‘Sorunlarımızı devlet de görmüyor sendikalar da’

LC Waikiki deposunda çalışan bir işçi

Esenyurt-İstanbul

Merhaba Evrensel okurları,

İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’a günler kaldı. Bu ortamda Esenyurt’ta bulunan LC Waikiki depolarında gündemin ne olduğunu, işçilerin neler tartıştığını anlatmak istiyorum. Özellikle işçiler sendikalar ve büyük kurumlardan beklenti içerisinde yeni sistemden sonra aldığımız ücret üzerinde bir güne 600 lira gibi prim kesintileriyle karşılaşıyoruz. Bir ay içerisinde 4 gün işe gitmediğimiz takdirde tüm ayın primi kesiliyor. Hastalanma durumun olsun herhangi bir işe gidememe gibi bir durumun olsun devamsızlık primi adı altında olduğu için primin tamamı kesiliyor. Bu özellikle personeli çok sıkıntılı bir duruma sokuyor. 

Normalde 3 hafta üst üste gece vardiyası koymak kural dışıdır, bizleri 3 hafta üst üste gece vardiyasında çalıştırıyorlar. Böylesi işlerine geldiği için yapıyorlar, “Neyse cezası öderiz” diye düşünüyorlar. Bayramın üçüncü günü bizi işe çağırdılar, işe geldiğimiz vakit iş olmadığını gördük sırf tatil yapmayalım diye bizi işe çağırdıklarını fark ettik. Özel hayatımıza saygı duymuyorlar. Plan ve programsız bir şekilde izin günlerini belirliyorlar. Sürekli izin günlerinde belirsizlikler yaşanıyor. İşçiler izinli olacağını düşündükleri günlerde işe çağrılıyor, bu işleyiş bizi çok zor durumda bırakıyor.

İşçiler tepki gösterdiği vakit primleri kesiliyor ya da işçi hakkında tutanaklar tutuluyor. İşçiler, fabrikaların devlet tarafından denetlenmesi beklentisi içerisindeler. 2 yıldır bu fabrikada çalışıyorum iş sağlığı ve güvenliğinden tutun hiçbir açıdan denetlendiğini görmedim. Benim çalıştığım alandan revire yürüme mesafesi uzaklık 25 dakika işçilerin herhangi bir sağlık sorunu ya da iş güvenliği açısından bir sorun yaşadığında revirdekilerin işçinin yanına ulaşması 20 dakika sürüyor. Geçen hafta bir arkadaşımız bayıldı revirdekiler 20 dakika sonra yanımıza ulaşabildi. Bu işçilerin hayatının patron için ne kadar değersiz olduğunu gösteriyor. Bakanlık tarafından denetlenme olmadığı için istedikleri muameleyi yapıyorlar.

İş sağlığı ve güvenliği personellerinin normalde koli gramajlarından tutun iş yerinde bizi riske atacak birçok durumu görmelerine ve bilmelerine rağmen müdahale konusunda hiçbir şey yapmıyorlar. Normalde koli içerisinde 19 -20 kg olması gerekirken 30-40 kg kolileri kaldırmak zorunda bırakılıyoruz. Kadın arkadaşlar kolileri kapatmakta bile zorlanıyorlar. Denetlenme olmadığı sürece bu şekilde olmaya devam edecek. İşçiler ses çıkardıkları vakit yanlarında kimsenin olmadığını görüyorlar. Bu sadece LC Waikiki için geçerli değil tüm fabrikalarda durum böyle. 

İşçilerin hayat mücadelesi çok zor. Aldığımız ücretler zaten ortada, işçilerin kıdemlerine göre aldıkları ücrette farklılık oluyor ancak bu da çok büyük farklar değil. Birinci kademedeki 17 bin lira alırken ikinci kademedeki 18 bin lira civarında ücret alıyor. Hastanelik bir işimiz olduğunda ya da herhangi kötü bir durum olduğunda bu para bir iki gün içerisinde eriyip gidiyor.

İşçiler tekrarlanan yemeklerden şikayetçi, yemek süremiz 45 dakika. Yemekler doyurucu olmadığı için ikinci kez sıraya girip yemek almak istiyoruz. Sıraya girip tekrar yemek almak 20 dakika sürüyor. Buna da yemek için ayırılan o 45 dakika yetmiyor.

Bu konularda işçilerin tepkisi oluyor ancak tepkilerin hepsi yanıtsız kaldı. Sendikalarla bunu konuştuğumuz vakit yalnız kaldık, sendikalarla konuştuğumuzdan patronların haberi olunca tehditlerle ve işten çıkarmalarla karşılaştık. Günden güne çalışma yükümüz ağırlaşıyor günden güne sağlık problemlerimiz artıyor. Bir an önce iş sağlığı ve güvenliği personelinin özel şirketlerin elinden alınmasını istiyoruz. Sendikaların ve diğer kurumların bunu gündeme getirmelerini ve yanımızda olmalarını istiyoruz.