Anadolu Üniversitesi öğrencisi: İktidar gözünü genç intiharlarına kapattı
İktidar; öğrenciler, işçiler, kadınlar intihar ederken gözünü kulağını kapatmış durumda. Fabrikaların mezbahaları, üniversitelerin ticarethaneleri ve yurtlarınsa cezaevlerini andırdığı zamanlardayız.
İLGİLİ HABERLER
Eskişehir'de bir haftada ikinci öğrenci intiharı: "Bu suskunluk hayra alamet değil"
Eskişehir Anadolu Üniversitesi öğrencileri: "Yoksulluğa teslim olmayacağız"
Berivan ÖZKARA
Anadolu Üniversitesi Öğrencisi
Eskişehir’de bir haftada 2 arkadaşımızı kaybettik. R.A. intihar etmeden önce bıraktığı notta artık bir şeylerin değişmesi gerektiğine vurgu yapmıştı. R.A’nın arkadaşları, iki senedir çalıştığı için dersleri çok takip edemediğini ifade etmişti. Peki üniversiteli gençlik gerçekten bugün nasıl koşullarda okumaya çalışıyor?
1250 TL burs ile değil bir ayı iki haftayı dahi geçiremediğimizden saatlik ücreti 35-40 liraya kafelerde çalışmak zorunda kalıyoruz. 1+1 evlerin en kötü koşullara sahip olanına asgari ücrete yakın ücretler ödüyoruz. Bir ayda iki kez zamlanan yemekhane ücretleriyle baş etmeye çalışırken pahalılaşan ders kitaplarını almaya çalışıyoruz. Sosyal kültürel etkinlik alanlarına erişimimiz her geçen gün azalıyor. Tüm bunlarla cebelleşirken sıra arkadaşımızın intihar haberini aldık.
Sorunlarımıza karşı tek başımıza karşı koyamayacağımızdan hızlı bir şekilde bir araya gelip ne yapabileceğimizi tartıştık. Alınan ortak kararlar sonunda bir basın açıklaması ile yürüyüş düzenledik.
Rektörlüğün tepkisizliği, öğrenciler açısından en can alıcı noktalardan biriydi. R. hakkında kayıp ilanı verilmesine rağmen nasıl okula girebilmişti? Bunlarla beraber, hocalarımız derslere gelip “Moralimiz çok bozuk, bir öğrencimizi kaybettik” derken bu söylemin sadece bir moral bozukluğundan öteye gidemediğini gördük. Eylem alanında tek bir hocamız yanımızda değildi.
Okulumuzda bulunan neredeyse tüm kulüp ve topluluklar ise tanışma partilerini organize etmeye ara vermeden devam ettiler. Kulüp veya sınıf sosyal medya gruplarında arkadaşımızı anmak için çağrı yaptığımızda ise anında susturmaya çalışarak bizleri polemik yapmakla suçladılar.
Bugün Türkiye’de bir öğrenci okuyabilmek için borçlanıyor, borcunu ödeyebilmek için çalışıyor ve ihtiyaçlarını karşılayabilmek için ise daha fazla çalışıyor. Konuşup, tartıştığımız her arkadaşımız bu intiharların yalnızca “Psikolojik bir sorun değil” aynı zamanda yoksulluğun bir sonucu olduğunu söylüyor.
Mükrime Hatun Kız Öğrenci Yurdunda kalan arkadaşımızın özel olarak ne sebeple intihar ettiğini bilmemekle beraber aynı dertleri paylaştığımızı biliyoruz.
Bugün iktidar; öğrenciler, işçiler, kadınlar intihar ederken gözünü kulağını kapatmış durumda. Fabrikaların mezbahaları, üniversitelerin ticarethaneleri ve yurtların ise cezaevlerini andırdığı zamandayız.
Örgütsüzlüğün makul ilan edilip, sorunlarımıza tek tek karşı koymanın ideolojik her türlü formasyonuna maruz kalıyor ve ekonomik koşulların ördüğü cenderede yalnızlaştırılıyoruz. Bizler sınıfsal konumlarımız neredeyse denk düşecek kadar birbirine yaklaştığı işçi-emekçilerin genç kuşaklarıyız. Yalnız ve çaresiz değiliz. Mücadelemiz ve dayanışmamızdır bizleri yaşatacak olan.
Evrensel'i Takip Et