09 Kasım 2023 17:45

AB Ukrayna’ya ‘Türkiye yolunu’ mu gösterecek?

Alman basınında Ukrayna için Türkiye yolunun izlenebileceğine dair değişik görüşler ortaya atıldı. Türkiye’nin aday üyelik başvurusu 1999’da kabul edilmiş, görüşmelere 2005’de başlanabilmişti.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Yücel ÖZDEMİR
Köln

Avrupa Konseyi Başkanı Ursula von der Leyen, çarşamba günü Brüksel’de yaptığı açıklamada, AB aday üye statüsündeki Ukrayna ile müzakerelere başlanabileceğini söyledi. Şubat 2022’den bu yana Rusya ile savaş halinde olan Ukrayna’nın üyelik için gerekli olan şartların “yüzde 90’ını yerine getirdiği” şeklindeki vurgusu elbette hiçbir gerçeği içermiyor.

Her şeyden önce savaş halindeki bir ülkeyi AB’ye tam üye yapmak için görüşmelere başlamak kendi başına AB’nin “eski normlarına” aykırı bir durum. Dahası eski normlarda başka bir ülke ile itilaf içinde bir ülkenin üye yapılmaması gibi genel bir kabul vardı. Bunun en somut örneği ise Güney Kıbrıs (Kıbrıs Cumhuriyeti) olmuştu. Türkiye ile yaşanan sorunlardan ötürü Güney Kıbrıs’ın üyeliği üzerinden değişik pazarlıklar yapılmış ve sonunda Türkiye yeşil ışık yakmıştı.

Ukrayna’nın AB yolculuğunun başladığı dönemde de benzer tartışmalar yaşandı. Hatırlanacağı gibi, Kasım 2013’te Ukrayna ile AB arasında imzalanması planlanan “İşbirliği Anlaşması”na Rusya karşı çıkmış ve dönemin Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç son anda imza atmaktan vazgeçmişti. Aylarca süren büyük protestolar sırasında AB ve ABD yanlıları sokağa dökülmüş ve bu sürecin sonunda gerçekleşen “Maidan darbesi” ile Yanukoviç soluğu Rusya’da almıştı.

10 yıl önce kesintiye uğrayan Ukrayna’nın AB hayali, 2024 Şubat 2022’de Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmaya başlamasıyla başlayan savaş sırasında yeniden dirildi.

AB ve ABD ülkelerinin her bakımdan destek verdiği Ukrayna’yı Batı ile kalıcı olarak bağlantılı hale getirmek için her fırsatta AB ve NATO üyeliği gündeme getirildi. Özellikle Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy her fırsatta her iki kuruma üyelik için adım atılması çağrısında bulundu.

Gelinen aşamada, Rusya’nın tepkisi nedeniyle Ukrayna’nın NATO üyeliği şimdilik buzdolabına konulmuş görünüyor. Bunun yerine AB üyeliği öncelikli hedef olarak belirlenmiş durumda. Rusya tarafı da daha önce AB üyeliğine çok fazla karşı çıkmayacağının mesajını vermişti.

Hal böyle olunca Ukrayna ile müzakerelerin başlaması için gerçekten üyelik kriterlerini yerine getirmekten çok stratejik hesaplar ve çıkarlar çok daha ağır basıyor.

UKRAYNA’NIN AB YOLCULUĞU TÜRKİYE GİBİ Mİ OLACAK?

Von der Leyen’in yaktığı yeşil ışık asıl olarak aralık ortasında yapılacak AB Zirvesi’nde ele alınacak. 27 üye ülkenin devlet ve hükümet başkanları aday üye Ukrayna ile tam üyelik müzakerelerine başlanıp başlanmayacağına karar verecek. Tam üyelik başvurusunu savaşın başlamasından dört gün sonra 28 Şubat’ta yapmıştı. AB de 24 Haziran 2022’de başvuruyu kabul etmiş ve Ukrayna’da aday üye statüsü vermişti. Ancak bu tam üyelik müzakerelerinin başlaması anlamına gelmiyor.

Von der Leyen’in açıklamasından sonra Alman basınında Ukrayna için Türkiye yolunun izlenebileceğine dair değişik görüşler ortaya atıldı. Türkiye’nin aday üyelik başvurusu ancak 1999’da kabul edilmiş, görüşmelere ise Ekim 2005’de başlanabilmişti. Bugüne kadar tam üyelik yolunda ciddi bir ilerleme sağlanabilmiş değil. Bunun başlıca nedeni Türkiye’nin kriterlere gerçekten ne kadar uyup uymadığından bağımsız olarak ülkelerin jeostartejik konumu ve uluslararası ilişkilerde durduğu yer. Ukrayna’nın Türkiye gibi diğer üyelere nazaran büyük olması da dezavantajlarından birisi. Özellikle Almanya, AB’nin karar mekanizmasını değiştirme gücüne sahip ülkelerin tam üye yapılmasına sıcak bakmıyor.

RUSLAR AZINLIK DEĞİL Mİ?

AB cephesinde Ukrayna’nın yapması gereken “ev ödevleri”nin başında ise azınlık hakları sıralanıyor. Bundan söz edilirken, Zelenskiy yönetimi tarafından yasaklanan Rus dili ve ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 15’ini oluşturan Rus nüfusu kast edilmiyor. Asıl olarak ülkedeki Macar ve Romen azınlığın haklarından söz ediliyor. Keza, faşist semboller ve örgütlere kapılar sonuna kadar açılırken komünist parti ve örgütlerin yasaklanması da AB’nin gündeminde değil.

Keza savaşla birlikte ortadan kaldırılan düşünce özgürlüğü, kuvvetler ayrılığı, demokrasi gibi değerler de AB’nin gündeminde değil. Hal böyle olunca normal seçimler de Zelenskiy tarafından savaş gerekçesiyle rafa kaldırılmış durumda.

UKRAYNA’NIN TAM ÜYELİĞİ ÖNÜNDEKİ ENGELLER

Bunlara rağmen Ukrayna’nın önündeki bazı engeller de sıralanıyor. Yolsuzluk, oligarkların siyaset üzerindeki etkisi, tarım ülkesi olması, engellerin başında sıralanıyor. En önemli olan ise Almanya, Fransa, İtalya ve İspanya’dan sonra en büyük AB üyesi olmaya aday Ukrayna için yapılacak harcamalar asıl olarak karar verici ülkeleri endişelendiriyor.

“German Foreing Policy” sitesinde konuyla ilgili yer alan bir yazıda şunlar yazılıyor: “Özellikle yedi yıllık bir dönem için AB bütçesinin yaklaşık yüzde 62’sini oluşturan Ortak Tarım Politikası ve AB Uyum Fonu için Ukrayna sorun görünüyor. Financial Times, Ukrayna’daki tarım arazilerinin İtalya topraklarından daha fazla olduğuna ve Ukrayna nüfusunun neredeyse yüzde 14’ünün tarımda çalıştığına dikkat çekerek tehlikenin boyutları hakkında bir fikir verdi. Bugün AB’de tarımda istihdam edilenlerin oranı yüzde 2’den az.” Ukrayna’ya ile tam üyelik görüşmelerinin başlaması ve tam üyelik sürecinde üye ülkelerin AB’ye vereceği para da artacak. Bu da Ukrayna’nın önündeki engellerinden birisi.

Bütün bunlarla birlikte asıl kararın Rusya’ya mesaj niteliğinde olacağı da söylenebilir.

ÖNCEKİ HABER

Filistin ve emperyalist iki yüzlülük

SONRAKİ HABER

Aydın'da sel sularına kapılan Ali Alptekin'in cansız bedeni 5 gün sonra bulundu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa