Sermayeye değil öğrenciye bütçe!
Özel şirketlere aktarılan para ihtiyaçlarımız için harcandığı takdirde birçok talebimizi karşılayabilecek bütçe var.
Kaynak:Debby Hudson/ Unplash
Öykü
Hacettepe Üniversitesi
2024 üniversite bütçeleri açıklandı. Üniversiteler açılalı 2,5 ay oldu ve öğrencilerin şikâyetleri, istekleri temel ihtiyaçlardan ibaret. Yemekhane yemeklerine gelen zamlar, yemeklerin besleyicilikten ve hijyenden uzak oluşu, barınma sorunları… Bunların sebebi yönetimlerin parasızlığından değil, parayı öğrencilerin insanca yaşamasına harcamak yerine sermayeye harcamayı tercih etmelerinden kaynaklanıyor.
En büyük bütçeli üç üniversiteden biri olan Hacettepe Üniversitesi, öğrencisine 3 öğün doyurucu besin bile sunamıyor. Otuz beş binin üzerinde öğrencinin bulunduğu kampüste 3 yemekhane binasından biri hizmete kapalı ve öğrenciler her gün sonu görünmeyen sıralarda beklemek zorunda bırakılıyor. 2 kişinin kalması planlanarak yapılan Beytepe öğrenci yurt odalarında öğrenciler 4 kişi kalıyorlar, binalarsa eski. Sene başında barınma birimleri içerisindeki çamaşır ve kurutma makinelerinden sembolik denilerek alınan 1 liralık ücret bir anda 3 katına çıkarıldı. Birkaç gün önceyse bozuk para bulmadaki sorunlar nedeniyle yeni sisteme geçilene kadar makinelerin ücretsiz kullanılabileceği yazıldı ve “ücretsiz” ifadesinin özellikle altı çizilerek müjdeymiş gibi gösterildi. Ancak yazıda bu uygulamanın geçici olacağı ifade edilmiş.
ÖĞRENCİYE MÜŞTERİ GÖZÜYLE BAKIYORLAR
Yurt öğrencilerinin sorunlarından birisiyse bu yıla dek sabaha kadar açık olan Yurdum Kafe’nin bu sene erken saatlerde kapatılması. Öğrencilerin gece su bile alabilecekleri tek bir yer bulunmuyor kampüs içinde. Ayrıca her sene yapılan zamlar da cabası, buradaki bütün ürünlerin fiyatının rektörlük tarafından belirlendiğini ve kazancının da rektörlüğe gittiğini biliyoruz. Öğrencisine müşteri gözüyle bakan rektörlük, öğrencisinin her talebinde “bütçe yok” diyor. Bağışlarla, ek gelirlerle 8-10 milyarları bulan Hacettepe bütçesinin nerede olduğuysa “merak konusu”.
Okul içerisindeki ringler de en büyük sorunlarımızdan biri. Seferler yeterli olmadığı gibi öğrencinin okul içi ulaşımına da bir gelir kapısı olarak bakılıyor. 2 ay ertelenerek gerçekleştirilen ihalede bütçe kaynaklı anlaşmaya varılamadığı söylenerek semt servisi uygulamasını iptal ettiler. Semt servisleri, servis şirketlerine kâr elde ettirmek için bir kapı mı yoksa öğrencilerin ulaşımını kolaylaştırmak için sunulan bir hizmet mi?
Topluluklara senenin başında yalnızca bir kere 2 bin lira verileceğini söyleniyor. Ancak topluluklar bu parayı almak istediğinde sayısız bürokratik engelle karşılaşıyor. Bu engelleri aşabilmelerine rağmen parayı alamayan topluluklar da mevcut. Kariyer topluluğu olmayan, kültürel üretim yapmaya odaklı topluluk etkinlikleri öğrencilerin cebinden çıkanlarla dönmeye çalışıyor. Topluluklara ödenek vermeyen rektörlük, kariyer fuarına gelen anlaşmalı şirketlere para akıtmak konu olunca ödenek bulabiliyor.
EĞİTİM YUVASI MI SERMAYE YUVASI MI?
Üniversitelerimiz birer sermaye yuvasına dönüştü. Okullarımıza öğrencilerin kendilerini farklı yönlerden geliştirmelerini sağlayacak imkanlar yaratmak yerine şirketlere seri üretim eleman yetiştirme yerleri olarak bakıyorlar. Kariyer toplulukları ve Teknokent, öğrencilerin sermayenin bir parçası olması için teşvik ediliyor ve harcamaları bu amaç doğrultusunda yapıyor. Halbuki özel şirketlere aktarılan para ihtiyaçlarımız için harcandığı takdirde birçok talebimizi karşılayabilecek bütçe var.
Biz taleplerimiz için mücadele etmezsek kimsenin bize hakkımız olanı vermeye niyeti yok. Bunun için kampüslerimizde ses çıkarmalı, birlikteliğin getirdiği güçlü sesle barınma birimlerinin çoğalması, zamların geri alınması, hijyenik ve besleyici öğünler gibi birçok talebimizi dillendirmeliyiz. Bütçeyi ihtiyaçlarımıza göre yönlendirmek için öğrenci iradesinin söz sahibi olacağı daha demokratik karar mekanizmalarına ihtiyacımız var. Sermayeye değil eğitime, öğrenciye bütçe ayrılması için…