7 Mart 2024 12:39

Sabaha taşınan yorgunluk

EMEP Kocaeli İl Başkanı İlhami Şahbaz: "Sabahın alacakaranlığında servis duraklarına dolan işçiler yorgunlukla karşılarlar sizi. Önceki günden kalan yorgunluğun sabaha taşındığına tanıklık edersiniz."

Sabaha taşınan yorgunluk

Fotoğraf: Evrensel

İlhami ŞAHBAZ
Emek Partisi Kocaeli İl Başkanı

Başta işçiler olmak üzere tüm emekçiler için "durak" kavramı günlük bir rutine işaret eder. Kent yaşamı bakımından toplu taşımayı çağrıştırsa da, işçiler için iş yaşamının ayrılmaz, rutinin bir parçası olarak görülür. Bu yüzden duraklarda emekçilerin yaşamla kurdukları bağın ipuçlarına ulaşmak pekala mümkün. Sabahın alacakaranlığında servis duraklarına dolan işçiler, yorgunlukla karşılarlar sizi. Bir önceki günden kalan yorgunluğun sabaha taşındığına tanıklık edersiniz. Bitmeyen bu yorgunluğun daha mesai başlamadan işçilerin yüzlerinden okunması, kuracağınız diyalogların işareti gibidir.

Onlarca işçinin yan yana geldiği ve çoğunlukla birbirleriyle diyalog bile kur(a)madığı bu durakların sessizliğini iki şey bozar. İşçileri taşıyan servislerin homurtusu ve Emek Partililerin çağrıları. Bir yandan gözler servisi kaçırmamak üzere dikkat kesilirken, diğer yandan uzaktan uzağa kah yüksek sesle, bazen sabah mahmurluğuna paralel bir doğallıkla; "işçi" "emekçi" "halk meclisi" gibi sözcükler duyulur.

Durağa dışardan bakıldığında broşür dağıtarak yaklaşanların hiç de yabancı olmadığı görülür. Onlar değişik zamanlarda, değişik gündemlerle hep buralarda olanlardır. Bazen sabah namazından önce işçi duraklarına dolan, bazen de 4-12 vardiya çıkışında boy gösteren EMEP'lilerden başkası değildir.

Ne iyi ki, artık sadece EMEP'liler gelmiyor duraklara. Onların kent siyasetine kattıkları "yeniliklerden" olsa gerek, iktidar da ana muhalefet de sabahın başlangıcında, kimisi poğaça, kimisi çorba dağıtmaya geliyor. Bir yandan da bugüne kadar gerçekleşmeyen seçim vaatlerine yenilerini ekliyorlar. Ancak poğaçaya, çorbaya ambalajlanan vaatlerin pek de alıcısı olmuyor.

Olsun!

Memleket siyaseti için küçük olsa da burjuva partilerinin yoksulları tanımaları açısından büyük adımlara işaret etmektedir bu durum.

Ancak servis bekleyenlerin yorgunluğu çorba ile poğaça ile giderebilecek gibi değil. Denenmişlerin "vaat siyaseti"nin işçi/emekçilerin sessizliği içerisinde kaybolup gittiği görülüyor. Bir türlü düzelmeyen ve her geçen daha da çekilmez olan yaşam koşullarının zorluğu, umutsuzluk ile birleşince, işçi duraklarına egemen olan sessizliği ve tepkisizliği daha iyi anlıyorsunuz. Yapılan ziyaretler belki yine oy verme tercihini büyük oranda değiştirmeyecektir. Ancak durakta olan biten, düzen partilerinden ötesi olduğunu ve düzen içi "ilişkilenme" haline dair bir umudu olmadığını da göstermektedir. Durakta önceki günün yorgunluğu ile servis bekleyenlerin, daha on ay önce oy kullanmış, cumhurbaşkanı ve milletvekillerini seçmiş olmalarına rağmen, umutsuzlukta birleşmiş olmaları en temel gözlem olarak not edilmeli.

Ancak Emek Partililer açısından durum farklı. Onlar hep buradalar. Poğaçadan, çorbadan ziyade demokratik halkçı bir yerel yönetimin ancak mücadele ile olanaklı olduğunun altını çiziyorlar. Onlar için işçi durakları, vardiya çıkışları her daim siyaset icra edilen, işçilerle buluşma mekanları olduğunda, onlardan poğaça çorba bekleyen de yok.

İşçilere uzatılan EMEP imzalı bildiriler, aday tanıtım broşürleri ve diğer materyaller, şöyle bir göz atıldıktan sonra, katlanıp cebe konuluyor. Çok azı ise ya almıyor ya da eline tutuşturulan materyali "çaktırmadan" en yakındaki çöp kutusuna atıyor. Pek az sayıdaki işçi ise sözlü ajitasyona yanıt vererek diyalog kanallarını açık tutuyor.

Siyasal tercihleri "şimdilik" farklı, yorgunlukları benzer olan işçiler servis araçlarına doluşarak hızla duraklardan uzaklaşıp, yeni güne başlıyor.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Çocukları öğüten çark

Çocukları öğüten çark

Yoksulluğun pençesindeki ailelerin çocukları tüm dünyada acımasızca emek piyasasına çekilirken, Türkiye kapitalizmi bu konuda en önde koşuyor. Çarklar köle koşullarında dönsün diye devlet gücünü seferber etmekten geri durmayan iktidar, milyon milyon işçileştirdiği çocukların da uzun ve ağır çalıştırılmasına, onlarcasının ölüme sürüklenmesine göz yumuyor.

2.3 milyon çocuk MESEM kapsamında günde 8-10 saat çalışıp ustalık belgesi aldı

15-17 yaş grubundaki neredeyse her 4 çocuktan biri çalışma hayatında

71 çocuk 2024'te çalışırken hayatını kaybetti

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
16 Şubat 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et