7 Şubat 2024 05:14

Zülfü Yıldız yoldaşın anısına…

Elif ESER

“Ölüme gidelim dedin de ‘menlif (manlift) mi yok’ dedim, Zülfü abi”

Öyle demiş yıllar önce bir işçi arkadaşı, Zülfü’nün sosyal medya hesabından. Ölümüne çalışmak, bu topraklarda işçinin ‘fıtratıdır’ maalesef. İşin iç yüzünü öyle böyle hepimiz biliriz, patronu da tanırız onun kurulu düzenini de biliriz zira Zülfü yoldaş işbu düzenin ne ilk ne de son kurbanıdır.  

Bir iki haber sitesi hariç haber metninde adları dahi geçmiyordu: “İki işçi feci şekilde can vermişti, iki işçi manlift’ten düşerek ölmüştü.” “…organize sanayide yangın, iki işçi can verdi” İsimlerin geçtiği yerlerde de adları yanlış yazılmıştı. İşte, işçi için fıtrat olan, bu düzen için fırsattı nihayetinde ve bu fırsatta işçi, sayıdan ibaretti.

O “iki” sayısı ile müsemma olan Ali Gökalp’i değil ama Zülfü Yıldız’ı tanırım. Yoldaşım, kardeşimdir. Yoldaş sözcüğü onun dudaklarına kurulmuş bağımsız, hür bir ülke gibiydi, yüzüne yayılan gülümsemeye hiçbir yoldaşının adını yakıştırmazdı. “Yoldaş” derdi. Aynı umuda tutunanların yolunda bir isimden daha çok şeydi: “Yoldaş.”

Evrensel gazetesinin sureti muhtemelen nemden, kolunda çıkmıştır. O kadar çok gazeteyi, o kadar çok zaman kollarında taşıdı ki gazetenin izi kalmıştır teninde. Dudağında Dersim’in kılamları, yüreğinde Dersim dağlarının hasreti kalmıştır. Dersim’de köylü, gurbette işçidir Zülfü. Şirketlerde, şantiyelerde çalışır, terini akıtır ömrüne; ömrü gurbette yarım kalmıştır.

“Saf bir köylü” dedikleridir Zülfü, inancı safçadır. Belki de bu sebeple üzerinde hep beyaz bir gömlek vardır. Ondaki saflığı, temizliği bildiğimiz için başka renkte olsa da giyitleri, bize hep beyaz gelmiştir gömleği. Temiz yüreklidir, Dilanoğlu köyünün ak kanatlı güvercinidir o, uçmuştur sonsuzluğa.

Zülfü yoldaş, kısa ömründe Dersim’deki yoldaşlarına örgütlü mücadeleye olan inancı, yoksul yaşamını idame ettirmek için koştuğu hayat mücadelesini ve kollarında taşıdığı Evrensel gazetesini miras bırakmıştır. Onun bıraktığı yerden bize miras kalanlara sahip çıkmak, ona üzülmekten daha mühimdir.

Onun düştüğü yer işçi sınıfının bugün içinde bulunduğu örgütsüzlüğüdür. Bugünden yarına örgütlü bir mücadeleyi büyütmek ve ona sahip çıkmak, “Ölüme gitmek” için değil ama iş cinayetlerini durdurmak, insanca ve hakça bir yaşam için her zamanki kadar gereklidir.

Zülfü yoldaşı yaşatmak onun sığındığı yoldaşça umutta mümkündür.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Ekmek ve hürriyet kavgası!

Ekmek ve hürriyet kavgası!

Antep’teki işçi eylemlerine yönelik yasaklar, Türkiye’nin bir süredir sıklıkla gündemine gelen hukuki ve siyasal baskıların neyi amaçladığını da daha net gösterdi. Kayyımlar, soruşturmalar, gözaltı ve tutuklamalar, Saray’a verilen olağanüstü yetkiler, basına ve gazetecilere yönelik baskılar, halkın üstüne çöken ekonomi programına ve tek adam yönetiminin siyasal baskılarına karşı yükselen itirazı bastırmak için…

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Patronlara övgüler dizip teşekkür eden Gaziantep valisi, Başpınar’da 20’yi aşkın fabrikada başlayan fiili grevleri yasakladı. Eylemler sürüyor.

Evrensel'i Takip Et