13 Temmuz 2024 05:00

Depozito yeni geri dönüşüm pazarı mı?

Depozito Yönetim Sistemi 2025’te uygulanmaya başlanacak. Birçok eksiği olan sistem için akacak milyonlarca avrodan kimlerin faydalanacağı belirsiz, piyasadaki atıkların yalnızca yarısı hedef alınıyor

Fotoğraf: Volkan Pekal/Evrensel

Paylaş

Nisa Sude DEMİREL

Türkiye Çevre Ajansı ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının ortak projesi Depozito Yönetim Sistemi (DYS) 2025’te uygulanmaya başlanacak. Bu proje kapsamında ambalajların bir kısmı koyulacak otomatlarda şişe başı 25 kuruş karşılığında toplanacak. Çevre kirliliğini önleyecek ‘büyük hamle’ gibi pazarlanan bu proje, projenin internet sitesinde şöyle anlatılıyor: “Depozito Yönetim Sistemi, çevreyi kirletebilecek ürünlerin ve ambalajların ücretine,  belirli bir depozito bedeli alınarak, bu ürünlerin kontrolsüz bir şekilde çevreye bırakılması yerine, tüketicilerin katılımıyla kontrol altında ve düzenli bir şekilde toplanmasını sağlayan bir sistemdir. Bu amaçla, ambalaj üreticileri tarafından üretilen cam, pet ve alüminyum ambalajlı içeceklerin ambalajlarının üzerinde taklit edilemeyen özel bir barkod sistemi ve Depozito Yönetim Sistemi logosu kullanımı zorunlu hale getirilmiştir. Bu süreçte ambalajlar artık DYS logosu olmadan tek kullanımlık olarak üretilmeyecektir ve ambalaj üreticileri, bu sistemdeki ilk adımın sahibi olarak ambalajlarını bu sisteme uygun biçimde üretmekle mükellef hale gelmiştir.”

Emine Erdoğan’ın başlattığı Sıfır Atık Projesi gibi bu proje de çevre kirliliğinin, doğa talanının kendisini es geçerek bireysel tüketimlere değiniyor. Çevre Mühendisi Profesör Sedat Gündoğdu, DYS projesine ve iktidarın geri dönüşüm politikasına ilişkin sorularımızı yanıtladı.

Sedat Gündoğdu

AMBALAJ VE GERİ DÖNÜŞÜM: İÇ İÇE İKİ PAZAR

Depozito uygulamasının temelinde tekrar doldurulabilir ambalajların temiz bir şekilde toplanmasının yattığını ifade eden Gündoğdu, plastik bu kadar yaygın değilken yeni ambalaj üretilmeden ihtiyacın karşılandığını anlatıyor. Şişeleme ambalajlarının materyallerindeki çeşitliliğin artmasıyla sistemin de duruma angaje olduğunu söyleyen Gündoğdu, durumu şöyle anlatıyor: “Sonra geri dönüşüm denilen şey çıktı. Geri dönüşüm çıktıktan sonra da özellikle plastik ambalajları tek kullanımlık şekilde üretmeye başladılar.”

Plastik geri dönüşümünün dünyada, özellikle de Kuzey Avrupa ülkelerinde çok yaygın olduğunu ifade eden Gündoğdu, bunun yanında bütünleyici başka atık yönetim stratejilerinin de uygulandığını aktarıyor. DYS kapsamında 400 metrekareden büyük marketlere makineler yerleştirileceğini aktaran Gündoğdu’ya göre projenin eksiklerinin bir kısmı şöyle: “Bu makineler sadece pet, cam ve alüminyum şişe toplanacak. Türkiye’nin yıllık ambalaj üretimi yaklaşık 30 milyar adet. Bunun yaklaşık 18 milyar adeti alüminyum kutu, sonra cam şişe ve pet şişe. Geri kalan 12 milyar adeti de karton temelli atıklar ve pet dışındaki plastik ambalajlar. Genelde marketlerde sadece su şişeleri pettir. Tabii ki su daha çok tüketilir ama örneğin meyve suyu ambalajlarının büyük çoğunu polietilendir. Onlar sisteme dahil değil. Dolayısıyla biz toplam ambalaj üretiminin neredeyse yarısını bu sisteme dahil etmemiş oluyoruz.”

BİRİKEN PARA NE İÇİN KULLANILACAK?

Etkili bir sistem için toplanması en güç ve çevre açısından en büyük problemli olan atıkların toplanması gerektiğini vurgulayan Gündoğdu, “Bu sistem en kolay toplanılabilenleri, atık toplama işçilerinin topladığı ambalajlar için makine koyulacak her yere” diyor. Bu ambalajları piyasaya süren şirketler, ambalaj miktarı kadar Depozito Katılım Bedeli (DEKAB) ödeyecek. Bu şirketlerden Geri Kazanım Katılım Payı alınmayacak (GEKAP). Ancak şişeler toplanamadığı durumda GEKAP alınarak Türkiye Çevre Ajansına aktarılacak: “Diyelim ki siz bin tane ambalaj ürettiniz. Örneğin yıl sonunda 500 tanesi toplanamazsa bu üretici firmalardan 500 tanesi için GEKAP alacak. Sistemde bir para birikecek, bir miktarı Türkiye Çevre Ajansına gidecek. Bunun nereye kullanılacağı konusu da şeffaf değil.”

DYS, GERİ DÖNÜŞÜM İŞÇİLERİNE BASKI OLARAK DÖNEBİLİR

25 kuruşun şişeleri götürüp geri dönüştürülmesi üzere atmak için motive edici bir ücret olmadığını vurgulayan Gündoğdu, “Bir ekmek almak için 40 tane şişe götürmeniz lazım. Bunun yerine o pet şişeleri toplayıp doğrudan geri dönüşüm firmasına verecek olan bir kağıt toplayıcı daha fazla para kazanabilir. O yüzden muhtemelen insanlar 25 kuruş da motive edici olmadığı için bu şişeleri bu sisteme dahil etmeyecekler. İnsanlar bununla uğraşmayacak. Bunları geri dönüşüm işçileri toplayacak. Onlar da bu sisteme atmak yerine geri dönüşüm firmalarına verecek. Dolayısıyla sistem bu şekilde bypass edilecek. Bunu engellemek için de geri dönüşüm işçilerinin üzerinde çok ciddi bir baskı kurulup bu işi yapamaz hale gelmesini sağlayacaklar” ifadelerini kullanıyor.

Bir başka nokta ise otomatların 400 metrekareden büyük marketlere, perakende dükkanlarına konulacak olması. 400 metrekareden büyük marketlere kurulacak bu makinelerin yükümlülüğü marketler üstlenecek. Perakendecilerin duruma bu nedenle itiraz ettiğini aktaran Gündoğdu, “Böyle olunca market sahipleri ‘Sorumluluğu üstleniyorsak toplanan malzemeleri biz satalım’ diyor. Alüminyum şişeyi, plastiği toplayıp depo ayarlayarak kendileri satmak istiyorlar. Büyük marketlerin böyle bir talebi olduğuna dair söylentiler var” diyor. Aksi takdirde market sahiplerinin marketlerini 395 metrekare ile sınırlayarak yükümlülükten kurtulmak isteyeceğini ifade eden Gündoğdu, ayrıca büyükşehirler ile kırsal bölgeler arasında çıkacak eşitsizlik riskine de dikkat çekiyor: “Taşrada 400 metrekareden büyük market sayısı çok az. Böyle bit durumda örneğin oradaki devlet kurumlarının bu işi üstlenmesi lazım. Bu da bu sistemin sadece şehirlerde yoğunlaşmasını doğuracak. Kırsalda yine bölgeler arası bir adaletsizlik olacak bunda. Bu açıdan böyle bir risk de söz konusu.”

MAKİNE BAŞINA 150 BİN LİRA

Bu politikaların yalnızca geri dönüşüme dayalı bir kurgulanmasının oldukça hatalı olduğunu vurgulayan Gündoğdu, asıl yapılması gerekenin tekrar doldurulabilir ambalajın teşvik edilmesi olduğunun altını çiziyor. Büyük içecek üreticilerinin tekrar doldurulabilir ambalaj üretiminden kaçtığını, yeniden doldurulabilir şişelerin masrafından dolayı uzaklaştığını, ambalajın dönüşümüyle uğraşmak istemediğini söyleyen Gündoğdu; bu şirketlere yaptırımların uygulanması gerektiğini ifade ediyor.

DYS projesi kapsamında her bir makine için 5 bin avro ödeneceğini vurgulayan Gündoğdu, projenin bütçesini şöyle anlatıyor: “5 bin avrodan bir makine başına 150 bin lira para yatıracaklar. Bu sadece makinenin kendi ücreti. Bu süre içinde artmış da olabilir. İlk etapta 10 bin adet makine alınsa neredeyse 50 milyon avro yapıyor. Yani 50 milyon avro sadece makine alımı için harcanacak. Böyle çok devasa bir yatırımdan bahsediyoruz. Ama bu yatırım sadece toplam içecek ambalajının yarısını toplayabilmek için yapılıyor. Bu anlayışın değiştirilmesi lazım. Aksi takdirde yine başarısız olan geri dönüşüm diye bir sisteme milyonlarca dolar yatırım yapacağız.”

AKP GERİ DÖNÜŞÜM PAZARININ PEŞİNDE

Peki -başta Emine Erdoğan’ın Sıfır Atık Projesi olmak üzere- iktidarın geri dönüşüm projeleriyle ne derdi var? Gündoğdu bu soruya şöyle cevap veriyor: “Çünkü geri dönüşüm kârlı bir iş. Yani yatırım var, rant var, inşaat var, makine var, alet var. Bunlar için yatırım yapıyorsunuz, o nedenle de kârlı bir iş. Kârlı derken elbette işi yapanın kâr ettiği bir sistem. Çevrenin ya da vatandaşın kâr ettiği bir sistem değil. Aynı zamanda çevre konusunda “-mış” gibi yapmanın da bir yolu. Bu projeler atık yönetiminin çözümsüzlüğüne katkı sağlayacak. Çünkü depozito iade sistemlerine benzer küçük küçük bir sürü sistemi belediyeler kurdu. O sistemlerin hepsi çöp olacak şimdi.”

DYS projesine bakıldığında bütçeden harcanacak gider kalemleri uzayarak gidiyor: adeti 5 bin avroya makineler, lojistik, geri dönüşüm firmaları... Henüz bunları hangi şirketlerin üstleneceği açıklanmamış olsa da şimdiden bu projeyle milyonlarca avronun akacağı kesin. Hem de bu milyonlarca avro, şirketlere sorumluluk yüklemeden bireysel tüketimin peşine düşülecek ve piyasadaki atıkların toplaması en kolay yarısını hedef alacak bir proje için.

ÖNCEKİ HABER

Rusya'da uçak kazası | 3 kişi yaşamını yitirdi

SONRAKİ HABER

Van Gölü'nde 4,3 büyüklüğünde deprem meydana geldi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...