İktidar "Biz yoksak hizmet yok" dese de hem yapmadı hem engelledi
Muhalefetteki belediyelere engeller çıkarılırken, AKP’nin uzun yıllar yönettiği belediyelerde verilen sözler tutulmadı.
Fotoğraflar: Ekrem İmamoğlu (solda), Murat Şengül/AA | Tayyip Erdoğan (sağda), Murat Kula/AA
Damla KIRMIZITAŞ
Ankara
Yerel seçimlere 10 gün kaldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CHP’nin yerel yönetimde olduğu Hatay’da “Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse o şehre herhangi bir şey gelmez” söylemi, AKP’li adayların arkasında devlet imkanları olduğu propagandasıyla seçim kampanyasına dönüştürüldü. Erdoğan her gittiği yerde bu sözleri tekrarlıyor. Ancak muhalefetin yönetimde olduğu belediyelere engellerin süreceği şantajı yapılsa da, AKP’nin uzun zamandır yönettiği belediyelerde verilen sözler de yıllardır tutulmuyor.
İSTANBUL: BİR İMZA İÇİN MİLYONLAR MAĞDUR
2020 Kasım ayında krediyle 300 metrobüs almak için İBB Meclis kararına rağmen Cumhurbaşkanlığından onay gelmedi. 252 yeni aracın filoya katılma töreninde konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, yeni metrobüslerin İBB öz kaynaklarıyla alındığını söyledi.
İçişleri ile Çevre Şehircilik Bakanlıklarının Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmeliği ile Ulaşım Koordinasyon Merkezlerinde (UKOME) büyükşehir belediyelerinin temsiliyeti azaltıldı. Belediye temsilci sayısı 11, kamu kurumları 10 kişi ile temsil edilirken, kamu bürokratlarının sayısı 14’e çıkarıldı. Böylece UKOME’de karar alma yetkisi yerelden merkezi yönetime geçti. İBB’nin taksi sorunuyla ilgili UKOME’ye götürdüğü teklifler reddedilirken, AKP’li Aday Murat Kurum, taksi sorununu çözmeyi vadetti.
Sefaköy-Beylikdüzü-Tüyap Metro hattı projesini bakanlık onayladı ama hâlâ Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasını bekleniyor. İBB’nin 2022 ve 2023 yıllarında kamu yatırım programlarına alınması için 3 kere başvuru yaptığı proje Cumhurbaşkanlığı tarafından 2024 yatırım planına da alınmadı. AKP’li Kurum bu metro hattını da vaatleri arasına ekledi.
Bayrampaşa- Eyüpsultan tramvay hattı da 2024 kamu yatırım programına alınmadı. İBB öz kaynaklarıyla hayata geçireceğini duyurduğu sözleşmeyi, yüklenici bir firma ile imzaladı. İmza töreninde konuşan İmamoğlu, Avrupa Yatırım Kalkınma Bankası, Fransız Kalkınma Ajansıyla 500 milyon avroluk bir kaynak bulmalarına rağmen, hâlâ birçok projenin yatırım programına alınmadığını söyledi.
Öte taraftan 2019 yılında İmamoğlu’nun vaatleri arasında bulunan çocuk sağlığı merkezi, kadın sağlığı tarama merkezi ve doğumevlerinin yapımı bakanlık tarafından ruhsat verilmemesi nedeniyle gerçekleştirilemedi.
İZMİR: "ERDOĞAN’IN YUMRUĞU" 3 BİN LİRALIK GEVŞEDİ
Uzun yıllardır CHP’nin yönetimindeki İzmir Büyükşehir Belediyesinde de projeler iktidar tarafından ‘zamana bırakıldı.’ Belediye Başkanı Tunç Soyer, son seçimlerin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “Yumruğunuzu gevşetin” diye yazsa da Erdoğan’ın imzaladığı 2024 yılı yatırım programında, Halkapınar-Otogar metrosu için Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının bütçesinden yalnızca 3 bin TL kaynak ayrıldı. Soyer, son 5 yılda belediyenin yarattığı kaynaklarla Narlıdere Metrosu ile Çiğli Tramvayı’nın yapıldığını, Buca Metrosu’nun inşaatına başlandığını söyledi.
ANKARA: SARAY’DAN BİLE GEÇTİ, MECLİS REDDETTİ
Ankara Büyükşehir Belediyesi, atıksuların bir kısmının kapasite yetersizliği nedeniyle arıtılmadan Ankara Çayı’na deşarj edildiği Tatlar Atıksu Arıtma Tesisinin iyileştirme projesi, Cumhurbaşkanlığı tarafından onaylandı. Proje yatırım programına da alındı ama Büyükşehir Belediye Meclisinden AKP ve MHP’li üyelerin oylarıyla reddedildi. Erdoğan’ın 2019 yerel seçimlerini kaybettiğinde dediği gibi CHP’li yönetimin “topal ördek” olması istendi.
Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mansur Yavaş, Cumhurbaşkanlığı 2024 yatırım programına bakınca Tunç Soyer ile aynı şaşkınlığı yaşadı. Esenboğa Havalimanı Metro projesine de Ulaştırma Bakanlığından İzmir Otogar Metro projesinde olduğu gibi sadece 3 bin TL bütçe ayrıldı. Yavaş konuya ilişkin “(Bakanlığa) verin biz yapalım dedik ‘hayır orası bize ait siz gidin sadece Mamak’ı yapın’ dediler. Ondan sonra Çayyolu Metrosu’nun parasını Sayın Mustafa Tuna döneminde yapılan sözleşmeye göre bilet ücretinden tahsil edilecekken bugüne kadar 127 milyon lira ödememiz gerekirken çatır çatır kanunu değiştirip ben seçildikten sonra, 5 buçuk katrilyon parayı aldılar ve Çayyolu Metrosu’nun parasını bize ödettiler” dedi.
İSTANBUL: "BİZ BU ŞEHRE İHANET ETTİK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Biz bu şehre ihanet ettik” dediği İstanbul’da 2019 seçimlerinde yönetim değişince bir ‘enkaz raporu’ hazırlayan İBB İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığının kayıtlarına göre sağlık kurumlarından kültürel tesislere kadar birçok kamu hizmeti verilmesi gereken alanların yerine konut, AVM veya otel yapıldı. İmara açılan alanların 16 milyon 112 bin 518 metrekare olduğu kaydedildi. 2 milyon 846 bin 621 metrekarelik 7 orman alanı da yapılaşmaya yani imara açıldı. 130 proje içindeki 44 araziye yapılabilecek inşaat alanı 3 milyon metrekareyken 10 milyon 500 bin metrekare inşaata izin verildi.
AKP bu seçimlerde metrobüs filosuna her yıl 100 yeni araç, otobüs filosuna 250 yeni araç kazandırılacağını vadetmesine karşın en son 2015 yılında yeni metrobüs alımı yaptı.
Sadece yerel yönetim değil. İktidar bu yerel seçimlerde “Adaylarımızın arkasında merkezi yönetim var” demesine karşın on binlerce vatandaşı evsiz bıraktı. 2019 yılında “100 bin alt gelir grubu sosyal konut projesi” kapsamında başlatılan TOKİ konutlarının inşaatı 5 yıldır tamamlanmadı, taksitleri ise gün geçtikçe zamlandı. TOKİ mağdurları, Maltepe ve Tuzla’da, teslim edilmeyen konutları için eylem yaptı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesinin (İBB), Halk Ekmek büfelerinin sayısını arttırma girişimi İBB Meclisinde AKP ve MHP grupları tarafından kabul edilmedi. Bunun üzerine "Mobil Halk Ekmek Büfeleri" kuruldu. Yine İBB tarafından 0-4 yaş arası çocukların annelerine verilen ve yaklaşık 100 bin annenin yararlandığı ücretsiz ulaşım kartları ve üniversite öğrencilerine yaptığı burs yardımını ve ihtiyaç sahibi ailelere ücretsiz dağıtılan Halk Süt Sayıştay tarafından mevzuata aykırı bulundu. Ayrıca, İBB öğrenci yurtlarının sayısını artırmak için AKP döneminde TÜGVA, Ensar Vakfı, Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı ve İlim Yayma Vakfına verilen binaları geri almak istedi. AKP’li ve MHP’li meclis üyeleri engel oldu.
ANKARA: "PARSEL PARSEL" RANT
1994 yılından 2017 yılına kadar başkenti yöneten AKP’li Melih Gökçek, kentsel dönüşüm projeleri, yüzlerce milyon harcadığı dinozorlu Ankapark’ı, kent girişlerine yapılan süslü kapılarıyla Ankara’yı adeta rantın da başkentine çevirdi. Ankara Büyükşehir Belediyesinin Devrik Başkanı Melih Gökçek, 2011 yılından Cumhurbaşkanının isteğiyle görevinden istifa ettiği 2017 yılına kadar 6 yıllık sürede hiç otobüs alımı yapmadı. Kamusal ulaşım hizmetlerine yatırım yapılmazken, özel halk otobüsleri desteklendi. Ankara’nın ulaşım sorunu ODTÜ Ormanı’ndaki ağaçların kesilmesi ve rant odaklı otoyollarla daha da büyüdü.
Gökçek, son dönemlerinde aralarında ASKİ’nin 142 bin metrekare büyüklüğündeki arazisi, Akyurt’taki fuar alanı, Gölbaşı’daki golf sahası ile çok sayıda mesken ve konut alanını da içeren 41 parseli satışa çıkardı. Ayrıca Atatürk Orman Çiftliği’ndeki hayvanat bahçesini 2013 yılında tahliye eden Gökçek, 2 milyon metrekarelik bir alana ‘tema park’ ve ‘mega hayvanat bahçesi’ yapmak için arazide yüzlerce dönümlük ağaç kıyımı yaptı. Parkın maliyeti ise 801 bin dolar.
Başkentte yıllardır talep edilen havaalanına metro projesinde herhangi bir adım atılamadı. CHP’li belediye yönetimine de proje için kaynak verilmezken, AKP’li Aday Turgut Altınok bunu 2024 vaadi olarak anlatmayı sürdürüyor.
KONYA: 19 YILDIR METRO BEKLİYOR
Önce Refah Partisi, ardından AKP’nin 34 yıldır yönettiği Konya’da 19 yıldır metro bekleniyor. 2015’te Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, “Güzergah öyle belirlendi ki 5 üniversite birbirine bağlanıyor. Hastaneler birbirine bağlanıyor. İlk planlamalara göre 2020 yılında bitmesi hedefleniyor” demişti. 2019 yılında Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay 4 yılda bitireceklerini söylerken, 2020 yılında konuşan Dönemin Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, 2021 yılı sonunda projeye başlayacaklarını duyurdu.Yılan hikayesine dönen metro projesinde hâlâ adım atılmazken, 2024 yatırım planında da metro yok. Öte yandan Alâeddin-Adliye Tramvay hattının Konya Şehir Hastanesi’ne kadar uzatılması vaadi de yerine getirilmeyen vaatler arasında yer aldı.
BURSA: 5 YILDIR YAPMADI, YİNE VADETTİ
Bursa’da Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, 5 yıldır hayata geçirmediği Görükle-Başköy Raylı Sistem Hattı, Çalı-Demirtaş hattı projelerini, önümüzdeki yerel seçimlerinde yeniden vadetmekten çekinmedi. Yine 2020 yılında açılan Bursa Şehir Hastanesi için uzatılmak istenen emek hattı projesi için bitiş tarihi 2025 olarak planlanmış durumda.
KAYYUM TALANI: TAŞINMAZLAR DEVLETE, BORÇLAR BELEDİYEYE
15 Temmuz darbe girişiminin hemen ardından eylül ayında HDP’li belediyelere kayyum atandı. 2019 yerel seçimlerimden sonra da belediyelere atanan kayyumlar, yalnızca halkın iradesi değil, hizmete erişimleri de gasbedilmiş oldu. Halka yapılmayan hizmetler, kayyumların eş, dost akrabalarına verilen ihalelerle belediyeler borç batağına sürüklenirken, yapılan yolsuzluklar Sayıştay raporlarına kadar yansıdı.
Buna göre Diyarbakır’da kent ormanı arazisini de içene alacak şekilde 112 dönüm arazi, 884 milyon TL’ye satışa çıkarıldı. Yenişehir Belediyesinde, Fabrika Mahallesi 3 defa satılığa çıkarıldı. Ergani Belediyesi, 6 parsel satışa çıkardı. Başta Diyarbakır olmaz üzeri birçok belediyede belediyeya ait taşınmazlar bakanlıklara devredildi.
BATMAN’DA DENİZ YOK AMA KADROSU VAR
AKP Şırnak Gençlik Kolları başkanı, özel kalem müdürlüğü üzerinde memur statüsüne alınarak müdür olarak atanırken, Mardin’de YÖK’ün denklik vermemesi nedeniyle avukatlık yapamayan AKP Gençlik Kolları üyesi Hukuk Müşavirliği Biriminde işe alındı. Denizle sınırı olmayan Batman’da ise deniz ulaştırma ve işletme mühendisi kadroya alındı.
Kıyısının büyük bir bölümü devlet kurumları ve ticari alanlar tarafından işgal edilen Van Gölü, kayyumların yeni imar planlarıyla giderek halkın ulaşamayacağı bir alana dönüşüyor. Kayyum yönetimindeki Van Büyükşehir Belediyesi, Edremit ilçesinde bulunan sahil şeridini kapsayan yaklaşık 66 hektarlık alanı 14 Ocak 2022 tarihinde “Kıyı Kanunu Yönetmeliği’nden” çıkararak imara açtı.
HÜKÜMET-BELEDİYE UYUMU KİSVESİ ALTINDA "DEMOKRASİ" KONTROLÜ
Siyaset Bilimci Ahmet Murat Aytaç, Türkiye’de yerel yönetimlerin yerel ihtiyaçları karşılayan kamu hizmetleri sunarak, yurttaşlar ile devlet arasında yönetsel bir bağ kurma işleviyle tarif edildiğini belirtti.
Ülke siyasetinde belediyelerin ‘yönetsel’ bağın taşıdığı anlamın çok ötesine geçen “siyasi” bir önem taşıdığının altını çizen Aytaç, “Günümüzde demokrasinin sadece yerelden ulusala doğru uzanan bir demokratik siyasal hayat tesis edilmesiyle mümkün olacağı genel bir kabul görmektedir. Bu açıdan belediyeler demokratik hayatın vazgeçilmez unsuru olarak kabul edilmektedir. Öte yandan Türkiye’de ana kent belediyesi uygulamasının yayılmasıyla belediyelerin kullandığı kaynakların ve etki ettiği nüfus oranının giderek artması gerçeği var. Son olarak, Kürt nüfusun belli illerde yoğunlaşmasına paralel olarak, yerel halkın ihtiyaç duyduğu hizmetlerin yönetilmesi işiyle Kürt sorununun belli boyutları arasında bir kesişme olması, belediyeler meselesinin fazladan bir siyasi değer kazanmasıyla sonuçlandı” dedi. “Merkezi hükümet aygıtını elinde bulunduran Erdoğan’ın yerel yönetimler üzerinde gerek seçim süreçlerinde gerek seçim sonrasında daha çok baskı kurması sonucunu veriyor” diyen Aytaç, demokratik hayatın bir bileşeni olarak belediyelerin AKP’ye muhalif olan güçlerin eline geçmesinin, hem bir muhalefet umudunu canlı tuttuğunu hem de belediye kaynaklarının iktidarın dar çıkarlarının ötesinde demokratik hayatı geliştirecek şekilde kullanılmasına olanak sağladığını ifade etti. Aytaç, “Bu durumu festival, konser, fuar gibi kültürel etkinliklerden sosyal yardım ve destek faaliyetlerinin yürütülmesine kadar uzanan geniş bir spektrumda izleyebiliyoruz. İktidar bu alanı kontrol altında tutmayı önemsiyor. Sonra DEM Parti’li adayların seçildiği belediyelere kayyum atanmasında bu beldelerde az da olsa soluk alma imkanı bulan Kürt siyasetinin nefesinin kesilmesi yönünde bir eğilim mevcut” ifadelerini kullandı.
Hatay gibi illerde ‘hükümet-belediye uyumu’ kisvesi altında yürütülen yerel seçim siyasetinin bu genel çerçeve içinde anlam kazandığına işaret eden Aytaç şöyle devam etti: “Sol ve sosyalist söylemin özellikle deprem sonrasında önemli bir ivme kazandığı Hatay halkının siyasi iradesi maniple edilmeye çalışılıyor. AKP benzer bir kozu genel seçim sürecinde de kullanmış olmasına rağmen bu şantaj çok fazla işe yaramamıştı. Depremden en çok etkilenen illerden bir olan Hatay’da adının hakkını verecek bir ‘yerel hizmet’ nosyonu kentin yeniden imar edilmesini ve olağanüstü büyüklükteki altyapı yatırımlarının yapılmasını gerekli kılıyor. Normal şartlarda genel bütçeden koşulsuz olarak karşılanması gereken bu ihtiyaçlar bugün oy satın almanın bir aracına dönüşmüş durumda. Bu koşullar altında söz konusu şantaj belli bir etki yaratsa bile belirleyici olmayacak düşüncesindeyim. Zira yerel yönetim nosyonu, kelimenin dar anlamıyla böyle bir yerel hizmet almanın çok ötesinde bir siyasi değer taşıyor. Hatay halkı da dahil, böylesi bir şantajla karşılaşan tüm seçmenlerin, genel siyasi eğilimleri ve yerel seçimlerde son derece önem taşıyan aday tercihleri yönünde oy kullanacaklarına inanıyorum.”