25 Kasım 2023 17:19
/
Güncelleme: 17:24

Erdoğan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin şiddetle mücadeleye olumsuz etkisi olmadığını iddia etti

Cumhurbaşkanı Erdoğan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin şiddetle mücadeleye olumsuz etkisi olmadığını iddia ederek, ittifak ortaklarının hedefe koyduğu 6284'ü “en büyük devrim" olarak nitelendirdi.

Erdoğan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin şiddetle mücadeleye olumsuz etkisi olmadığını iddia etti

Fotoğraf: AA

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nde yaptığı açıklamada, Türkiye’nin, kadına şiddetle mücadeleye karşı uluslararası bir anlaşma olan İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesinin "en ufak olumsuz etkisi olmadığını" iddia etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, '25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nde düzenlenen programda konuştu.

Erdoğan, Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile çıktığı İstanbul Sözleşmesi için, "Marjinal grupların ve sapkın akımların istismar malzemesi haline gelen İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmemizin, kadınların hakları ve şiddetle mücadeleye en küçük olumsuz etkisi olmamıştır. Kadın haklarıyla ilgili kazanımları örseletmeyiz. Mevzuatımızı sürekli genişletiyoruz, yeniliyoruz" savunması yaptı

Erdoğan, Cumhur İttifakı ortakları Yeniden Refah Partisi ve HÜDA PAR'ın karşı olduğu bilenen 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'u "büyük devrim" olarak nitelendirdi.

Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in, konserini dinledikten sonra dünyaca ünlü Mardinli soprano Pervin Chakar'ın elini öpmesine de göndermede bulunarak, "Bu ülkede eli öpülecek kadın aranıyorsa, böyle bir saygıya layık olanlar herkesten önce şehitlerimizin yiğit analarıdır, eşleridir, başımızın tacı öğretmenlerimizdir, 15 Temmuz gecesi darbecilere direnen demokrasi neferleridir" dedi.

Erdoğan'ın açıklamasından satır başları şöyle:

"Devlet olarak kadına yönelik şiddetle mücadeleyi temel politikamıza haline getirdik. Aile olmadan sadece birey olarak insanın varlığı eksik kalır.

Kadına yönelik şiddet kabul edilemez. Aile, kadına yönelik şiddete karşı en muhkem kalemizdir. Aileye sahip çıkarak şiddet meselesi başta olmak üzere, kadınların tüm haklarının da korunmasını amaçlıyoruz.

Son 21 yıl içerisinde sayması saatler olacak nice reformu hayata geçirdik. Ülkemizde kadına yönelik şiddetle mücadelede en büyük devrimi, 2012 yılında çıkardığımız 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Kanunu ile yaptık.

Marjinal grupların ve sapkın akımların istismar malzemesi haline gelen İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmemizin, kadınların hakları ve şiddetle mücadeleye en küçük olumsuz etkisi olmamıştır. Mücadelenin somut araçları, 6284 başta olmak üzere, hukukumuzdaki mevzuatlar ve zihinlerde geliştirdiğimiz dönüşümdür.

Kadın haklarıyla ilgili kazanımları örselenmesine izin vermeyeceğiz. Kanunun mahiyetinde ve uygulanmasında eksikler varsa giderecek, güçlendirmesi gereken unsurlar varsa gereğini yapacağız.

Mevzuatımızı sürekli genişletiyoruz, yeniliyoruz. 2024 yılı faaliyet planımız ilgili bakanlığımız ve ilgili kurumlarla planlanmıştır.

Kadınların bireysel özgürlüklerinden, siyasal ve sosyal alandaki varlıklarına kadar her konuda gösterdikleri gayreti hak mücadelesi olarak gördük. Bizim gönül ve fikir dünyamızda kadın ve erkek eşittir, biri diğerinden üstün değildir. Üstünlük, gayrettedir, üretkenliktedir, ahlaktadır, erdemli olmaktadır.

Kadınların hak taleplerinde onlara verdiğimiz destekte samimi olduğumuz için bugünlere geldik.

Ülkemizde sürekli karamsarlık havası yayarak milletimizi zehirlemek, insanlarımızın umutlarını söndürmek isteyen kötümser bir zihniyet var. Bu kafa, her konu gibi kadınların kazanımları hususunda da gerçeği tersyüz etmenin, pireyi deve yapmanın peşindedir. Türkiye'nin 21 yılda nereden nereye geldiğini kabul etmeyenlerin iflahı mümkün değil.

Tüm hayatları kendileri gibi düşünmeyenleri, yaşam biçimleri üzerinden tahkir etmekle geçenlerin 'yaşam tarzı' yaygaraları komiktir, trajikomiktir.

Gazze'deki insani dram bunun en çarpıcı örneğidir. Farklı siyasi görüşten, inançtan, kökenden vatandaşlarımızın tamamının ortaklaştığı bir meselede dahi bunlar sınıfta kaldılar. Bu çevreler, haftalardır Gazze'de katledilen çocuk ve kadın için tek kelime etmemiştir. Zalimleri ve onların aparatlarını desteklemeyi maharet sayıyorlar. Türkiye'nin demokrasisine, kalkınmasına, istiklal mücadelesine darbeler vuran bu zihniyetin yol açtığı ağır maliyeti senelerce geri kalmışlık, faşist baskılar, zulüm olarak ödedik. Kalkınma ve demokrasi yolculuğuna beraber başladığımız ülkeler ilerlerken, birilerinin ideolojik bağnazlıklarından dolayı Türkiye, kılık kıyafetle, kadınların başörtüsüyle uğraştı.

Önümüzdeki dönemde de reformlarımızı sürdürerek, ihtiyaç duyulan her alanda ülkemizi hak ettiği yere getirmeye devam edeceğiz. Kadınların taleplerine de bu çerçevede öncelikli yer veriyoruz.

Kadına yönelik şiddetle mücadele 2024 yılı faaliyet planını kıymetli bir adım olarak görüyorum. Planın başarısı için her türlü desteği vermekten geri durmayacağız. Bundan sonra da kadınların hak ve hukuk mücadelesinde yanlarında yer alacağız." (HABER MERKEZİ)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Kadın işçiler devlere karşı

Kadın işçiler devlere karşı

Chinatool grevi, ücretleri eriten Şimşek programının arkasında dizilenleri gözler önüne seriyor: Programın uygulayıcısı iktidar, programdan güç alıp %25 zam dayatan Chinatool ile Şimşek’in kapısını aşındırdığı Chinatool’un ortağı uluslararası finans tekeli HSBC... Küçük parçaların üretimi için küçük elleri kullanılan kadın işçiler, bu dev ittifaka sendikalarıyla kafa tutuyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
İmamoğlu’ndan belediye operasyonlarına tepki: Sandık gelecek, bir kişi gidecek, her şey değişecek.

Evrensel'i Takip Et