Umutsuzluk sisi dağıldı ama seçimi bekleyemeyiz
İstanbul’un Esenyurt ilçesinde bulunan fabrikalarda çalışan işçiler, yazdıkları mektuplarla seçim sonuçlarının fabrikalara yansımalarını yazdı.
![Umutsuzluk sisi dağıldı ama seçimi bekleyemeyiz](https://staimg.evrensel.net/upload/dosya/258337.jpg)
Fotoğraf: DHA
Rapsodi Dekor işçisi
Esenyurt-İstanbul
Hayal kırıklığı, toplumu suçlama, herkese öfke duyma, karamsarlık gibi ‘yenilgi semptomları’ yaşama sırası şimdi 31 Mart’ta oyunu Cumhur İttifakından yana kullanan işçi arkadaşlarımızda. Sakinliklerini korusalar da moral bozukluğu konuşmalarına yansıyor. “Bundan sonrası için ne düşünüyorsun?” diye sorunca, “Bozulan İETT otobüslerini yolculara ittirmeye devam” diyor biri. Yerel seçimleri hayatlarına dokunmayan bir noktadan değerlendiriyorlar. AKP propagandasının etkisi altında kalan bir değil, birçok işçi arkadaşımızda var ne yazık ki.
Yüzünde gülümseme gördüğüm başka işçi arkadaşa “Nasılsın?” diye soruyorum. “Seçimlerden beri son derece iyiyim” diyor. “İktidar ağır bir yenilgi aldı, bundan sonra ne olacak, ne olmasını bekliyorsun?” diye soruyorum. “Bu seçim belediye seçimleriydi. Hükümet yerinde duruyor. Ülkeyi hâlâ onlar yönetiyor” diye cevap veriyor CHP’li arkadaş.
Önümüzdeki sürece dair şimdilik herhangi bir öngörüsü ve beklentisinin olmadığını görüyorum. 2028 ya da birkaç yıl öne alınabilecek genel seçimlere kadar yaşayacağımız ekonomik sorunlardan bahsediyorum. Seçim sonrası Ekonomiden Sorumlu Bakan Şimşek’in açıklama yaptığını, orta vadeli programı kararlılıkla uygulayacaklarını hatırlatıyorum. “OVP neydi?” diye soruyor bir işçi. “Önümüzdeki üç yıl boyunca hükümetin uygulayacağı ekonomi politikasının adı” diyorum: “Bu programa göre yüksek enflasyonun sebebi işçi ve emekçilerin ücretleri, gereğinden fazla tüketim yapmaları. Hükümet diyor ki işçiler fazla tüketim yaptıkları için enflasyon yükseliyor. O halde ben de kredi kartlarının faizlerini yükseltir, ücretleri düşük tutar işçilerin alım gücünü iyice azaltıp tüketimi kısarsam enflasyonu düşürürüm. Yani yüksek enflasyonu düşürmek için mutfağımızdaki iki ekmeğin birini almak istiyorlar.” Bir işçi hemen atılıyor: “O zaman ülke Arjantin’e döner! Her yerde yağmalar olur!”
İşçilerin insanca yaşama kavuşmasının yolu bugün sermayeye kıyak emekçiye tuzak olan OVP yerine emeğin ihtiyaçlarını önceleyen bir ekonomi programının uygulanmasından geçiyor. Hükümet kendiliğinden böylesi bir politika değişikliğine gitmeyeceğini göre biz işçiler iş yerimizden başlayarak örgütlü mücadelenin bir parçası olmalıyız. Birleşik örgütlü mücadele veren emekçiler her zaman başardı! 1990 büyük madenci yürüyüşünde başardık! Gezi eylemlerinde başardık! 31 Mart yerel seçiminin ardından Van’da uygulanmak istenen kayyum atamasını geri aldırarak başardık!
2028 genel seçimlerini beklemeden ekmek, adalet, barış taleplerimizin hayata geçirilmesini sağlamak için bugünden her fabrikada her mahallede mücadeleyi örmemiz gerekiyor.
FABRİKALARDA GÜÇLENMEMİZ GEREKİYOR
Metal işçisi bir kadın
Esenyurt-İstanbul
Merhaba Evrensel okurları. Ben metal fabrikasında çalışan bir kadın işçiyim. Bir seçim dönemini daha geride bıraktık. Genel seçimden bu yana bir sene geçmemesine rağmen yaşam koşullarımız daha da zorlaştı. Pazara, markete bile gitmeye korkar olduk. Bir kilo peynir 400 lira. Artık kahvaltılık almak bile zor. Yalnızca peynirle de olmuyor; yumurtası, salatalığı, zeytini var. Bal ve kaymağın da sadece fiyatına bakıp yanından geçiyoruz zaten. Ama ben bu seçimin iktidarı geriye düşürdüğünü düşünüyorum. Hatta yakın zamanda bir genel seçim olsa iktidarın kaybedeceğinden eminim. Çünkü örneğin ben emekli olsam köyüme tatile gitmek, rahat etmek isterim. Yıllarca çalışmışım çünkü. Ama emeklileri 10 bin liraya muhtaç ettiler. Emekliler ek iş yaparak yaşamaya çalışıyorlar. Bizim fabrikada da çalışan bir sürü emekli arkadaş var. Ama bir şeylerin değiştiğini hissediyorum.
Genel seçimden sonra, genel seçimin ertesi günü güle oynaya eğlence yaptıklarını anlatan iktidara yakın işçi arkadaşlar, yerel seçimlerden sonra seçim hakkında konuşmaya pek yaklaşmıyorlar, suskunlar. Bir kadın arkadaş “AKP’nin bu sefer oylarını çalmışlar” diyor. Başka bir arkadaş da “Abla AKP oy çaldırmaz, kendi çalar” diye cevap veriyor. Bir şeyler sanki tersine dönmüş gibi. Başka bir arkadaş hiç sandığa gitmemiş, ailesi de AKP’ye oy veren biri. Bu seçimde hepsi CHP’ye oy vermişler. Van’da AKP’nin seçilmiş adaya mazbata vermemesi durumuna da bazı arkadaşlar “Hak etmişler sonuçta, vermeleri gerekiyor” diyerek seçilmiş adaya destek verdi. Bunun yanında “Teröristler sokağa çıktı” diyen arkadaşlar da vardı. AKP yaptığı saldırılar ile işçileri böyle fikir ayrılıklarıyla ayrıştırıp birbirine düşman ediyor.
Van’da seçme iradesine saldırılan halk nasıl hakkını geri aldıysa bizim de fabrikalarda, sokaklarda güçlenmemiz gerekiyor. Bu iktidarı böyle yenebiliriz.
SANDIĞI AŞAN BİR MÜCADELEYİ TARTIŞMALIYIZ
Beyaz yakalı bir işçi
Esenyurt-İstanbul
Merhaba Evrensel okurları. Ben petrokimya sektöründe çalışan beyaz yakalı bir işçiyim.
Seçimden sonraki sabah fabrikada AKP’li işçi arkadaşlar hararetli seçim kritikleri yapıyorlardı. Muhalif olduğunu bildiğim herkeste ise bir tebessüm vardı. Bazı beyaz yakalı arkadaşlar “İnsanlar ekonomik sorun yaşamadan maalesef ülkedeki adaletsizlikleri görüp oy vereceği partiyi değiştirmiyor” dedi. Muhalif arkadaşlar ile neyin değiştiğini konuşuyoruz. Fikirler arasında “İnsanların yaşadığı ekonomik sorunlar, Yeniden Refah’ın oy bölmesi, AKP’nin Filistin meselesinde İsrail ile ticari anlaşmalarını sürdürmesi sonucu oluşan tepki” gibi sebepler var. Bir yanıyla da oy vermenin yetmediğini de görüyoruz. Van’da halk ‘üzerine düşeni’ yapmış ve verdiği oylar ile yüzde 30 fark ile seçim kazanılmışken adeta bir darbe ile iktidar belediyeye el koydu. Milliyetçi olarak tanıdığım işçi arkadaşlar bile bunun AKP’nin İstanbul’da bazı ilçelerde olduğu gibi belediyeye çökmek için bahane olduğunu kabul ediyor.
İş yerimiz sendikalı ve TİS sürecinde. Patron ile anlaşmazlıklar devam ediyor. İşçilerin hepsi sigaraya gelen zamdan yakınıyor. Yaşam maliyetleri hâlâ yüksek, yükselmeye devam ediyor. Eğitim, sağlık hizmetlerine ulaşmak ciddi anlamda zorlaşıyor. Kısacası son seçim ‘zafer’ olarak görülse de günlük yaşantımızda çektiğimiz zorluklar kısa vadede hafifleyecek gibi görünmüyor. Neticede Van halkının sandık dışında hakkını nasıl savunduğuna ve zafer kazandığına tanık olduk. Biz de iktidarı gerileten bu sandık sonuçlarının yanında insanca yaşam taleplerimiz için Van halkının yaptığı gibi sandığı aşan bir mücadeleyi tartışmaya başlamalıyız.
Evrensel'i Takip Et