Gazeteci Mehmet Şah Oruç’un yargılandığı dava ertelendi
Mahkeme, MA muhabiri Mehmet Şah Oruç hakkında uygulanan adli kontrol kararının devamına karar vererek duruşmayı erteledi.
Mehmet Şah Oruç | Fotoğraf: MA
Mezopotamya Ajansı muhabiri Mehmet Şah Oruç’un 22,5 yıla kadar hapis istemiyle tutuksuz yargılandığı dava Bitlis 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. “örgüt üyesi olmak”, “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla yargılandığı davanın 3’üncü duruşmasında Oruç, avukatı Resul Temur ile birlikte hazır bulundu.
Duruşmayı Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eş Başkanı Serdar Altan, MLSA Dava Takip Birimi ile basın mensupları takip etti.
Kimlik tespiti ile başlayan duruşmada dosya tanığı olan Ümit Akbıyık, SEGBİS aracılığıyla dinlendi. HDP’nin gençlik çalışmalarında yer aldığı belirten Akbıyık, gazeteci Oruç'un da sık sık HDP Diyarbakır İl Örgütü binasına gelerek partili gençlerden röportaj aldığını anlattı. Oruç’un HDP Gençlik Kongresine katılan gençlerle görüştüğünü, yaptığı röportajların ise ANF ile Nûçe Civan gibi yayınlarda yayımlandığını iddia eden tanık, çalıştığı MA'nın da "örgütün oluşturduğu bir yapılanma" olduğunu öne sürdü.
Tanık Akbıyık, 2019 yılında Diyarbakır'da yapılan açlık grevi eylemlerinin görüntülerini yine Oruç'a gönderdiğini ve bu görüntülerin yayımlandığını ifade etti.
Mahkeme başkanının "sanığın basın faaliyeti dışında örgütle herhangi bir bağlantısı var mıydı?" sorusunu yönelttiği Akbıyık, "yoktur" cevabını verdi.
Av. Resul Temur ise, mahkemeden tanığın ifadesinde bahsettiği Gençlik Konferansının HDP konferansı olup olmadığı sorulmasını istedi. Akbıyık, söz konusu programın HDP Gençlik Konferansı olduğunu söyledi. Yine Av. Temur’un talebi doğrultusunda bu zamana dek kaç kez ifade verdiği sorulan Akbıyık, savcılık ve emniyette olmak üzere iki defa ifade verdiğini belirtti.
"YAPTIĞIM HABERLER ÇALIŞTIĞIM AJANSTA YAYINLANIR"
Tanığın dinlenmesinin ardından Gazeteci Oruç’ın savunması alındı.
Tanığı tanımadığını söyleyen Oruç, "2018-2019 yıllarında HDP binasına gazeteci olarak gittim. Polis HDP binasına giren çıkanları kayıt altına alıyordu. Bu kayıtlara bakıldığında haber ekipmanlarımla parti binasına gittiğim görülecektir. HDP siyasi bir partidir. Diğer siyasi partilere de gittim. Mezopotamya Ajansı muhabiriyim ve yaptığım haberler de bu ajansta yayınlanır. MA tüzel kişiliği olan bir ajanstır" savunmasında bulundu.
Savunmasını tamamlayan Oruç’a, mahkeme başkanı "Mezopotamya Ajansı'nda yayınlanan haberler ANF, Nûçe Civan ile entegre mi?" diye sordu. Oruç, soruyu "Hayır, entegre değil. Ancak ajansın haberleri kopyalanıp kullanılabiliyor" diyerek yanıtladı,
"MA YASAL FAALİYET YÜRÜTEN BİR KURUM"
Avukat Resul Temur ise, bulunduğu beyanlarda mahkeme heyetinin dikkatini tanık Ümit Akbıyık’ın 600'ün üzerinde kişi hakkında ifade vermesine çekti.Yaptıkları hesaplamalara göre, Akbıyık'ın her bir kişi için 3 dakikada teşhis ve beyanda bulunduğunu dile getirin Temur, bir kişinin bu kadar kısa sürede teşhiste bulunmasının mümkün olmadığını kaydetti. Tanığın manipülatif, yorumu dayalı, genel geçer beyanlarda bulunduğunu söyleyen Temur, tanığın HDP Gençlik Konferansını dahi illegalmiş gibi gösterip manipüle etmeye çalıştığını ifade etti. Av. Temur, bu güne dek 2 değil, 3 defa ifade verdiğini belirttiği tanık Akbıyık'ın henüz kaç defa ifade verdiğini bile bilmediğini, bu nedenle tanıklık vasfının olamayacağını vurguladı. Temur, tanığın savcılıkta verdiği ifadenin ise imla ve noktalama yanlışları ile birlikte başka bir ifade tutanağına kopyalandığını ifade etti.
MA'nın ise yasal olarak faaliyet yürüten bir yayın kuruluşu olduğunu belirten Av. Temur, yurtdışında yayın yapan kurumların Türkiye'deki yasalara tabi olmadığı için haberleri kaynak kullanmadan yayınladığını söyledi. Oruç'un haber kaynağı olarak tanık ile ilişki kurmasının normal olduğunu belirterek, AYM'nin “Cemil Uğur” kararını hatırlatan Temur, bir gazetecinin çalıştığı ajans nedeniyle tutuklanmasının hukuka aykırı olduğunu kaydetti. Temur, mahkemeden müvekkili hakkındaki adli kontrol kararının kaldırılmasını talep etti.
Duruşmaya kısa bir ara veren mahkeme heyeti, Oruç hakkındaki adli kontrol kararının kaldırılması talebini reddetti. Oruç hakkında takipsizlik kararı verilen başka bir dosyada yer alan tanığın dinlenmesine karar veren heyet, bir sonraki duruşmayı 14 Mayıs’a erteledi.
NE OLMUŞTU?
Gazeteci Mehmet Şah Oruç, 25 Nisan 2023’de Diyarbakır merkezli yürütülen soruşturma kapsamında Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Abdurrahman Gök, ajans muhabirleri Ahmet Kanbal ve Yeni Yaşam Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Osman Akın, Xwebûn gazetesinin İmtiyaz Sahibi Kadri Esen, JINNEWS muhabiri Beritan Canözer, gazeteciler Mehmet Yalçın ve Salih Keleş ile birlikte gözaltına alındı. Gazeteci Oruç, Gök ve Canözer “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla 27 Nisan’da tutuklandı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı açık tanık ifadesi, yaptığı haberler ve sanal medya paylaşımlarını gerekçe göstererek Oruç hakkında “örgüt üyesi olmak” “örgüt propagandası yapmak” suçlamalarıyla iddianame hazırlandı. Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi iddianame için “yetkisizlik” kararı vererek, Oruç’un ikamet ettiği Bedlîs’e gönderdi. Bitlis 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kabul ettiği 63 sayfalık iddianamede, açık tanık Ümit Akbıyık’ın ifadeleri, Oruç’un imzasıyla MA’da yayınlanan 35 haberi, sanal medya paylaşımları ile gazeteci meslektaşlarıyla yaptığı telefon görüşmeleri kayıtları suç delili olarak yer aldı. Hakkındaki davanın 14 Eylül 2023’te görülen ilk duruşmasında dosyadaki eksiklikler gerekçe gösterilerek tahliye edilmeyen Oruç, 31 Ekim 2023’te görülen ikinci duruşmada adli kontrol şartıyla tahliye edildi. (Bitlis/MA)