Evrensel için yeni bir dönem
Evrensel için yeni bir dönem
27 Ekim 2023 13:14
/
Güncelleme: 12:21

Adana Adliyesinde, polis, savcı, hakim el ele!

Tugay Bek Adana’da emniyet ve adliyenin bir protokolle; kanunda karşılığı yalnızca para cezası olan ruhsatsız silah taşımaya tutuklama yapma kararı alması üzerine yazdı.

Adana Adliyesinde, polis, savcı, hakim el ele! Fotoğraf: Pixabay

Tugay BEK
Avukat

Skeçlere konu olan yapısı,  kavgaları, curcunası, üçüncü sayfaya konu haberleri ile medyanın ilgi odağı olan Adana Adliyesi, “Bir ilke daha imza attı.”

Yerel ve ulusal basında, Adana’da, ruhsatsız silah taşıma suçunu işleyen şüphelilerin tamamının tutuklu yargılanmaya başladığı haberleri adeta bir müjde gibi verildi. Haberde, emniyet ve adliyenin aralarında bir ‘koordinasyon’ sağladığı, bu doğrultuda son üç gün içinde Adana’da 20 kişinin tutuklandığı vurgulanıyor. Son zamanlarda artmış görünen silahlı yaralama ve cinayet suçların önüne geçebilmek için bu kararın alındığının altı çiziliyor. Ruhsatsız silah taşıma suçlarından yakalanan şüphelilerin tutuklanmasının, bir caydırıcılık etkilisi oluşturacağı ileri sürülüyor. Kaynak gösterilmeksizin verilen haberlerde, emniyet ve adliye arasında bu işbirliği övgü ile sunulurken,  uygulamanın diğer kentler için de örnek teşkil etmesi temennisi ifade ediliyor. Emniyetten servis edildiği çok açık olan bu haberi, Havuz Medyasının yanı sıra, ‘Sözcü’ gibi kendisini ‘muhalif’ olarak takdim eden gazeteler dahi hiçbir eleştirel süzgeçten geçirme gereği duymaksızın yayınladılar. Medya eliyle, emniyet ve adliyenin güvenli bir kent oluşturmak için ‘el ele verdiği’  mesajı vatandaşa iletiliyor.

İktidarın, “Darbe Anayasasından  tamamen kurtulma” söylemi ile yeni Anayasa tartışmasının gündem  etmek  istendiği bu günlerde,   tutuklamaya yönelik bu ‘pilot  uygulama’, gerçekte nasıl bir otoriter yapı inşa edilmek istendiği hakkında çok önemli ipuçları veriyor.

Anayasa ve kanunlar hiçe sayılarak, hayata geçirilen bu hukuksuz tutuklamaların bir benzerine, ancak disütopik filmlerde rastlanabilir. Polis, savcı ve hakimlerin, bir suç türünden ele geçirilen tüm şüphelilerin tutuklanması için aralarında bir ‘protokol’ yapmakla kalmayıp, bu marifetlerini de medya ile paylaşmalarının, muhalefet ve kamu oyu tarafından yadırganmamış olması, kaygımızın boyutunu daha da artırıyor.

Siyasi iktidar, bireysel silahlanmanın artması ve şiddetin her alanda yaygınlaşması nedeni ile güvenlik tehdidini daha fazla hisseden vatandaşı, hak, hukuk ve adaletten feragat etmeye alıştırıyor. Bütün otoriter rejimlerin yaptığı gibi, güvenlik kaygısı kışkırtılarak, özgürlüklerin alanı daraltılmak isteniyor.

TEHLİKENİN FARKINDA MISINIZ?

Adana’da, bu tutuklama protokolünü yapanlar, Anayasanın kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı gibi prensiplerini  yok sayıyorlar. Tutuklama koşulları ve nedenlerini düzenleyen CMK 100. maddesi alenen ihlal etmek için devletin kurumları kendi aralarında anlaşmaya varıyor. Emniyet ve Adliye bürokrasisi, kanunlar ve vicdani kanaati ile karar vermesi beklenen hakimlere talimat vermekle övünüyor. Resmi bir açıklama yapmadan, el altından basına haber yaptırarak, kamuoyunun tepkisi ölçülüyor.

Bugün, kanunda karşılığı yalnızca para cezası olan ve ön ödemeye tabii bir suçun şüphelilerine tutuklama kararı verilmesi için, emniyet ve adliyenin aralarında anlaşmasını ‘Güvenlik  ve suç ile mücadele’ kaygısı ile kabullenirsek, yarın muhaliflerin, sosyal medya kullanıcılarının, greve giden işçilerin, çevre katliamlarına karşı direnen köylülerin, hakları için örgütlenen emekçilerin, özgür bilimsel bir eğitim isteyen gençlerin, eşit bir yaşam mücadelesi veren eden kadınların, ötekilerin, ezilenlerin, farklı yaşam tarzlarını benimseyen kesimlerin, bir bütün olarak hepimizin tutuklanabilmesinin kapısını araladığımızı bilmemiz gerekir.

Başta barolar olmak üzere tüm toplumsal kesimlerin, ‘01 Adana’dan’ başlatılan  ve yaygınlaşma potansiyeli barındıran bu ‘keyfi tutuklama’ uygulamasına, güçlü bir tepki göstererek, özgürlüklere ve demokrasiye sahip çıkması  gerekir.

Evrensel'i Takip Et