Yurtta asansörler bozuk, personel yetersiz
Rahatlamak için geldiğimiz yatağımızda bile dertlerle uğraşmak zorunda bırakmayın bizi. En azından güvenli alanımızda kendimizi gerçekten güvende hissedelim.
![Yurtta asansörler bozuk, personel yetersiz](https://staimg.evrensel.net/upload/dosya/217370.jpg)
Fotoğraf: AA
KYK Cevizlibağ Atatürk Kız Öğrenci Yurdunda kalan bir öğrenci
İstanbul
Cevizlibağ Atatürk Kız Öğrenci Yurdu Türkiye’nin en yüksek kapasiteli KYK yurtlarından biri. Proje fotoğraflarına bakınca ihtişamlı bir yurt olduğunu görebilirsiniz, öyle de. Teoride her şey ne güzel değil mi? Ne yazık ki pratikte öyle değil. Ama donatılan idare bu ihtişamı karanlığa gömüyor. Tip 1 KYK yurdundan yeni gelmiş bir öğrenci olarak başta çok etkilenmiştim. Önceki yurdumda asansör bile yoktu ama bu yurda gelince yurtlarda kalan öğrencilerin bir derdinin daha olduğuna şahit oldum.
KORKUMDAN ASANSÖRE BİNEMİYORUM
Yılın başında sürekli bir asansörümüzün bozuk olmasından yakınıyordum. Bunun yanı sıra asansörden sesler geliyordu ve bazen sallanıyordu. Korkuyordum ama bugüne kadar bir sorun yaşanmadığı düşüncesiyle kendimi rahatlatıyordum, ta ki hepinizin bildiği o olaya, Zeren Ertaş’ın ölümüne kadar. Artık asansör kullanamıyorum korkumdan. Kullanmaya ihtiyacım var çünkü daha yeni ameliyat oldum. Her gün derslere gitmek yeterince zor değilmiş gibi bir de 5. kattan merdivenle inip çıkmak zorunda kalıyorum ders kitaplarımla. Derslerim erken olduğu için kahvaltıya elbette zaman kalmıyor o yüzden “al-götür” isimli konteynerden kahvaltımı(!) alıp yolda yiyorum. Sabah erken saatte çıkıyorum ama 06.00’da başlaması gereken kahvaltı, saat 07.30’da sadece vasat bir sandviçe sahip. 08.00’e doğru börek, gözleme türü şeyler geliyor. Kahvaltının adında bile “götür” kelimesi geçmesine rağmen bir poşet bile verilmiyor aldığımız şeyleri koymak için. Çantamıza zaten koyamayız çünkü yiyecekler o kadar yağlı oluyor ki verdikleri kese yağ içinde kalıyor ve dışa kadar taşıyor. Bu rezalet kahvaltıyı alabilmek için girdiğimiz sıradan bahsetmiyorum bile.
ŞİKAYETLERİMİZ DİKKATE ALINMIYOR
Yurdun yemek sorunu yalnızca sabahları olmuyor ne yazık ki. Akşam yemeklerinin kötü yanlarını saymaya çalışsam herhalde ayrı bir yazı olur. İdare bunlardan bu kadar şikayetçi olduğumuzu bilmesine rağmen işletmeye hiçbir uyarıda bulunmuyor ya da işletme değiştirmiyor. Yemekhanedeki uzun kuyruklar artık görmeye alıştığımız manzaralar haline geldi. Yemekhaneye ulaşmak için merdiven çıkmak zorunda olmamızsa apayrı bir konu. Hiçbir şekilde engelli dostu olmamasını geçtim, özel durumu olan insanlar yemek yiyemesin diye özellikle yapılmış gibi. Alt katta da yemekhane için yer var ama açılmıyor, öylece duruyor.
En önemli sorunlardan biri ise personel yetersizliği. Odalarımız “Temizlendi” denmek için temizleniyor. Burada personele bir yakınışım yok çünkü iş yükleri çok fazla. Odamızın temizliğini biz oda arkadaşlarımla kendimiz yapmak ve gerekli malzemeleri de kendimiz satın almak zorunda kalıyoruz.
BİZE LAYIK GÖRÜLEN ŞARTLAR İÇLER ACISI
Çamaşırhanede olması gereken personeller hiçbir zaman orada olmuyor. Çamaşırhaneye zaten başlı başına bir kaos hakim. Kim hangi makineye atmak için bekliyor, hangi makine kimin, iki makineye birden atabiliyor muyuz? Bunların hepsini düzenleyen biri olsa çok daha düzenli olabilir orası ama yok. Arızalı makineler yüzünden makine sayısı yeterli olmuyor öğrencilere. O havasız odada saatlerce beklemek zorunda kalıyoruz çamaşırımızı yıkayabilmek için. Makinelerin bakımının hiçbir şekilde yapılmadığı çok bariz çünkü deterjan bölmesinin arkası felaket gözüküyor ve kokuyor. Çamaşırlarımı yıkadıktan sonra hâlâ temizliğinden tereddüt etmek durumunda kalıyorum.
Ailemin devlete güvenerek gönderdiği küçük kızı, kendi başına olsaydı karşılaşacağı sorunlardan daha çok sorunla bu yurtta karşılaşıyor. Çoğu genç ekonomik problemler dolayısıyla yurtta kalmak zorunda, bize layık görülen bu şartlarsa içler acısı. Su kesintisi, yemekten dolayı zehirlenmeler, odaların pis kalması, en ufak yağmurda bahçenin göl olması beklenmeyecek şeyler hatta belki de bahsedilmeyecek kadar küçük görülebilecek şeyler. Ama değiller. En temel haklarımızın korunmasının direkt olarak ihlali bu sorunlar. İstanbul gibi bir şehirde öğrenci olmanın stresi bizim için yeterli, hatta fazla. Rahatlamak için geldiğimiz yatağımızda bile dertlerle uğraşmak zorunda bırakmayın bizi. En azından güvenli alanımızda kendimizi gerçekten güvende hissedelim.
Evrensel'i Takip Et