11 Mart 2024 13:18

Özgürlük mü, örgütlülük mü?

Yürüyüş anında sloganlar atarken bir kadın kulağıma eğildi “kadınlar özgür olsa diyoruz ya” dedi “örgütlü olsa dememiz lazım”. Başa dönüp değiştirelim; “Dünya yerinden oynar, kadınlar örgütlü olsa.”

Özgürlük mü, örgütlülük mü?

Fotoğraflar: Eda Aktaş/Evrensel

Günseli UĞUR
SES İzmir 1 No’lu Şube Sekreteri

En coşkulu atılan sloganlardan biridir, 8 Mart ya da 25 Kasım ya da kadın kitlelerinin benzer eylemlerinde; “Dünya yerinden oynar, dünya yerinden oynar, kadınlar özgür olsa, kadınlar özgür olsa.”

Bu 8 Mart’ta da iş yerlerinden, mahallelerden, liselerden, üniversite kampüslerinden pek çok kesimden kadınlar taleplerimizle alanlardaydık.

Hafta boyunca iş yerlerinde ve semtlerde ya basın açıklaması ya kahvaltı buluşması ya da sunum, söyleşi gibi farklı etkinliklerle sorunlar, talepler dillendi, söylemekten dillerde tüy bitmedi, dinleyenler yetti artık diyemedi.

Diyemez… Kimse “tamam yeter biliyoruz, demeyin” diyemez. Dese; kadınlar dememin bin türlü yolunu bulur. Hani hep şakaları yapılır, dalgası geçilir kadınların dır dır ettiğine dair ya bu çok öyle dır dır değil. Nasıl mı?

Kadınlar dertlerini isteklerini sloganlarla da akla gelmedik tarzlarda anlatıyor. Örneğin, “Mart 2023’ten Şubat 2024’e kadar 304 kadın öldürüldü” cümlesinin artık işlemediği bir kesim var ki onlara “bir gün kendini balkondan attı derlerse inanma, çünkü ben yaşamayı çok seviyorum” diyen bir döviz göstermek kanıksadıklarının acısını hatırlatabiliyor.

“Çocukların evlilik yoluyla istismarı artıyor, okullaşma oranı düşüyor” haberini görmeyenlere “sıra bendeyse anneme sarıl” derken; “Aynı işi yapan erkeklerden yüzde 12-17 daha düşük ücret alıyor” oranını umursamayanlara “kadınım kimsenin kölesi değilim” diyor kadınlar. “3 milyon 248 bin kadın sosyal güvenceden yoksun”sa bana ne diyenlere “insanca güvenceli çalışmak, insanca yaşamak istiyoruz” diye haykırıyorlar.

“Ekmek istiyoruz gül de” diyen kadınlar “özgürlük için varız” dediklerinde duymazlarsa; duymayanlara “yaratma gücü ben de yasama gücü ben de yaşatma gücü ben de” diyorlar. “12 milyon kadın ev angaryası yükü yüzünden çalışamıyor” verisini bilmeyenlere, “Angarya çalışma yasaklansın” isyanını duymayanlara, “kardeşim ben senin yılgın bir hoşgörüyle kadın haklarımı benimsene mi kaldım” derken; susturmak isteyenlere “kadından al haberi”, hayır’ları belki diye yorumlayanlara “hayır diyorsam hayırdır” diye cevap veriyorlar.

Evet bu 8 Mart’ta da kadınlar farklı cümlelerle farklı seslerle ‘kadın’ın “kutsallık” anlamı yüklenen tanımlarına karşı çıkıp yeniden ve yeniden ürettiği emeği üzerinden savundular. Farklı işkollarından kadınlar çalışma koşullarına özgü talepleriyle düdükleriyle, defleriyle, erbanileriyle ses çıkardılar.

Ve grevlerle, direnişlerle 8 Mart’ı selamlayanlar vardı; Lezita işçileri gibi, Gates işçileri gibi. Alanlardan dayanışma mesajları gönderildi, grevci işçiler kadın yürüyüşlerine güç kattı. 8 Mart’ın kimin günü olduğunun cevabını grevci kadın işçiler verdi. Yürüyüş anında sloganlar atarken bir kadın kulağıma eğildi “kadınlar özgür olsa diyoruz ya” dedi “örgütlü olsa dememiz lazım”. Başa dönüp değiştirelim; “Dünya yerinden oynar, kadınlar örgütlü olsa.”

Evrensel'i Takip Et