Cezaevlerinde hak ihlalleri devam ediyor
Elâzığ 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Hapishanesindeki hasta mahpus Mehdi Boz ve Sincan 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Hapishanesinden Şerafettin Demir, hak ihlallerini yazdıkları mektupla anlattı.
Fotoğraf: MA
Cezaevlerindeki mahpuslar pek çok hak ihlaline maruz kalıyor. Haberleşme hakkının, sağlık hizmetlerine erişimin engellenmesi bu ihlallerden birkaç tanesi. Elâzığ 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Hapishanesindeki hasta mahpus Mehdi Boz ve Sincan 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Hapishanesinden Şerafettin Demir, Evrensel’e yazdıkları mektuplarla hapishanelerde yaşanan hak ihlallerini anlattı.
"ZORUNLU İLAÇLARIMI ALAMIYORUM"
Elâzığ 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevinde tutulan Mehdi Boz, gönderdiği mektupla cezaevinde yaşadığı hak ihlallerini ve keyfiyetçi uygulamaları anlattı. Hasta mahpus Boz, çok zor şartlar altında yaşadığını ve cezaevi yönetimi tarafından birçok keyfi uygulamaya maruz kaldıklarını ifade etti. Birçok sağlık sorunu olduğunu söyleyen Boz, 13 gündür kanser ve tansiyon ilaçlarını alamadığını söyledi. Bu ilaçları zorunlu alması gerektiğini almadığı taktirde hastalığının tetiklendiğini ifade eden Boz,” Bu mevcut durumla ilgili Adalet Bakanlığına, Meclis İnsan Hakları Komisyonuna ve cumhuriyet başsavcılığına yazdım. Revir doktoruma diyorum. Ben kanser ve tansiyon ilacımı almazsam sağlığımı tetikliyor. Doktor bana ‘Bu durum beni ilgilendirmez’ diyor” dedi.
"AİLEM ZİYARET GÜNLERİ MAĞDUR OLUYOR"
Ziyaret günleri ailesinin uzaktan geldiği için yarım saat gecikmeli geldiklerini ve hapishane idaresine ziyaret saatlerinin değişmesini talep eden Boz, olumsuz yanıt aldığını ifade etti. Ziyaret süresinin kısıtlı olduğunu söyleyen Boz, “Ailem uzaktan ziyaretime geliyor. Ziyaret saati zaten kısıtlı, ziyaret saatim saat 09.00’da. Ailem saat 09.00’da geldiğinde çoğu zaman mağdur oluyor. Her ziyaretime geldiklerinde en az yarım saat gecikmeli, ancak ziyarete yetişebiliyorlar. Hapishane idaresine onlarca dilekçe yazdım birebir görüştüm. Ziyaret saati 13.30 ya da 10.30 olan bir yerin verilmesini istedim yok dediler” dedi. Boz, taleplerinin gerçekleşmesi için açlık grevine başladığını ifade etti.
KÜRTÇEYE AMBARGO
Sincan 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevinden yazan Şerafettin Demir, siyasi kimliklerinin soruşturma ve cezaya gerekçe olabildiğine dikkat çekti. Kürtçe şarkılarla halay çektikleri için “Slogan atmak” gerekçesiyle disiplin soruşturması açıldığını ifade eden Demir, “Kürtçe kitaplarımıza sıra geldiğinde ‘Tercüman yok’ gerekçesizliği peydahlanarak ana dilimize ambargo konulmaktadır. Bu kültürel bir kıskaç ve siyasi düşmanlıktır” diye kaydetti.
FARKLI HAPİSHANE AYNI SORUN
Demir aynı zamanda hastane sevklerinin geç yapıldığını ve yapılsa dahi mikrop kapma yuvalarına dönüşen ring araçlarıyla götürüldüklerini aktardı. Diyabet hastası arkadaşlarına uygun yemek verilmediğini ve sağlıklarının aleni olarak tehlikeye atıldığını kaydeden Demir, “Örneğin doktorların ve ilgili herkesin malumu olan yemekleri yiyemezken, onların yerine yiyebileceği şeyler verilmesi gerekirken bunun aksine, yiyebileceği yemekler çıktığında da cezaevi kasten yiyemeyeceği yemeklerin verilmesini şart kılmaktadır. Arkadaşımıza bir şey olursa müsebbibi başta açık cezaevi sonra da bu duruma müdahil olmayıp göz yuman bulunduğum cezaevi idaresidir” dedi. Demir, görüntülü telefon haklarının reddedilmesinin yanı sıra mektuplarının gönderilip gönderilmediğini öğrenemediklerini ifade etti.
HAPİSHANEDE EN AZ 1500 HASTA MAHPUS VAR
İnsan Hakları Derneğinin (İHD) yayımladığı rapora göre İç Anadolu Bölgesi’ndeki 189 kişi derneğe başvuru yaptı. İHD’nin 20 Nisan 2022’de açıkladığı verilere göre ise hapishanelerde 651’i ağır olmak üzere en az 1517 hasta mahpus bulunmakta. 2023 yılı ekim, kasım ve aralık ayları içerisinde İç Anadolu hapishanelerinde en az 286 sağlık hakkı ihlali meydana geldi.
İHD’nin 2017’de yayımladığı Elâzığ hapishaneler raporunda da İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin 5. maddesi hatırlatılarak, “Türkiye hapishaneleri, hak ihlallerinin en yoğun yaşandığı mekanlardır” dendi. (İstanbul/EVRENSEL)