEME ‘ÖRGÜT ÜYESİ DEĞİL’ DEDİ AMA…

Avukat Didem Baydar Ünsal, İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi'nin ‘örgüte üye olmamakla beraber yardım etmek’ suçlamasıyla 3 yıl 9 ay hapis cezası aldı, Yargıtay’ın kararı onaması sonrası İzmir Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na konuldu. 4 Nisan 2022’de denetimli serbestlikten yararlanması ve tahliye edilmesi gerekiyordu. Ancak öyle kolay değildi. Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu’nun değerlendirme yapıp Avukat Ünsal’ın ‘iyi halli’ olup olmadığına bakması gerekiyordu. Kurul toplandı, değerlendirdi. 31 Mayıs 2022 tarihli değerlendirme kararında  ‘iyi hal’ kriterleri şöyle sıralanıyor: “…infazın tüm aşamalarında hükümlülerin katıldığı iyileştirme ve eğitim-öğretim programları ile spor ve sosyal faaliyetler, kültür ve sanat programları, aldığı sertifikalar, kitap okuma alışkanlığı, diğer hükümlü ve tutuklular ile ceza infaz kurumu görevlileri ve dışarıyla olan ilişkileri, işlediği suçtan dolayı duyduğu pişmanlığı, ceza infaz kurumu kuralları ile kurum bünyesindeki çalışma kurallarına uyumu ve aldığı disiplin cezaları dikkate alınır.”

Kurul, ‘kriterlere uymayan’ Avukat Ünsal’ı ‘iyi halli’ bulmadı ve denetimli serbestlik hakkından yararlanamayacağına karar verdi. Burada kararın gerekçesine dair de bir not aktarmakta fayda var. İdarenin verdiği kararın gerekçesinde Avukat Ünsal’ın “aslında örgüt üyesi olduğu ancak örgütten ayrıldığına dair bir kanaate varılmadığı” belirtiliyordu. Oysa hem yargılandığı mahkeme kararına hem de Yargıtay’ın onama kararına göre Avukat Ünsal, ‘örgüt üyesi’ değildi. Ünsal’ın avukatları karara itiraz etti. İtirazı değerlendiren Karşıyaka İnfaz Hakimliği, Ünsal’ın ‘örgüt üyeliği’nden ceza almadığı hatırlattı, idarenin “kişinin örgüt üyesi olduğu ön kabulüyle” karar verdiğini belirterek itirazı kabul etti, kararın kaldırılmasına karar verdi.

Hakimlikçe verilen karara bu kez savcılık itiraz etti, Karşıyaka Ağır Ceza Mahkemesi itirazı kabul etti. Mahkemeye göre “idarece verilen karar yerindeydi.” Bu kararla Avukat Didem Baydar Ünsal’ın denetimli serbestlikten yararlanması engellenmiş oldu.

İNTİKAM MI?

Bitti mi, bitmedi. Bu karardan bir yıl sonra Avukat Ünsal için bu kez koşullu salıverme tarihi geldi. İdarece verilen karar ile Avukat Ünsal’ın koşullu salıvermeden yararlandırılması da engellendi. Karara yapılan itiraz da önce İnfaz Hakimliği ardından da Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildi. Kararla birlikte Ünsal cezasının bittiği 27 Kasım 2023’e kadar cezaevinde tutulacak.

Avukat Ünsal kararlar sonrası gönderdiği notta denetimli serbestlik ve koşullu salıverilme hakkının engellenmesine gerekçe yapılan eylemlerini şöyle sıralıyordu: “10 yıldır avukatlığını yaptığım müvekkillerimin tedavi hakkına, yaşama hakkına, savunma hakkına ilişkin dilekçeler yazdığım; avukatlık yapmaya devam ettiğim için… Milletvekillerine, bakanlara göndermek istediğim mektup ve dilekçeler ‘sakıncalı’ bulunduğu için… Keyfi uygulamalara, hak ihlallerine karşı çıktığımdan hakkında soruşturma açıldığı için… Kendisi de tutuklu bir avukat olan eşim ile telefonda görüştüğüm için…”

Bir notla noktalayalım. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) “iyi hal” konusunda bir şerhi var. Kişinin tekrar suç işleme riski olduğu gerekçesiyle tahliye edilmediği bir dosyada AİHM’in başyargıcı, tekrar suç işleme riskinin öngörülemeyeceğini, dolayısıyla bunun cezalandırma değil, intikam duygusuyla hareket etmek olduğunu, kişileri topluma kazandırmakla ilgili bir katkısı da olmadığını belirtiyor.

Evrensel'i Takip Et