11 Şubat 2024 17:59

Biden ABD’yi Ortadoğu’nun derinliklerine sürüklüyor

Biden İsrail’e baskı yapmaya istekli değil, bu da Ortadoğu’da bir barış sürecini ilerletmek için çok az fırsat olduğu anlamına geliyor.

Fotoğraf: Yasin Öztürk/AA

Paylaş

Melvin A. GOODMAN*
Counterpunch.org

ABD’li yetkililer Gazze Savaşı ile ABD’nin bombalama kampanyasının arasındaki bağlantıyı kabul etmeyebilir ancak Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere yönelik artan saldırılarının yanı sıra İran destekli milislerin Ürdün, Suriye ve Irak’taki ABD tesislerine yönelik artan saldırılarının İsrail militarizmiyle ilgili olduğuna şüphe yok.

Bu gelişmelerin bir sonucu olarak ABD, İran’a karşı daha sert bir duruş sergiledi ve Suudi Arabistan’ın İsrail’i diplomatik olarak tanıması karşılığında Suudi Arabistan ile genişletilmiş bir güvenlik ittifakı olasılığını öne sürdü. Bu adımlar, (askeri) varlığımızı azaltmanın bir yolunu aramamız gereken bir dönemde, istikrarsızlık ve belirsizliğin arttığı Ortadoğu’da ABD’nin daha derin bir taahhüt altına girmesini getirir.

Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın 7 Ekim 2023’te Gazze savaşının başlamasından bu yana Ortadoğu ve Basra Körfezi’ne yaptığı beşinci gezi ilk dördünden daha başarılı olmadı. Bu turlar İsrail’in Gazze’deki sivil bölgelere yönelik ağır bombardımanını azaltmasını ve insani yardımların geçişine izin vermesini; Batı Şeria ve Gazze için Filistinlilerin önderliğinde birleşik bir yönetim organı için bir anlaşma yapılmasını; bir Filistin devletine giden yolun açılmasını ya da İsrail ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin normalleşmesini sağlayamadı. Bu arada Başkan Biden, ABD’nin geçen ay Husilere karşı düzenlediği askeri saldırılarla ilgili bir tartışmada bunu kabul etti: “Husileri durduruyorlar mı? Hayır. Devam edecekler mi? Evet.”

ABD, Ortadoğu’da kapsamlı bir reform arayışına girerek siyasi ve diplomatik açıdan kendini çok fazla zorladı. Tüm dikkatimiz Gazze’de ateşkes sağlanmasına ve 100’den fazla İsrailli rehinenin serbest bırakılmasına odaklanmalıdır. (İsrail istihbaratına göre Hamas’ın elinde kalan 136 rehineden en az 32’si öldü). Biden yönetimi bunun yerine Filistin Yönetimi’nde iktidarın yeni ve daha genç bir başbakana devredilmesi ve Gazze’de yeni bir Filistin yönetimini desteklemek üzere bir Arap barış gücü oluşturulması gibi hiçbir yere varmayan tartışmalarla meşgul.

İsrail bu tedbirleri engellemek için elinden gelen her şeyi yapacaktır ve Amerikan karşıtı bir müstebit olan Başbakan Benyamin Netanyahu ile uğraşmak zorunda kaldığımız sürece başarılı olma ihtimali çok az. Biden İsrail’e baskı yapmaya istekli değil, bu da Ortadoğu’da bir barış sürecini ilerletmek için çok az fırsat olduğu anlamına geliyor. Netanyahu geçmişte ABD başkanlarını utandırmak için elinden geleni yaptı ve Biden yönetimine verdiği Gazze’deki yüksek yoğunluklu bombardımanı ocak ayı sonuna kadar sınırlandırma sözünü tutmayalı çok oldu.

ABD’nin Ortadoğu politikasının tarihi büyük ölçüde başarısızlıklarla dolu ve bu durum, hayati güvenlik çıkarlarımızın söz konusu olmadığı bu dönemde özellikle talihsizdir. Başkan Eisenhower 1953 yılında meşru İran hükümetinin devrilmesini onaylayarak başarısızlıklar serisini başlatmıştı. Başkan Reagan, 1982’de ABD deniz piyadelerini terörist saldırılara maruz bırakan talihsiz İsrail işgalinin ardından Lübnan’da ABD varlığını onayladı. Başkan Bush 2003 yılında Irak’ın iki yüzlü bir şekilde işgal edilmesini sağlayarak İran’ın Bağdat’taki nüfuzuna kapı araladı ve bugün bölgeye hakim olan istikrarsızlık döngüsünü başlattı. Donald Trump Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdı; Doğu Kudüs’teki Amerikan konsolosluğunu kapattı; Filistinlilere yardımı durdurdu; Golan Tepelerini İsrail’in bir parçası olarak tanıdı ve İsrail’in Batı Şeria’daki kalıcı hakimiyetini onayladı. İran nükleer anlaşmasını feshetmesi Tahran ile ciddi siyasi müzakere fırsatını aniden sona erdirdi.

İran’daki devrimden ve Sovyetlerin 1979’da Afganistan’ı işgalinden bu yana ABD, Ortadoğu ve Basra Körfezi’nde nüfuz sahibi olmak için büyük ölçüde askeri gücüne güveniyor. ABD’li siyasetçiler ve uzmanlar arasında İran’da rejim değişikliğini ve İran’a karşı askeri güç kullanılmasını destekleyenler var. Çok sayıda Amerikalı lider 1979’da İran’da yaşadığımız rehine olayını hiç unutmadı ve o zamandan beri karşılık vermek istiyor. Emekli deniz piyadesi general Anthony Zinni’nin bir zamanlar söylediği gibi, “Irak’ı sevdiyseniz, İran’ı da seveceksiniz.”

ABD’nin güvenlik çıkarlarını korumak için iki adım şart. Birincisi, ABD İsrail’e ateşkes için baskı yapmalıdır. İsrail’e baskı yapmanın tek yolu ABD’nin silah transferlerine gerçek koşullar koymak ya da sadece Washington’un sağladığı ölümcül sistemleri İsrail’den esirgemek olacaktır.  ABD’nin İsrail üzerinde askeri olmayan hiçbir etki aracı yoktur, dolayısıyla askeri yardım tek baskı kaynağımız.

İkinci olarak, İran ile diplomatik çabaların yenilenmesinin zamanı geldi. CIA Direktörü William Burns İran’ın liderleriyle ilişkiler konusunda deneyimli ve Biden yönetimindeki en etkili diplomat olduğu açık. İran’ı yabancılaştırma çabalarına son verilmelidir.

ABD’nin mevcut diplomatik faaliyetleri Suudi Arabistan, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi kilit Arap devletleriyle yapılan ve hiçbir yere varmayan görüşmelere dayanıyor. Üstelik bu görüşmeler Suudi Arabistan ile bir savunma anlaşması olasılığını da içeriyor ki bu da Ortadoğu’da Amerikan köpeğinin sallayacağı yeni bir kuyruk daha olacaktır.  Bu gelişmeler Trump ve agresif ulusal güvenlik danışmanı John Bolton tarafından gündeme getirilen bir “Arap NATO’su” kurulması tartışmalarının yeniden gündeme gelmesine bile yol açabilir. Biden yönetimi muhtemelen bölgede askeri gücün sınırlarını anlıyor, ancak İran ile çatışma ve Netanyahu’ya devam eden destek sadece ek ABD güçlerinin konuşlandırılmasına yol açabilir. Sonuç, ABD’yi Ortadoğu’da, yani kendi eserimiz olan dikenli tarlamızda tutmak olacaktır.

* Uluslararası Politikalar Merkezi (Center for International Policy) kıdemli araştırmacısı ve Johns Hopkins Üniversitesi profesörü

Çeviri: Dış Haberler Servisi

ÖNCEKİ HABER

Mahkeme sistematik çocuk istismarı failine "iyi hal indirimi" yaptı

SONRAKİ HABER

SASA’da düşük zam tepkisi işten atmayla bastırılıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa