30 Nisan 2024 05:29

Tekstil işçisi bir kadın
Tuzla-İstanbul

Ben 21 yaşında bir tekstil işçisiyim. 1 Mayıs’ın verdiği coşku ve heyecan ile bu mektubu yazıyorum.

Tuzla’da bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Bir yıl boyunca biz işçilere patron ve ustabaşılarının yaşattığı baskıları ve mobbinglerini anlatacağım. Biz zorunlu fazla mesaiye bırakılıyoruz. Çalışırken en temel ihtiyacımız olan su için sebillerin değiştirilmesini istediğimizde üzerinden aylar geçmesine rağmen hâlâ yapılmadı. Yemek molamız 35 dakika iken yemek için git-gel derken 5 dakika bile dinlenemediğimizi söylediğimizde hiçbir iyileştirme yapılmadı. Bu ve daha fazlası biz işçilerin çalışırken yaşadığımız sorunlar. 

Biraz da güzel şeylerden bahsedelim. Mücadele edince neler olduğunu anlatayım. Patronun 5 saatlik izin hakkımızı elimizden alması karşısında biz işçiler dilekçeler yazdık. Biz işçiler birlik olduk ve usta ile konuştuk. Bunun sonucunda patronun bu yaptırımını geri püskürttük. Uzun lafın kısası biz işçiler birlik olunca her şeyi başarıyoruz. Tam da bu 1 Mayıs’ta talebimiz bu mücadelemizin, birliğimizin daha büyümesidir. Açlık sınırının altında ücretler ile çalışmamamızdır. Anayasal haklarımıza sahip olmamızdır. 1 Mayıs işçi ve emekçilerin dünyadaki en önemli günüdür, emeğin günüdür. Bugünün anlamı da var olan mücadelenin kendisidir.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
RTÜK Başkanı “Ülkemizde olumlu olaylar olmuyormuş gibi haber servis ediliyor” deyip ‘yandık’, ‘bittik’ haberleriyle karamsarlık aşılandığını savundu, ceza tehdidinde bulundu.

Evrensel'i Takip Et