Kura’dan Marmara’ya bir devrimcinin öyküsü: Özgürlük mücadelesi kesilmedi
Orhan Kaya, “Vermiş olduğum bedeller, çekmiş olduğum acılar, bu uğurda kaybettiğim nice değerli insanlar… Özgürlüğün bedeli ne olursa olsun mücadeleye devam” diyor.
Fotoğraf: Evrensel
Hasret Gültekin KOZAN
Gebze
"Kura'dan Marmara'ya bir devrimcinin yaşam öyküsü: Tamam mı? Devam mı?" kitabının yazarı Orhan Kaya, kişisel yaşam öyküsünün yer aldığı kitabında mücadele hayatını da anlattı. 69 yaşındaki Emekli Öğretmen Kaya, Emek Partisi Darıca ilçe başkanlığı göreviyle halen süren mücadelesini, "Bu sevda, bu inat ancak ölümle noktalanır" diye tarifledi.
Tarihe yazılı bir belge bırakmanın önemine değinen Kaya, "12 Eylül'ü anlatan çok bir şey yoktu ilk yıllar. Cezaevinde Tarık Akan'ın ‘Anne Kafamda Bit Var' kitabını okumuş, etkilenmiştim. Ben de yaşadıklarımı, verdiğim mücadelemi gelecek kuşaklara aktarmak, yazmak istedim. Kitabımı 11 yıl önce bitirdim aslında ama çeşitli nedenlerle basımını ancak yapabildim. Kitap önemli bir araç, senin 50-60 yıllık birikimini birkaç günde okuyacak duruma getirebiliyor. O yüzden yazmanın, bunu diğer kuşaklara aktarmanın önemi büyüktü. Bir de herkes 12 Eylül'ü bilir diye düşünüyoruz ama öyle değil. O dönem yaşananları bilmeyen, görmeyen çok sayıda insan var. Binlerce insan gibi ben de 12 Eylül'ün faşizm koşullarını bütün çıplaklığıyla yaşadım. Bu yüzden bunları tekrar yazmak, bilmeyenlere ulaştırmak ve anlatmak istedim" dedi.
“DEVRİMCİ MÜCADELE VERMEK İSTEDİM”
Bir yerde de üyesi olduğu siyasi oluşumun tarihini de yansıtmak istediğini söyleyen Kaya, "Halkın Kurtuluşu mücadelesini ve doğduğum Ardahan'ın geçmiş mücadele dönemini de yazmak lazımdı. Kenan Karabağ, ‘Kura Çözüldü’ kitabını yazdı bir tek ama devrimci mücadele yanı eksikti. Kenan Karabağ dinleyerek, okuyarak, arşivleri tarayarak bir eser ortaya koydu ama ben kitabımda yaşadıklarımdan, başımdan geçenlerden söz ettim. Bir nebze olsun Ardahan'ın devrimci tarihini yazıya dökmek istedim" diye konuştu. Lise yıllarında öğretmenlerinin üzerinde etki bıraktığını söyleyen Kaya, "Lisede Denizlerin kuşağında olan öğretmenlerimiz vardı, bizimle ilgileniyorlar, bizi değiştirmeye çalışıyorlardı. Tiyatro yaptırır, kitap okuturlardı. İdamlar ve katliamlar bizi etkiliyordu, ‘Bir şeyler yapmalıyız’ diyorduk. Babam yurt dışındaydı, 'Gel, öğretmen olup ne yapacaksın' dedi ben gitmedim, devrimci mücadele vermek istedim. Çocukluğumda da yardım etmeyi severdim. Köyümüzde köpekler bağlı olurdu, ekmeği sahibi vermezse aç kalırdı. Ben ekmeğimi böler o köpeklerle dahi paylaşırdım" dedi.
“BİR YOL ÇİZMEK İSTEDİM”
Eğitim enstitüsü yıllarının çok hızlı ve hareketli olduğunu söyleyen Kaya, "O dönem Denizlerin idamlarından sonra siyasi hareketlerin yeni yeni toparlandığı yıllardı. Büyük mitingler, eylemler oluyordu ve buralarda yer alıyorduk. Aynı evin içinde pankart yazar, 'Önce Devrimci Yol'un pankartlarını yazalım, sonra Halkın Kurtuluşu'nunkini yazarız' derdik. O dönemler kamplaşmalar yoktu, birlikte hareket ederdik. O dönem birlikte mücadele ettiğimiz bir çok arkadaşım ya vuruldu, ya işkencehanelerde öldürüldü. Farklı nedenlerle aramızdan ayrılanlar oldu ama bunun yanında mücadeleye devam edenler de var hâlâ. Şimdi şartlar zor ama umudumuz da var. Gençlerin mücadelede daha ön plana çıkması lazım, bizlerin biraz da olsa geri plana gelmemiz için. Artık bir çekincemiz yok, mücadele dünden daha fazla büyümeli. Uzun yıllardır Gebze bölgesinde yaşıyorum ama bu bölgede olduğu kadar Ardahan'da da mücadeleyi güçlendirmeye çalışıyorum. Bu sevda, bu inat ancak ölümle noktalanır. Biz noktalasak da yazdığım bu kitap ile en azından çevremize, ailemize bir örnek bırakmak, yol çizmek istedim" diye konuştu.
“ÖZGÜRLÜĞÜN BEDELİ NE OLURSA OLSUN MÜCADELEYE DEVAM”
"Darağacında asılan üç fidan ve onların yakmış olduğu kıvılcım Türkiye halkı için bir başlangıçtı" diyen Kaya, "Halkımız bu kıvılcımı büyüterek meşale haline getirdi ve karanlıkları aydınlatmaya devam ediyor. Yağlı ipin nefes kesmesinden kimseler korkmamış, zamanla daha fazla nefes kesilmelerine rağmen mücadele daha da yükseklere çıktı. Ne dünyada, ne de ülkemizde özgürlük mücadelesi kesilmedi. Ardahan köylüleriyle birlikte vermiş olduğum mücadele, yıllardır kamu emekçilerinin sendikal mücadelesiyle devam ediyor. Vermiş olduğum bedeller, çekmiş olduğum acılar, bu uğurda kaybettiğim nice değerli insanlar, bu kitapta yeniden canlandı gözümde ve hatırladıkça sanki şu sesleri duyuyorum: Özgürlüğün bedeli ne olursa olsun mücadeleye devam, devam, devam... Kitabımı okuyan veya okuyacak olan kimi arkadaşlar kimi şeylerin eksik olduğunu düşünebilir. Bazı anlatımlarda kendilerini göremeyebilir. Bu ilk deneyimim, eksiklerim illa ki olmuştur. O yüzden arkadaşlarımız kusura bakmasın" dedi.