Adana'da polisin çocuklarına işkence uyguladığını söyleyen aileler etkin soruşturma istiyor
Adana'da polisin ruhsatsız bir silahın kendilerine ait olduğunu kabul etmeleri için 3 gence işkence uyguladığı iddialarına dair İHD açıklama yaptı, sorumluların ortaya çıkarılmasını istedi.
Adana’da 17 Kasım tarihinde “Ruhsatsız silah ticareti yapma” suçlamasıyla Seyhan Baraj Gölü kenarında gözaltına alınan 3 gence silahı kabul etmeleri için işkence yaptığı iddiaları ile ilgili 10 gündür bir soruşturma açılmadı. İnsan Hakları Derneği (İHD), hak ihlali yapan gençlerin aileleri ile birlikte dernek binasında basın açıklaması yaparak işkence yapan polislerin tespit edilerek cezalandırılmalarını istedi.
“İBRET OLSUN DİYE TUTUKLAMANIN GELDİĞİ NOKTA İŞKENCE”
İHD Adana Şube Başkanı Yakup Ataş, Adana’da ateşli silah ile yoğun suç işlenmesi gerekçe gösterilerek, ruhsatsız silah bulunduran kişilerin tutuklanmasına dair uygulamada Adana’nın pilot il seçildiğini dile getirdi. Bu suç için tutuklama kararları verilmesinin hukuka uygun olup olmadığı tartışmasını barolar ve hukuk kurumlarına bıraktıklarını dile getiren Ataş, “Ancak şu hususu özellikle belirtmek isteriz; Bir suçun işlenmesinin engellenmesi de hukuk kuralları çerçevesinde yapılmalıdır. Bu husus hukuk devleti olmanın gerektirdiği bir zorunluluktur. Bu kapsamda atılı suçu işleyen insanları ibret olsun diye tutuklamak ve gözaltına alınan insanlara işkence ve kötü muamele uygulamak hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmamaktadır” dedi.
Ruhsatsız silah bulundurmaktan gözaltına alınanların gözaltı esnasında yoğun bir işkenceye maruz kaldıklarına dair yoğun başvuru aldıklarını dile getiren Ataş, “Yapılan bir başvuruda iki kişinin gözaltı esnasında polisler tarafından ıssız bir yere götürüldükleri, götürüldükleri esnada başlarına çuval geçirildiği ve kafalarına silah dayatıldığı iddia edilmektedir. Bu vahim durum karşısında derneğimiz üyesi avukatlar tarafından Adana Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuştur. Derneğimize yapılan benzer başvurular, yine yapmış olduğumuz basın taramaları ve çeşitli insan hakları örgütlerinin hak ihlalleri raporlarından da bu ve benzeri vakıaların giderek artmakta olduğunu kaygıyla görmekteyiz” dedi.
“İŞKENCE UYGULANMASI İNSANLIK SUÇUDUR VE DERHAL CEZALANDIRILMALIDIR”
İHD’nin ve Adana ilinde toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını kullanmak isteyen diğer kurumların da polisin işkence ve kötü muamele uygulamalarına maruz kaldığını hatırlatan Ataş, “Evrensel bir hukuk kuralı olan işkence yasağı, belirttiğimiz gibi yasalar ile taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelere göre, hiç bir şart altında askıya alınamaz, istisnası dahi kabul edilemez. Her kime ve her ne şart altında olursa olsun işkence uygulanması insanlık suçudur ve derhal cezalandırılmalıdır” dedi.
“SİLAHI KABUL ETMELERİ İÇİN İŞKENCE YAPTILAR”
İşkenceye uğrayan gençlerden Hamza Şişman’ın annesi Fadime Şişman da “Sebepsiz yere çocuklarımızı darbediyorlar. Ben bu suçlamayı kabul etmiyorum. Hangi hakla benim çocuğuma işkence ediyor? Bir sebep göstersinler. Bu durumu kabullenmiyorum” dedi.
Baba Abdullah Şişman, 7 Kasım günü polisin oğluna ve arkadaşına oturdukları yerde bulduğunu iddia ettiği silahı kabul etmeleri için işkence yapıldığını ifade etti. Silahın çocuğuna ait olduğuna dair bir ispat olmadığı halde tutuklanmasına tepki gösteren Şişman, “Yani belki başkasının suçunu bu çocuklara yüklemeye çalışıyorsunuz. Biz buna inanmıyoruz. ‘Bu silahı alacaksınız. Bu silahı almazsanız başınıza çok kötü şeyler gelecek’ diyorlar. ‘Bak arkadaşın öldü. Şimdi sıra sende. Bu suçu kabul edeceksin’ diyorlar. Benim oğlum hiçbir şekilde kabul etmemiş. Bizim silahla ne işimiz var? çok şükür hasmımız yok, her yerde dostlarımız var” dedi.
“SİLAHLARIN KAYNAĞI ORTAYA ÇIKARILMASI GEREKİR?”
Ailenin avukatı Tugay Bek, “Bir hafta kadar önce İçişleri Bakanlığı Adana'ya geldi. Basına ‘Biz burada emniyet personelinde olağanüstü bir motivasyon gördük. Bunu takdir ediyoruz. Bunun daha da gelişmesini istiyoruz. Buradaki çetelerle mücadeleci edeceğiz” şeklinde demeç verdi. Adana'da Emniyet ve Adliye aralarında sözlü bir protokol yapmışlar. Bir suç tipinde, bu suç tipi bugün silah, kimi getirirse tutuklanması garanti. Elbette bireysel silahlanmaya karşıyız. Bununla mücadele edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ancak burada bataklığın kurutulması gerekir. Bu kente bu silahlar nereden geliyor? Bu çetelerin kaynağının ortaya çıkartılması gerekir” dedi.
“YARIN BAŞKA BİR SUÇ TİPİNDE DE AYNI UYGULAMAYA GEÇEBİLİRLER”
Göstermelik birkaç genç tutuklanarak çetelerle mücadele ediliyormuş gibi bir hava yaratılmak istendiğini dile getiren Bek, “Adliye bir suç tipini hedef göstererek tutuklama garantisi yaparlarsa yarın başka bir suç tipinde de aynı uygulamaya geçebilirler. Örneğin diyebilirler ki ‘tweet atan herkesi tutuklayalım, toplantı, gösteri, yürüyüş kanununa muhalefet eden herkesi tutuklayalım’ Burada sistematik bir hukuk ihlalinin başından itibaren uygulandığını düşünüyoruz. İşkence yapmaya kadar varabiliyor” dedi.
Konu ile ilgili Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunduklarını dile getiren Bek, gençlerin gözaltına alındıkların yerin, Adli Tıp Güzergahı’nın ve Emniyete’ye gidiş güzergahının belli olduğunu belirterek “Bunların hepsinin MOBESE kayıtları var. Bu MOBESE kayıtları incelendiğinde, analiz edildiğinde çocukların iddialarının gerçeği yansıtıp yansıtmadığı net bir şekilde ortaya çıkacak. Yeter ki savcılık bu olayı açığa çıkartmak istesin. Bu işkenceyi yapanlar eğer cezasız kalırsa sokakta bulunan hiçbir insan için hayat güvende değildir” dedi. (Adana/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et