08 Kasım 2023 11:25
Son Güncellenme Tarihi: 08 Kasım 2023 17:27

İçişleri Bakanlığı bütçesi komisyonda: "Deprem önlemlerine harcanmalıydı"

İçişleri Bakanlığının bütçe görüşmelerinde Ali Yerlikaya depremzedelere yapılan ödemeleri anlatırken, muhalefetten “Önlem almaya harcansaydı bu paralar, buna gerek olmazdı” tepkisi geldi. 

Fotoğraf: Doğukan Keskinkılıç/AA

Paylaş

İçişleri Bakanlığının bütçe görüşmelerinde 6 Şubat depreminde arama, kurtarma ve yardım faaliyetlerinin gecikmesine tepki gösterildi. Bakan Ali Yerlikaya depremzedelere yapılan ödemeleri anlatırken, muhalefetten “Önlem almaya harcansaydı bu paralar, buna gerek olmazdı” tepkisi geldi. 

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, İçişleri Bakanlığının 2024 yılı bütçesinin görüşmelerine başlandı. Komisyonda, İçişleri Bakanlığının yanı sıra Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Göç İdaresi Başkanlığı ile Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının bütçe, kesin hesap ve Sayıştay raporları görüşülüyor.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Bakanlığının bütçesine ilişkin sunum yaptı.

AFAD’ın bütçesinin 671 milyar 317 milyon 160 bin TL olduğunu kaydeden Bakan Yerlikaya, “Depremin akut döneminde, en zor anlarda, depremzedelerimize çadırlarda ve tesislerde geçici barınma sağlandı” dedi. Bireyselde 586 bin, 350 çadır kentte 59 bin olmak üzere toplamda 645 bin çadır kurulduğunu aktaran Yerlikaya, yaklaşık 8 ay sonra yani 20 Eylül itibarıyla çadırda kalan vatandaşın bulunmamasıyla övündü. Yerlikaya, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından inşa edilen kalıcı konut ödemelerinin AFAD bütçesinden aktarılıyor olmasının İçişleri Bakanlığı  bütçesini bu noktaya taşıdığını söyledi. 

"AFAD GECİKTİ, SAHİL GÜVENLİK GİTMEDİ"

Muhalefet milletvekilleri AFAD’ın deprem bölgelerinde yetersiz kaldığını hatırlatarak tepki  gösterdi. Yerlikaya’nın depremzedelere yapılan ödemeleri sıraladığı sırada CHP Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin, “Önlem almaya harcansaydı bu paralar, buna gerek olmazdı” dedi.

İyi Parti Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez de depremde İskenderun’da hastanenin yangın merdivenleri de kilitli olduğu için hiç kimsenin hastaneye ulaşamadığını, yoğun bakımda 150 kişi varken buraya ne elektrik ne oksijen verildiğini anlattı. Çömez, “AFAD oraya zamanında gelmedi, ertesi gün de gelmedi; lütfen kayıtlarınıza bakın. Öte yandan sahil güvenlik komutanımız da burada , ona da bir soru yöneltmek istiyorum. İskenderun’da, örneğin sahil güvenlikte kaç kişinin olduğu konusunda bilginiz vardır eminim; 6 bin kişiydi o dönemde ben biliyorum. Bana verilen rakam o ve maalesef sayın bakan, hiçbir asker, hiç kimse -ki yarım saat mesafede olan- İskenderun Deniz Üssünden bu hastaneye gelmedi. İnsanlar yavaş yavaş oksijensiz kalarak hayatlarını kaybettiler. Bu insanlar ‘Depremde öldü’ diye buradan alındı birkaç gün sonra ve defnedildi” diye konuştu. Çömez deprem bölgesine giden yardımların dağıtılmasında da birçok aksaklığa bizzat tanık olduğunu dile getirdi.

İÇİŞLERİ EN ÇOK PAY AYRILAN İKİNCİ BAKANLIK OLDU

Toplam ödenek teklifinin 1 trilyon 275 milyar 934 milyon 965 bin TL olduğunu belirten Ali Yerlikaya, Emniyet Genel Müdürlüğüne 305 milyar 479 milyon 702 bin TL, Jandarma Genel Komutanlığı'na 189 milyar 693 milyon 588 bin TL, Sahil Güvenlik Komutanlığı'na 11 milyar 517 milyon 337 bin tl, Göç İdaresi Başkanlığına 21 milyar 631 milyon 742 bin tl, AFAD Başkanlığına 671 milyar 317 milyon 160 bin TL bütçe ayrılacağını aktardı.

Yerlikaya, son 10 ayda 104’ü bombalı eylem olmak üzere, toplam 126 eylemin önlendiğini verisini paylaştı.

Göç verilerini açıklayan Yerlikaya, geçici koruma altındaki Suriyeli göçmen sayısının 3 milyon 254 bin 904, ikamet izni ile kalanların 1 milyon 129 bin 614, uluslararası koruma kapsamında kalanların 259 bin 468 olmak üzere toplam 4 milyon 643 bin 986 göçmenin bulunduğunu kaydetti. Bakanın sunumunda 1 Haziran 2023 -1 Kasım 2023 tarihleri arasında, İstanbul’daki 2 havalimanından vize/vize muafiyeti veya ikamet ihlali olan 146 bin 503 kişinin ülkeden çıkış yaptığı belirtildi.

Bakanın verdiği bilgilere göre, deprem bölgesinde 371 konteyner kentte, 199 bin 675 kurulu konteynerde toplam 622 bin 85 depremzede kalıyor. "Türkiye Tek Yürek"’ kampanyasında olmak üzere toplam 122 milyar 180 milyon 741 bin 728 TL bağış toplandığını söyleyen Bakan, "Bu bağışların bugüne kadar  64 milyar 592 milyon 101 bin 78 TL’si  depremzedelerimiz için harcandı. Geriye kalan, 57 milyar 588 milyon 640 bin 649 TL yine depremzedelerimiz için harcanmaya devam ediyor" dedi. Yerlikaya, 2023 yılı sonuna kadar toplam 46 bin konutun depremzedelere teslim edileceğini kaydetti.

Yerlikaya, bakanlıklara ayrılan bütçede İçişleri Bakanlığı'nın 2. sırada yer alması ile ilgili ise "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından inşa edilen kalıcı konut ödemelerinin AFAD bütçesinden aktarılıyor olması, bakanlık bütçemizi bu noktaya taşıdı." dedi. 

"ÖZGÜRLÜKLERİ DEĞİL, GÜVENLİĞİ ÖNCELİYORSUNUZ"

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) milletvekilleri komisyona Barış Annelerini temsil etmek için boyunlarına beyaz tülbent takarak katıldı. Ayrıca Cumartesi Anneleri/İnsanlarını temsilen kırmızı karanfille görüşmelere katıldı.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın da katıldığı görüşmelerde konuşan HEDEP Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki, "Bu ülkede bir süredir Barış Annelerine ve Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen Cumartesi Annelerine barışçıl ve demokratik protesto haklarını yapmalarına izin verilmiyor. O anneler çocuklarını kaybetmiş anneler. Kardeşlerini kaybetmiş abiler, ablalar. Bugüne kadar hiçbir zaman antidemokratik bir tavır sergilemediler. Hala ısrarla etkinlikleri engelleniyor. Onların karanfillerini protesto için buraya getirdik. Barışçıl, demokratik protestolarına izin verin” diye konuştu.

Tiryaki, Ali Yerlikaya’nın bütçe sunumuna tepki gösterdi. Bakanın sunumunda “güvenlik” faaliyetlerini anlatılırken özgürlüklere dair bir hususun yer almamasını eleştiren Tiryaki, “Sizin hükümetiniz ne yapıyor? 15 Temmuz darbe girişimine ‘Allah’ın lütfu’ diyor. O gün bugündür bu ülke kalıcı OHAL rejimi ile yönetiliyor. OHAL döneminde çıkarılan KHK’ler yasalaştı. Sonuçlarını ise gün gün yaşıyoruz. Bu bir tercih meselesidir. Siz bu ülkede özgürlükleri değil, güvenliği önceliyorsunuz. Toplumun büyük bir kesimini kendisini özgür hissedeceği bir ortamdan uzaklaştırıyorsunuz” dedi.

HEDEP olarak demokratik siyaset yürüttüklerini söyleyen Tiryaki, “Kurulduğumuz günden beri bunu savunduk. Mirasını devraldığımız siyasi partiler de bunu savundu. Kurulduğumuz günden bu yana her zaman saldırılara maruz kaldık. Irkçı saldırılara da maruz kaldık. Şiddetin tırmandığı, doğrudan partimize ve mirasını devraldığımız siyasi partilere saldırılar gerçekleşti. 2015’ten 2022’ye kadar HDP’ye ve üyelerine en az 332 fiziksel saldırı düzenlendi. Bu saldırıların bir kısmı yaralama ile sonuçlandı, bir kısmı ölümle sonuçlandı. Bingöl Karlıova’da seçim aracı uzun namlulular ile tarandı. Hamdullah Öğe hayatını kaybetti. Güpegündüz İzmir il binasına bir katil saldırı düzenledi ve genç yoldaşımız Deniz Poyraz’ı katletti, binayı ateşe vermeye çalıştı” diye konuştu.
 
Tiryaki, parti ve partililerini dönük gelişen birçok saldırıyı tek tek hatırlattı. Aynı süre boyunca en az 5 bin üyelerinin tutuklandığını ifade eden Tiryaki, bu tutuklamalara gerekçe olarak gösterilen hususların ise basın açıklamasına katılma, Newroz ve benzer etkinlikler olduğunu belirtti.

TÜRKİYE KÜRESEL ORGANİZE SUÇ CENNETİ!

Eylül 2023’te yayınlanan “Küresel Organize Suç Raporu” verilerine değinen Tiryaki, Türkiye’nin 193 ülke arasında en kötü 14’üncü ülke olduğunu anımsattı. Tiryaki, “Türkiye, övündüğünüz 21 yıllık AKP iktidarı döneminde ‘Küresel organize suç cenneti’ haline getirilmiştir. Batı Asya grubunda en kötü 4’üncü, 46 Asya ülkesi içinde en kötü 6’ncı ülke durumundadır. Dünyada ne kadar mafya lideri, uyuşturucu baronu varsa ülkede cirit atıyor. Villalarda krallar gibi yaşıyorlar” ifadelerini kullandı. Tiryaki, "Bu konuda neler yapacağınızı hep birlikte göreceğiz. Bir süredir suç örgütlerine yönelik operasyonlar çarşaf çarşaf yayınlanıyor ama eğer uluslararası raporlarda Türkiye'nin durumuna dair herhangi bir göstergede değişiklik olmazsa, emin olun, bütün dünya bunu sadece bir gösteriş olarak algılayacaktır." diye konuştu.

"ETRAFINIZ KAYYUMLARLA DOLU"

Kayyum atamalarına da değinen Tiryaki, bu atamaları “anayasal suç” olarak tanımladı. Tiryaki, Anayasa’nın 127’nci maddesine işaret ederek sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu madde kapsamında ancak görevleri nedeniyle haklarında bir suçlama varsa görevlerinden uzaklaştırılabilirler. Hiçbir bir başkanımızın görevi ile ilgili suçlama yoktur. Tamamen görev dışındaki suçlamalar gerekçe gösterilerek görevlerinden uzaklaştırıldılar. Siz bu suçun ortağısınız. Çünkü göreve geldiğinizden beri iki aylık kayyum görevlendirmelerini uzatıyorsunuz. Etrafınız kayyumlarla dolu.” 
 
Kayyum atanan kentlerin haritasını gösteren Tiryaki, “Kürtlerin yoğunlukta yaşadığı coğrafyada seçildikten üç ay sonra hakkında hiçbir soruşturma olmadığı halde görevlerinden uzaklaştırıyorsunuz başkanları” dedi. Bu sırada AKP ve MHP’liler Tiryaki’nin konuşmasını yarıda bölmeye çalıştı. Sözlerine devam edip eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kayyum atamalarına dair geçmişte sarf ettiği ‘Erdoğan talimat verdi, ben de ertesi gün kayyım atadım’ şeklindeki sözlerini anımsatan Tiryaki, “Bunun yargısal bir faaliyet olmadığının itirafıydı. Daha açık itiraf olabilir miydi? Ayrıca bu siyaset biçimidir” dedi.

"BU ÜLKEDE SEÇME VE SEÇİLME HAKKI YOK"

Tiryaki, şöyle devam etti: “Bu ülkede seçme ve seçilme hakkı yok. Aylarca, yıllarca toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin yasaklanması kararları var. Dünyada örneği yok. Açık diktatörlük olan ülkelerde bile bu kadar uzun süre yasaklama yok. Sizde bundan daha kötü bir rejim var. Siz üç tane annenin çocuğunu anmak için yürüyüş yapmasına izin vermiyorsunuz. Biz hükümetin politikalarını, Rojava’daki politikalarını protesto edebilir miyiz bu ülkede. Yürümeye başladığımız andan itibaren yüzlerce insan gazla, copla su sıkılarak müdahale edilir. Gözaltına alınıp tutuklanır ve yıllarca cezaevinde tutulur. Hükümetin politikalarına dair bir protesto varsa ona demokrasi diyorsunuz. Ama hükümetine politikalarına paralel değilse ve aykırı ise orada demokrasi bitiyor. Orada düşünce ve ifade özgürlüğü bitiyor. Orada yasak ve diktatörlük başlıyor.”

"VATANDAŞIN VERGİLERİNİ ERDOĞAN'IN KORUNMASI İÇİN HARCIYORSUNUZ"

Cumhurbaşkanı’nın korunması için günde 3,5 milyon liranın harcandığını ve 9 ayda bu rakamın 800 milyona kadar ulaştığını paylaşan Tiryaki, “Şöyle bir örnek vereyim, herkes bu paranın büyüklüğünü öğrensin. 600 tane milletvekilinin maaşını 9 ay topladığınızda bu paranın üçte biri yapıyor. Bu ne kadar korkunç bir rakam. Bakanlığın kalemlerinin adil olmadığı çok açık. Tüyü bitmemiş yetimin hakkı diyerek, edebiyat yapmakla olmuyor bu işler. Bu ülkedeki vatandaşlardan aldığınız vergileri Cumhurbaşkanının koruması için harcıyorsunuz” şeklinde konuştu.

"HÜKÜMETİNİZ SAMİMİYETSİZ"

Türk Tabipler Birliği’nin  (TTB) Türkiye’nin Afrin'e yönelik saldırısı esnasında “Savaş bir halk sağlığı sorunudur” açıklaması yapması ve sonrasında yaşanan saldırı ve tutuklamaları anımsatan Tiryaki, “TTB yöneticileri gözaltına alındı, tutukladı ve kayyum ataması için her şey yapıldı. Oysa TTB, hükümetiniz gibi samimiyetsiz bir bakışa sahip değildir. Türkiye’de neyi savundu ise dünyanın her yerinde aynı şeyi savunuyor. İsrail’in Gazze’de insanlığı ayaklar altına alan uygulamalarına karşı çıktığı gibi, İsrail Tabipler Birliği’ne de bir mektup gönderdi. Şunları söyledi; ihtiyacı olan herkese yardım edin. TTB, Türkiye’de neyi savunuyorsa Filistin’de İsrail’de aynı şeyi savundu. Ama sizin hükümetiniz, hükümetinizi oluşturan partiler Filistin’de savunduklarını dünyanın başka yerlerinde savunmuyorlar. Hükümetiniz samimiyetsizdir” dedi.

CHP, İYİ PARTİ VE MHP'li VEKİLLERDEN YERLİKAYA'YA ÖVGÜ

Komisyonda muhalefet partilerinin Bakan Yerlikaya'yı öven konuşmaları da dikkat çekti.

İYİ Parti Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, "Bakanlığınızın özellikle spekülasyonlardan ve tartışmalardan uzak, sadece görev alanına odaklı çalışmasından parti olarak memnuniyet duyuyoruz" ifadelerini kullandı. Çömez, konuşmasında 400 bin dolar karşılığında Türk vatandaşlığı verilmesinin yanlış olduğunu söyledi.

MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ise operasyonların takdirle takip edildiğini söyleyerek "MHP olarak verilen mücadelede her an sizlerin yanındayız." dedi. 

CHP Aydın Milletvekili Evrim Karakoz, "Eski İçişleri Bakanı'ndan sonra atanan yeni İçişleri Bakanı'nın görevlerini yerine getiriyor olması, suç ve suçlu ile mücadelede ivmenin artması takdir toplayan bir mesele haline gelmiştir" dedi. Karakoz ayrıca, polislerin çalışma koşullarının düzeltilmesinin, uzman çavuşların hak ettikleri kadroların verilmesini, kadın cinayetlerinin önlenmesi için çalışma yapılmasını, İstanbul Sözleşmesinin yeniden imzalanmasını istedi. (HABER MERKEZİ)

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

ABD Meclisi İsrail eleştirileri gerekçesiyle Filistinli üyesini kınadı

SONRAKİ HABER

18 gazetecinin duruşması yarın: İddianame Kürt basınını susturma motivasyonu ile hazırlandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa