Sendikacılardan kamu işçilerine: Şimdi gidin 2025’te gelin
Bekleyecek sabırlarının olmadığını belirten kamu işçileri sendikacılara tepki gösterdi. İşçiler, tüm kamu işçilerine çağrı yaptı: “89 Bahar Eylemleri gibi çoluk çocuk yollara düşelim.”
Fotoğraf: Hilal Tok/Evrensel
Hilal TOK
İstanbul
Kamu işçilerinin istifa etmesini istediği Türk-İş Başkanı Ergün Atalay’a sahip çıktığı için kendisi de istifaya çağrılan Demiryol-İş Sakarya Şube Başkanı, yeni açıklamasında işçilerin taleplerinin karşılanmadığını kabul etti ancak işçilere 2025’i beklemelerini söyledi. Öte yandan Demiryol-İş yöneticileri işçileri “Sayemizde ekmek yiyorsunuz” diyerek tehdit etti. Bekleyecek sabırlarının olmadığını belirten kamu işçileri sendikacılara tepki gösterdi. İşçiler, tüm kamu işçilerine çağrı yaptı: “89 Bahar Eylemleri gibi çoluk çocuk yollara düşelim.”
Demiryol-İş üyesi Türasaş işçilerinin yaptıkları eylemlerle Türk-İş Başkanı Ergün Atalay’ı ve Demiryol-İş yöneticilerini istifaya çağırmalarının ardından Demiryol-İş Sakarya Şube Başkanı Cemal Yaman, yaptığı açıklamayla Ergün Atalay’a sahip çıkmıştı. İşçiler ise bunun üzerine eylem yaparak Yaman’ı da istifaya çağırmıştı. Yeni bir eylem açıklama yapan Cemal Yaman ek protokolle işçilerin taleplerinin karşılanmadığını kabul etse de işçilere yeni sözleşme dönemi olan 2025’i işaret etti. Yaman, “İmzalanan protokolde bu olumsuzlukların giderilmesi için önümüzdeki aylarda mücadelenin devam edeceği ve kamu sözleşmesinin 3 ay öne çekilerek 2025 yılı ocak ayında 700 bin kamu işçilerine ait toplu iş sözleşmesi yapılacağı, kurumların İçerisindeki problemlerin işverenler ile çözüme kavuşması için görüşmelerin yapılabileceği belirtilmektedir” dedi.
BEKLEYECEK SABIR KALMADI
Evrensel’e konuşan Türasaş işçilerinden biri bu açıklamaya, “Bekleyeceğiz, göreceğiz, yapacağız, edeceğiz söylemlerini uzun yıllar dinledik. Bu yılların işçiyi getirdiği nokta bu. Artık bu saatten sonra işçinin sabredecek, bekleyecek, kemer sıkacak hali kalmadı. İşçiler olarak artık oyalanmak değil, gerçekçi çözümler istiyoruz” diye yanıt verdi.
Bir başka işçi de yeni sözleşmeyi beklemenin çare olmadığını belirterek, “Mevcut sendika yöneticilerinin seçim öncesi olmasına rağmen anlaştıkları ek protokol önümüzdeyken yapılacak yeni bir pazarlıkta bizi tekrar satmayacaklarını düşünmek çok fazla iyi niyetli olur. Başta Ergün Atalay olmak üzere biz bu kene zihniyetli yöneticilerden kurtulmadıkça kazık yemeye devam ederiz” dedi.
‘SİZE EKMEĞİNİZİ VERDİK’ TEHDİDİ
Sakarya Şube Başkanı Cemal Yaman “Çalışanlarımızın küçük bir azınlığının yaptığı bu faaliyetlerin çözüm üretmekten uzak olduğunu arkadaşlarımızla paylaştık” derken, işçiler Yaman’ın açıklamasında işçilerin yönettiği sosyal medya platformlarını da hedef gösterdiğini dile getirdi. Sosyal medyada sendikacılara tepki gösteren işçilerin Eskişehir ve Sakarya’da şube yöneticileri tarafından tehdit edildiğini aktaran bir işçi şunları anlattı: “Demiryol-İş yöneticileri sendikaya yönelik eleştiriler karşısında işçileri tehdit etmeye başladı. Sakarya’da, Eskişehir’de eleştiri yazan işçiler sıkıştırıldı yöneticiler tarafından. Niye eleştiriyorsunuz, ne yapmaya çalışıyorsunuz, daha dün işe girdiniz, bizim sayemizde ekmek sahibi oldunuz, şimdi sendikaya karşı muhalefet mi yaratmaya çalışıyorsunuz? Organize sanayide işçiler daha düşük ücrete daha yoğun çalışıyor, sizin iş ne ki? Dışarıda binlerce insan var dediler.”
"GERÇEKLERİ KONUŞUYORUZ"
Bir Türasaş işçisi de Şube Başkanı Yaman’ın açıklamasına ilişkin, “Kimse kimseyi kışkırtmıyor. İnsanlar alın terinin ederini istiyor. İnsanlar gerçekleri konuşuyor. Yapsaydınız işinizi işçiler de o zaman ‘Ne iyi iş çıkardılar’ diye konuşsaydı. Olmaz mıydı?” diye sordu.
Bir işçi de “Başkanın şahsi beyanları da Demiryol-İş’e zarar vermektir. Dün işçileri hedef aldılar, bugün sosyal medya platformlarını. Biz o makam güçlü olsun diye günlerce emek verdik. ‘Siz yürüyün biz yanınızdayız’ dedik. Sizler de bunlardan memnuniyetinizi dile getirdiniz. O zaman iyi olan sosyal platformlarımız şimdi günah keçisi oldu” diye konuştu.
“Bizi hedef gösteren yöneticileri şiddetle kınıyoruz” diyen bir başka işçi de şöyle devam etti: “Bu sayfa mercekle inceleniyor. İşçi keriz değil, kimsenin bir korkusu yok. Siz ya görevinizi icra edeceksiniz ya da o koltukları terk edeceksiniz. İşçi inanmıyor sizin samimiyetinize.”
"İFTİRA ATTILAR"
“Bu platformda yazılanlar bozgunculuk değil, birlik beraberliktir” diyen işçilerden biri de şunları söyledi: “Bir arkadaşa ‘Küfür etmişsiniz’ diye iftira atıldı. Biz küfür edecek kadar aciz değiliz, düşüncelerimizi ifade ediyoruz. Bu iftira bizi ne yıldırabilir ne de susturabilir.”
Sendikacıların açıklamalarıyla ve baskılarıyla eleştirilerin önünün kesilmeye çalışıldığını söyleyen Türasaş işçileri, “Şubelerde emekli olmuş profesyonel sendikacılar bunlar. Bunların artık bir an önce gitmesi lazım. Kamu işçilerinin vermiş olduğu bu mücadele haklı bir mücadele. Çünkü geldiğimiz noktada asgari ücretin biraz fazlasını alıyoruz. Geçinemiyoruz, sesimizi çıkarmaya başlamamız artık bir patlama noktası. Bu tehditler bizi yıldırmaz. Biz ekmeğimiz için mücadele ediyoruz, asıl biz olmasak bu sendika olmaz, bu sendikacılar burada duramaz. Bu sendikacıları göndermenin yollarını tartışmalı, işçinin iradesinin yansıtıldığı bir sendikal anlayış için mücadeleyi büyütmeliyiz. Eskişehir’de işçilerin inisiyatif alarak başlattığı eylemler demir yolu işçisine alınacak yolu gösteriyor” diye konuştu.
‘89’DAKİ GİBİ ÇOLUK ÇOCUK YOLLARA DÜŞELİM’
Harb-İş üyesi işçiler ise sendikacıların bu süreci sessizlikle geçirmesine öfkeli. Bir işçi bu sessizliğe karşı işçi sınıfı mücadelesinin önemli eylemlerinden 89 Bahar Eylemleri’ni hatırlattı: “Bugün Gölcük Şube ile görüştüm. TÜHİS ile görüşmeler devam edecek, eğer bir sonuç alınamaz ise eylem sürecine geçilecekmiş. ‘Bundan işçinin haberi var mı?’ diye sordum. Kimse bize bir şey söylemiyor. Gidip öğrenene kadar ben de bilmiyordum. İşçinin canı burnunda, kimseye tahammülü kalmadı. Bilgi edindirme çok zayıf. Gerekirse konfederasyonu değiştirip masaya oturalım. ’89’daki gibi çoluk çocuk yollara düşelim. Eylem yapalım. Madem Türk-İş bizi sattı diyorlar, Türk-İş’in aldım dediği zammı da reddedip ne yapılacaksak yapalım. İşçinin sabrı yok, işçiyi bilgilendirme de yok.”
İşçiler ayrıca, “Alaattin Soydan’ı neden hiçbir fabrika ziyaretinde görmedik? Neden eylemlerde sahada değildi? Neden işçiyi sattınız? Neredesiniz, herkes açıklama bekliyor” diye tepki gösterdi.