5 Mart 2024 04:06
/
Güncelleme: 08:08

Bu da benim savaşım

"Pes etmeyi düşündüğüm oldu ama adım Savaş benim; bu da benim savaşım, engeller olacak ve ben bu savaşın kahramanı olacağım dedim. İlk savaşımı ailemi ikna ederek kazandım."

Bu da benim savaşım

Fotoğraf: Burcu Yıldırım

Savaş BARLAS

Adım Savaş Barlas. 24 yaşındayım. Erzincan’da doğdum. İngilizce mütercim-tercümanlık mezunuyum.

Aslında ailem açık görüşlü bir ailedir. Benim isteğim dışında durumumu öğrendikleri zaman ilk başta şaşkınlık ve olumsuz tepkileri oldu, sonra yerini güzel bir desteğe bıraktı. Ancak gireceğim bu zorlu süreç Erzincan’da daha çok zor olacaktı. Babamın işinden dolayı başka bir şehre taşındık ve bu durum benim sürecim için olumlu bir etki yarattı.

Kimliğimle ilgili kimseye açılmadığım bir dönem var tabii ki. Aslında ben ilk başta hem homofobik hem transfobik bir bireydim çünkü çevrem böyleydi. Çevreden ne öğrendiysem onu uyguluyordum. Kendimi fark etme, tanımlama sürecim uzun sürdü. Son kararım şu oldu: Aslında ben bir erkektim. Tabii ki karar verme sürecinde “İnsanlar ne der, öldürülür müyüm?​” endişesi yaşadım ancak bu bedende yaşamak benim için işkenceydi, buna bir son vermek için hızlı karar vermek de gerekiyordu.

Trans birisi için en zor dönem sanırım ergenlik, yani lise yılları. Özgürce yaşayamadım o yılları. Okuldan atılma endişesi, ayrımcılıklar çok zordu, derslerde başarılıydım, eğitim hakkımdan vazgeçmek istemedim. İçime attım. Kendi kimliğimi açıklamadığım halde giyimimden, tarzımdan ötürü kolayca anlaşılıyordum ve akranlarım tarafından çeşitli zorbalıklara maruz kalıyordum. Üniversitenin ilk yıllarında ise kız yurdunda kalmam gerektiğinden yine transfobik ayrımcılığa maruz kaldım. Sonunda sosyal medyada açıklama yaptım. “Trans bireyim, beni böyle kabul eden benimle kalır” içerikli bir mesaj paylaştım. Benimle kalanlar gidenlerden fazlaydı. Bu da benim için en büyük motivasyon oldu. Beni olduğum gibi kabullenen insanları görmek, bedenimde hissettiğim eksiklikleri, kusurlarımı görmemi engelliyordu.

Trans bireyler tanıdım, deneyimlerinden beslendim. Pes etmeyi düşündüğüm oldu ama adım Savaş benim; bu da benim savaşım, engeller olacak ve ben bu savaşın kahramanı olacağım dedim. İlk savaşımı ailemi ikna ederek kazandım, artık ailem beni kabulleniyordu, hatta ismimle sesleniyordu. Bu büyük bir mutluluk. Aile desteğinin önemi çok büyük. Zor zamanlar geçirdim ama artık ailem başta olmak üzere çevremdeki çoğu kişi beni destekliyor. Hiç kabul edilmeyen, şiddete ve ayrımcılığa maruz kalan o kadar trans birey var ki keşke hepimiz böyle destekler alsak.

İlk desteği tabii ki sosyal medyada tanıştığım LGBTİ+ bireylerden aldım, trans erkek arkadaşlarımın beni erkek kuaförüne götürmesiyle özgüvenim yerine gelmişti, normalde hiç erkek kuaförüne gitmemiştim ve gitmeye çok korkuyordum çünkü kadın bedenindeydim.

Yaşadığım en büyük ayrımcılık havalimanında oldu; dış görünüşüm erkekti (Ancak sakalım yoktu, daha yeni hormon kullanıyordum) bu yüzden üstümün aranması için erkek güvenlik görevlisinin önünde durmuştum, biletime ve kimliğime baktığında cinsiyetimin hâlâ kadın olduğunu fark etti ve istese belli etmeyeceği olayı bilerek açığa çıkarıp kadın görevliye gitmemi söyledi. Kadın görevlinin önüne gitmiştim mecburen... Kadın güvenlik görevlisi de dahil olmak üzere, sırada bulunan bütün kadınların garip ama aşağılayıcı bakışlarına maruz kalmıştım. Orada bana yaşatılan kargaşa beni çok etkilemişti. Benzeri çok an var tabii; bey, hanım hitapları vs. Hepsi kötü anı değildi. Yaşadığım güzel anılar da olmuştu. İyi insanlara dair olan umudumu asla yitirmedim.

Sürecimi tamamen bitirdim sayılır, hepsi olmasa da gereken ameliyatlarımı oldum, kimliğimi aldım ve mart 2021’den beridir hormon kullanmaktayım. Hayatımda birçok değişiklik oldu. Kendimi bulmuştum artık.

Cinsiyet değiştiren kişiler değerlendirilirken kadından erkeğe mi, erkekten kadına mı olduğu toplumumuzda farklı tepkilere sebep oluyor. Ataerkil olmamızdan ötürü erkekten kadına geçen trans bireylere ciddi bir saldırı olabiliyor. Kadın olmak aşağılık bir şeymiş gibi davranıyorlar, erkekliği yüceltiyorlar. Ancak kadından erkeğe trans bireyler olduğunda daha çok destek alabiliyor.

Benim için birinden diğerine geçtiğin zaman eşitlik açısından bir şey değişmiyor. Zaten her insan eşittir.

Trans kadınların (erkekten kadına) süreci daha zor çünkü dış görünüş olarak ve ses tonuyla daha kolay fark ediliyor; yaşanılan değişimin etkisi az, süresi ise uzun oluyor. Bu sebeple iş bulmaları, toplumla kaynaşmaları zor oluyor.

Trans erkeklerin (kadından erkeğe) olması daha az tepkiyle karşılanıyor. Hatta fark edilmeyebiliyor. Yani bizim daha az ifşa olduğumuzu söyleyebilirim. Bu nedenle trans kadınlarla ilgili daha fazla çalışma yapılmalı diye düşünüyorum.

Bilindiği gibi, trans bireylerin sürecinde hormon tedavileri ve ameliyatlar var. Ve bu da maddi güç demek. Gün geçtikçe kötüleşen ekonomi bizi de çok etkiliyor. Parana göre, değişiminin belirginliği ve süresi değişiyor. Zenginsen trans olman bile daha kolay. Buna rağmen yine de laf ederler, psikolojik şiddete maruz kalırsın. Zengin değilsen psikolojik şiddetin yanında bulduğun işten de atılabilirsin. Kimliğimi almış olmama rağmen benim için önemli olan son ameliyatım için istenen meblağ yüksek olunca, maalesef ameliyatımı olamıyorum. Bu da benim için en büyük sorun. Aslında ülkemizdeki birçok trans erkek bu ameliyatı olamıyor. Bunun belli başlı sebepleri var; ameliyatın ülkemizde çok az doktor tarafından yapılması, ülkemizin yeterli sağlık ve teknoloji imkanlarının olmaması, bazı doktorların ticaret simsarlarına yem olup fiyatları daha çok yükseltmesi, başarı oranının az olması gibi.

Şimdiyse tek dileğim, uzun vadeli ve mobbinge uğramayacağım bir iş bulmak, ameliyatım için gerekli olan parayı biriktirmek. Daha sonra beni olduğum gibi kabullenip sevecek bir insanla birlikte bir aile kurmak ve natrans bireyler gibi normal bir şekilde hayatımı sürdürmek.

Evrensel'i Takip Et