Diyaliz skandalında ölümler artıyor: Hastalar tedirgin, bakanlık sessiz

Vural NASUHBEYOĞLU
İstanbul

Burdur’da diyaliz tedavisi sonrası rahatsızlanan 33 hastadan 3’ü hayatını kaybederken 7’si ise taburcu edildi. Hastanede tedavisi süren bazı hastaların ise hayati riski devam ediyor. Olayın üstünden 7 gün geçmesine rağmen Sağlık Bakanlığı’nın sessizliği tepkileri ve endişeleri büyüttü.

“DÜNYADA ÖRNEĞİ YOK”

Yaşananlar nedeniyle CHP heyetiyle birlikte Burdur’da ve hastaların kaldırıldığı çevre illerdeki hastanelerde incelemelerde bulunan CHP Bursa Milletvekili ve Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Kayıhan Pala, hastanenin başhekimi, il sağlık müdürü ve kentin valisinin kendileriyle görüşmediğini belirterek, olayın üstünden günler geçmesine rağmen Sağlık Bakanlığı’nın da sessiz kalmasını eleştirdi. Tüm bu nedenlerle aslında olayın neden kaynaklandığını bilmediklerini dile getiren Prof. Dr. Kayıhan Pala, ellerinde iddialar düzeyinde bilgi olduğunu ama bu iddiaların tek kaynaktan olmadığını söyledi. Çevre illere kaldırılan hastaların yattığı hastanelerdeki hekimlerle de görüştüklerini anlatan Pala “Hemodiyaliz yapılırken hasta başına 150 litre saf su kullanılır. Bu yönetmelikle de kayıt altına alınmıştır. Buradaki iddia bu saf suya antifiriz (etilen glikol) karışmış. Bu da hastanede sadece soğutma sisteminin havuzunda bulunur.  Bunun da hiçbir yere karışmaması gerekir. Bu nasıl olmuş, anlaşılır değil. Çünkü bunun ne dünyada ne de ülkemizde örneği yok” dedi.

“HASTALAR KAYGIYLA BİZİ ARIYOR”

Yaşananlara ilişkin bir an önce Sağlık Bakanlığı’nın kamuoyunu aydınlatması ve açıklama yapması gerektiğine vurgu yapan Pala “Ama bakanlıktan ses yok. Yaşananlar nedeniyle hemodiyaliz hastaları tedirgin. Türkiye’nin birçok ilinden hemodiyaliz hastaları bizi arayıp ‘başka hastanelerde de bu tip sorunlar yaşanabilir mi?​’ kaygısını dile getiriyorlar” dedi. Tüm bu nedenlerle bakanlığın ilk olarak bu olayın neden kaynakladığına ilişkin kamuoyunu aydınlatacak bir açıklama yapması gerektiğini yineleyen Pala “Bu açıklama yapılarak ülke genelindeki diğer diyaliz hastaları da rahatlatılmalı” dedi.

Öte yandan hasta yakınlarıyla da iletişim kurulmadığını dile getiren Pala “Burdur’daki diyaliz merkezi kapatıldı. Kentteki kamuya ait tek diyaliz merkeziydi burası. Diğer hastaların da ne olacağı belli değil. En yakın yer Isparta oranın da kapasitesi yeterli değil. Bakanlığın, kamu yöneticilerinin tüm bunlara karşı bir planı, açıklaması olmalı” diye konuştu.

“HASTA GÜVENLİĞİ SAĞLANMALI”

Yaşananların Türkiye’deki sağlık sisteminin hasta güvenliğinin olmadığını gösterdiğini belirten “İnsanların en sevdiklerini, canlarını iyileştirmek için tedaviye getirdikleri hastanede bununla karşılıyor. Bu kabul edilemez. Türkiye’de mutlaka hasta güvenliğini sağlayacak kamusal bir sağlık sistemine ihtiyaç var” dedi.