02 Haziran 2024 21:55

Ahmed Arif ölüm yıldönümünde Diyarbakır’da anıldı

Şair Ahmed Arif, ölümünün 33. yılında memleketi Diyarbakır'da DİTAV tarafından düzenlenen etkinlikle anıldı.

Fotoğraf: Umut Yeğin/Evrensel

Paylaş

2 Haziran 1991’de yaşamını yitiren şair Ahmed Arif, ölümünün 33. yılında memleketi Diyarbakır’da anıldı. Sur’da bulunan DİTAV (Diyarbakır Kültür ve Yardımlaşma Vakfı) Kültür ve Sanat Evi’nde DİTAV tarafından düzenlenen “Ahmed Arif’in Şehrinde…” söyleşisinde yazar Şeyhmus Diken ve Hüseyin Cengiz konuştu.

"KÜRT GELENEKLERİ YERİNE GETİRİLDİ"

İlk olarak konuşan Şeyhmus Diken, Ahmed Arif’in doğup büyüdüğü şehirde adının birçok yaşaması gerekirken çok az yerinde geçtiğine dikkat çekerek, hayatının ilk altı yılından sonrasının Diyarbakır dışında geçtiğini ve buna rağmen Diyarbakır’ı çok iyi anlattığını söyledi.

Sözlerine katılımcıları Kürtçe ve Zazaca selamlayarak başlayan Hüseyin Cengiz ise “Genç yaşta hayatını kaybeden Xançepek çocuğu Ahmet Hamdi Önal yani bilinen adıyla Ahmed Arif’in doğduğu topraklardan ustaya selam yollamak benim için büyük bir onur” dedi. Ahmed Arif’in büyük hayatların öznesi olduğunu, Diyarbakır sevdasına rağmen kabrinin Ankara’da olduğunu söyleyen Cengiz, “Ahmed Arif’in hayatını okuyunca insan kendisini Anadolu’nun tam da ortasında buluyor. Hayatının her zaman aktığı yer bu topraklar olmuştu. Beslendiği yer ise bütün Anadolu’ydu. Doğduğu yer ile yaşadığı coğrafyayı çok iyi sentezleyen onun üzerinden hayat kuran bir şairdi Ahmed Arif” dedi. 3 Haziran’ın da Nazım Hikmet’in ölüm yıldönümü olduğunu hatırlatan Cengiz, Nazım Hikmet’i de andı.

Ardından söz alan Diken, Ahmed Arif’in ölümünün kafasında kurduğu ritüel gibi olmadığını belirterek, “Çünkü bu kadar şehrine sevdalı ve ‘kanım Dicle’ye aksın, Dicle kenarında bir çadırın dibinde öleyim’ ifadelerini kullanan bir şair, beklenmedik bir ölümle öte yakaya göçünce ne yaşanıyor onu size anlatmak istiyorum: Ahmed Arif öldüğünde örtülen ak çarşafın üstüne bir bıçak koydular. Gelenekler öyleydi. Hançer konurdu. Yatağından götürüldüğünde de boş kalan yatağına bir taş kondu. Diyarbakır gelenekleri böyleydi. Sonra helva dağıtıldı, gelenekleri gereği… Kürt gelenekleri yerine getirildi… Ve defnedilir Ankara’da defnedilirken Diyarbakır’dan götürülmüş memleket toprağı serpilir, toprağın üzerine bir de Dicle Nehri’nden götürülmüş bir tas su dökülür” diye anlattı.

ÖLÜMÜNÜN 33. YILINDA 33 KURŞUN ŞİİRİ

Amed Arif’in yazdığı şiirlerle başının çok sık belaya girdiğini hatırlatan Cengiz, “ha bire hücrede yatan ama hücrede yatıldıkça orada daha fazla kendisini yaşayan ve şiirini yaşatan bir şairdi. Ahmed Arif içeride de dışarıda da ülkesine aşık bir şairdi. İnsanına da aşıktı.” diyerek 1943 yılında Van’ın Özalp ilçesinde 33 yurttaşın Orgeneral Mustafa Muğlalı tarafından kurşuna dizilmesi üzerine Ahmed Arif’in yazdığı “33 kurşun” şiirini okudu.

Ahmed Arif’in birçok şiirinin de okunduğu söyleşi, müzisyen Ferat Üngür’ün Ahmed Arif’in şiirlerinin bestelendiği şarkıları ve Ahmed Arif’in en sevdiği türküleri seslendirmesi ile sona erdi.

(Diyarbakır/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Yeni Yaşam 6’ncı yaşında okurlarıyla buluştu

SONRAKİ HABER

İsrail'in Gazze'ye saldırısında çok sayıda kişi hayatını kaybetti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa