8 Şubat 2024 04:26
/
Güncelleme: 12:11

Kariyerizm gölgesinde savaş ve savunma sanayisi

"Bayraklarla süslenmiş füzelerle, huzur, güven ve vatanseverlik sözleriyle yüzyıllardır savaşı meşrulaştırmanın aracı olarak kullanılan anlatıların gururla sergilendiğine şahit oldum"

Kariyerizm gölgesinde savaş ve savunma sanayisi

Fotoğraf: TOBB ETÜ öğrencisi

TOBB ETÜ öğrencisi

TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi İşletme Topluluğu, 3-4 Şubat tarihlerinde yöneticilik zirvesi ‘24 adlı etkinliğini gerçekleştirdi. Arçelik’ten MAN’a, Trendyol’dan Roketsan’a 12 farklı şirketin yöneticilerinin konuşmacı olarak katıldığı etkinlik, TOBB ETÜ Sosyal Tesislerinde gerçekleşti.

Şirketlerin tanıtımı ve staj fırsatlarından ibaret olan sunumlar arasından belki de en öne çıkanı Roketsan oturumuydu. Öncelikle içinde 250 TOBB ETÜ’lüyü barındıran, yüzde 30’u mavi yakalı, 2100’ü Ar-Ge çalışanı ve ağırlıklı olarak mühendislerden oluşan 6600 çalışanıyla Roketsan’ın iş koşullarının tanıtımını seyrettik. TOBB ETÜ ile staj anlaşmasına da sahip olan Roketsan’ın üniversite 3. ve 4. sınıf öğrencilerinin haftada en az 1 gün Roketsan için çalışmasını koşullayan R-Force programı da bu sunuma dahildi.

GEREKÇE: NORVEÇ DAHİ SİLAH ÜRETİYOR

Sunumu vatan ve huzurlu yaşam sözlerinin eşlik ettiği, savunma sistemleri ve savaş uçakları tarafından fırlatılan füzelerin görüntülerinin derlendiği reklam filmleri takip etti. Bayraklarla süslenmiş füzelerle, huzur, güven ve vatanseverlik sözleriyle yüzyıllardır savaşı meşrulaştırmanın aracı olarak kullanılan anlatıların gururla sergilendiğine şahit oldum. Oturumun soru-cevap faslında bir öğrenci “Savunma sanayisinin gerekliliğine inanmama rağmen ürettiğiniz araçların insanları öldürmek için kullanılacağı gerçeğine vicdanen nasıl bakıyorsunuz?​” diye sordu. Kısa bir sessizlikten sonra konuşmacının öne sürdüğü iki bahaneyi dinledik. Teknoloji ve terör. İlk olarak Roketsan’ın teknoloji üreten bir şirket olduğu, silahlanma noktasına gelindiğinde ise “Norveç’in dahi silah ürettiği” cevabını aldık. İkinci argüman ise Türkiye Cumhuriyeti’nin terörle mücadele etmesi oldu.

"SAVAŞ VE ŞİDDET NEYİN TEKELİNDE?"

Öncelikle bir yanlışı düzeltelim: Konuşmacının terörle mücadele ile vicdanını rahatlatması yekten yanlış. Çünkü Roketsan, kendi web sitesinde açıkladığı gibi yalnızca TSK’nin ihtiyaçlarını karşılamak için üretim yapmıyor. Roketsan Genel Müdürü Murat İkinci’ye göre şirketin tüm dünyadan müşterileri var. En doğudan en batıya kadar bütün ülkelere “hizmet” sağlıyorlar! Buna göre İsrail’den Ukrayna’ya, Çin’den Libya’ya her ülke terörle mücadele ediyor! Ya da bütün bunlar emperyalizmin bir gerçeği olan kaynakların yeniden bölüşülmesi için süren savaşlar. Şüphesiz Roketsan savaş teknolojilerinin üretildiği bir şirkettir ve yine hiçbir şüphe olmaksızın İskandinav ülkeleri de dahil olmak üzere dünyanın her yerinde silahlanma ve militarizm mevcuttur ve yükseliştedir. Örneğin bir yanda Almanya askeri bütçesini rekor oranlarda arttırırken diğer yandan işçi ve emekçilerinin ekonomik kriz ve enflasyonla ezildiği Türkiye; “savunma” bütçesini 2023 yılındaki 16 milyar dolardan 2024 yılında yüzde 150’lik bir artışla 40 milyar dolara yükseltmiştir. İkinci bahane, savaşı meşrulaştırmanın en büyük aracı olarak kullanılan terör ise şüphesiz kapitalizmin ürünüdür. Ben de sormak istiyorum, silah endüstrileri kimin elinde? Yine sorayım, savaş ve şiddet neyin tekelindedir? Topların, tankların ve füzelerin üretimi kimin kontrolündedir? Şüphesizdir ki cevap her zaman sermaye sahipleri ve onların iş birlikçileri olacaktır.

Nitekim, TOBB ETÜ öğrencisinin sormuş olduğu soruya Roketsan Temsilcisi Ş. Üner’in vermiş olduğu cevap yeterli değil. Mesela, üretilen ölüm değil teknoloji ise bizlere izletilen reklam filmlerine ne demeli? Yoksa o savaş uçakları ve füzeler yalnızca süs olarak mı kullanılıyor? Ne kadar teknoloji üretiyoruz deseniz de ürettiğiniz teknolojilerin binlerce insanın, çocuğun, kadının ölümüne sebep olduğu gerçeğinden kaçamazsınız. Norveçliler dahi bu gerçekten kaçamaz!

"ROKETSAN YÖNETİCİLERİ NEDEN SAVAŞTA CAN VERMİYOR?"

Kaçsalar da bugün emperyalistlerin Ortadoğu’daki yeniden paylaşım kavgası yarın onları da bulacaktır. Ayrıca, Ukrayna’yı harap eden Rus emperyalizmi yarın gelip İskandinav ülkelerinin kapısını çaldığında bu ülkeler “terörle mücadele” bahanesine de sarılamazlar. Çünkü bu türden bir savaş, NATO ve Rus bloku arasında süren apaçık bir emperyalist savaş olur. Fakat ülkemizin Suriye’de sürdürdüğü savaş, Erdoğan yönetiminin milliyetçi politikaları ile harika bir şekilde kamufle oluyor. Bu politikaların sonucu olarak da terörle mücadele algısı yaratılıyor. Öyle olsa dahi, ne garip ki terörle mücadele savunma sanayisi şirketlerine, enerji ve inşaat tekellerine kâr rekorları kırdırırken Türkiye’deki yoksullara ise ölümü ve yoksulluğu dayatıyor. Terörle mücadele bir vatanseverlik gereği ise niçin bu mücadelede Roketsan’ın üst düzey yöneticileri can vermiyor?

Siz, üniversitelerde ne kadar savunma sanayisinin yükselişini anlatsanız da yarattığınız yıkımı ne kadar “Teknoloji üretmek” ve “terörle mücadele” diye aklasanız da Türkiye işçi sınıfı ve onun genç kuşakları olan üniversiteliler, bu çelişkileri sorgulamaya ve bu soruları sormaya devam edecekler. Sizin bunlara verdiğiniz cevaplar geçerliliğini yitirdiğinde ise en ufak vicdan kırıntısı dahi sizleri kurtaramayacaktır.

Evrensel'i Takip Et