3 Mart 2024 05:07

Sovyetler ülkesinde kadınlar

Kadınları üretken olmayan ev işinden kurtarmak için gerçekleştirilen düzenlemeler aynı zamanda kadının toplumsal yaşamın örgütlenmesine çekilmesinin bir aracını da oluşturdu.

Sovyetler ülkesinde kadınlar

Fotoğraf: Vyacheslav Argenberg / Вячеслав Аргенберг

Olcay GERİDÖNMEZ

Kâra, ranta, sömürüye, özel mülkiyete dayanmayan, din, dil, ırk, cinsiyet ayrımı gütmeyen, insanca yaşamla emeği merkezine alan örgütlü bir toplumun, örgütlü halkın üstesinden gelemeyeceği hiçbir sorun yoktur. Bunun en büyük, uzun ömürlü örneğini Rusya’da 1917 Ekim Devrimi’yle kurulan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) verdi. Devasa bir coğrafyada işçi ve köylü emekçilerin Bolşevik Parti önderliğinde inşasına giriştiği yeni toplumsal düzenin esası, omurgası Sovyetlerdi. Sovyetler, kentte ve kırda en küçük üretim biriminden bütün ülke çapına kadar uzanan, doğrudan devletin yönetimine katılım anlamına gelen bir örgütlenme biçimiydi.

Ne var ki devrimin ve Sovyet Devletinin Önderi V. İ. Lenin’in söylediği gibi bu inşa milyonlarca kadının katılımı olmadan mümkün değildi. Sovyet iktidarı, yeni bir toplumun temellerini kurarken kadınların toplumun eşit, aktif bireyleri haline gelmelerinin maddi koşullarını yaratmak zorundaydı. Devrimin hemen ertesinde bu yönde atılan ilk adım yaşamın tüm alanlarında kadının hak eşitliğini yasal güvence altına almak oldu.

Ancak görev çok daha büyüktü. Kadını toplumsal yaşamın her alanında faal, kolektif kılma mücadelesi, emekçi kadın kitlelerini sosyalizmin inşasının, toplumsal üretimin her somut aşamasının görevlerine yakınlaştırmakla ve bunların çözümü için seferber etmekle başarılabilirdi.

YAŞAM YEPYENİ İLKELERE GÖRE DÖNÜŞÜYOR

Kadınların üretime, toplumsal yaşamın her alanına, yerel ve merkezi idari yapılara, sendikalara, denetim mekanizmalarına çekilebilmesi için büyük çaplı ve çok yönlü çalışmalarla önlemlerin hayata geçirilmesi gerekti. Partide, Sovyetlerde, sendikalarda, kooperatiflerde kadınların temsilini ve aktif etkinliğini sağlamak için kol, komisyon gibi kadın organlarından, özel kadın görevlilere, kadın ajitatörlere, delege toplantılarından stajyer sistemine kadar çeşitli yol ve yöntemler hayata geçirildi. Bu yöntemler işçi ve köylü kadın kitlelerinin Sovyet çalışmalarına kitlesel olarak çekilmesinin etkili bir yöntemi ve aracı oldu.

Devrim öncesinde ezici çoğunluğu okuryazar olmayan geniş emekçi kadın kitlelerinin meslek edinebilecekleri ya da kendilerini geliştirebilecekleri okulları ve kursları hayata geçirmek için devasa çalışmalar yürütüldü. Büyük bir kampanyayla, her işletmede, her kültür kulübünde, her kolektif çiftlikte vs. emekçi kadınlar için okuma-yazma kursları açıldı. Kadınlara yönelik çok çeşitli ve yaygın yayın organları yaratıldı, okuma salonları, kültür sanat faaliyetleri için mekanlar etkin olarak kullanıldı.

KADIN KOLEKTİFİN ETKİN ÜYESİ

Kadınların toplumsal üretime katılabilmeleri için çocuklarını emanet edebilecekleri ve çocuklarının yetiştirilmesine yardımcı olacak yaygın bir çocuk bakım/eğitim kuruluşları (kreşler, yurtlar, yatılı okullar, etüt merkezleri, tatil kampları vb.) ağı yaratıldı. Mahallelere, tek tek fabrikalara dek örgütlenen yemekhaneler, kantinler, çamaşırhaneler, terzihaneler. Kentlerde kurulan kantinler ve aşevlerinde çocuklarla gençlere parasız öğle yemeği verildi.

Ortak mutfak, merkezi çamaşırhane, güvence altına alınmış yakacak odun temini, sıcak su, elektrik ve temizlik görevlilerine sahip, bazılarında kreş de bulunan ev komünleri, aile yurtları, yalnız yaşayan kadınlar için konutlar yaygınlaştırıldı.

Kadınları üretken olmayan ev işinden kurtarmak için gerçekleştirilen bu düzenlemeler aynı zamanda kadının toplumsal yaşamın örgütlenmesine çekilmesinin bir aracını da oluşturdu. Kadınların önemli bir bölümü devlet, Sovyet ve parti örgütleri içinde idari hizmetlerde, tüketim malları dağıtımının örgütlenmesi/idaresinde sosyal yardım alanında veya anne ve çocuk koruma kurumlarında, çocuk yuvaları, kamu mutfakları, kamu çamaşırhanelerinde vb. işlerde çalışma içine çekildiler.

Devrim, kadını yalnızca tekil ailenin içine kapalı, boğucu atmosferinden çıkarıp onu sonunda topluma katmakla kalmadı, aynı zamanda kadına inanılmaz bir hızla, kolektifle dayanışma duygusu da kazandırdı. Evlilik, aile, konut, günlük yaşam, toplumsal hayatla derinlemesine yeni ilişkilenmeler yarattı.

KÜLTÜREL GELİŞİM

Sovyet halkının devasa başarılarından biri de gerçekleştirdiği kültür devrimiydi. Tarihsel olarak bakıldığında, olağanüstü kısa bir sürede ülke nüfusundaki yüksek okuma-yazma bilmezlik oranı tasfiye edilmiş temel eğitim zorunluluğu uygulanmıştı. Orta ve yükseköğrenim hızla geliştirilmiş, milyonlarca yetişmiş eleman ekonominin ve kültürün bütün alanlarına seferber edilmişti. Sovyetlerin dört bir yanında sayısız kültür kurumu yaratılmıştı: Kültür evleri, radyolar, tiyatrolar, yayınevleri, kütüphaneler, kulüpler, müzeler, araştırma merkezleri, enstitüler vb. bütün bu kurum ve kuruluşlar halkın hizmetine açılmıştı.

Sovyetlerdeki bu kültürel dönüşüme yüz binlerce Sovyet kadını var gücüyle katıldı. Kültür devriminin kendisi milyonlarca Sovyet kadınının yaratıcı yeteneğinin hızla serpildiği zemini oluşturdu. Sovyet Rusya’nın kültürel gelişiminde on binlerce kadının kültür kurumlarındaki çalışmaya çekilmesinin büyük bir etkisi oldu.

ÇALIŞMA HAYATINDA

1954 yılında Sovyetler Birliği’nde kadın mesleği ile erkek mesleği arasındaki sınır yok olmaya yüz tutmuştu. Çalışabilir yaştaki bütün kadınların yüzde 70-80’i çalışıyordu. Sanayide çalışan kadınların oranı, bütün işçi ve hizmetlilerin yüzde 45.5’ini oluşturuyordu. Yüksekokul mezunu kalifiye elemanların yüzde 53’ü, orta dereceli kalifiye elemanların yüzde 66’sı, ekonomi, istatistik, planlama ve ürün kalitesini denetleyen elemanların yüzde 69’u, doktorların yüzde 76’sı, tüm sağlık çalışanlarının yüzde 91’i, hukukçuların yüzde 31’i, öğretmenlerin yüzde 70’i ve kültür ve kütüphane alanında çalışanların yüzde 72’si kadındı. Tarımda yüksek öğrenimli mesleklerin yüzde 41’ini, yine tarım alanında orta düzeyde mesleklerin yüzde 46’sını kadınlar oluşturuyordu.

SİYASETİN HER ALANINDA

Sovyetler, emekçi kadınları eşit haklar ve yükümlülükler temelinde siyasetin bütün alanlarına çekme politikasını izlerken hem kadınlardaki çekimserliğe, hem de işçi ve köylüler arasındaki erkek egemen tutumlara karşı mücadele etmiştir.

1937’de Sovyet devletinin idaresinde yarım milyona yakın kadın bulunuyordu. Bunlardan 277’si devletin en yüksek yasama ve yürütme organı olan SSCB Yüksek Sovyetine, 1700’den fazlası Birlik ve Özerk Cumhuriyetler Yüksek Sovyetlerine, 27 bini ise Köy Sovyetleri başkanlığına seçilerek gelmişti.

1956 yılında devlet idaresinin en üst organlarında 4 bin 534 kadın bakan, bakan yardımcısı, seçilmiş Sovyet başkanı ve başkan yardımcısı vardı.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
İmamoğlu’ndan belediye operasyonlarına tepki: Sandık gelecek, bir kişi gidecek, her şey değişecek.

Evrensel'i Takip Et