Samandağ'da beton santrali ve taşocakları protesto edildi
Hatay'ın Samandağ ilçesinde yapımı süren hazır beton üretim santralleri ve taşocakları bölge halkının tepkisine neden oldu: “Hiçbir şirketin ödediği vergi, halk sağlığından daha önemli olamaz.”
Fotoğraf: Evrensel
Hatay'ın Samandağ ilçesinde Atatürk Mahallesi, Yenimahalle ve Yeşilada Mahallesi arasında yapımı süren hazır beton üretim santralleri ve taşocakları bölge halkının tepkisine neden oldu. Kent sakinleri, "ÇED gerekli değildir" kararıyla yapılan tesislerin çevreye ve halk sağlığına vereceği zararları dile getirerek, Evvel Temmuz Festivali kapsamında Samandağ'da konuya dair bir basın açıklaması yaptı.
“DEPREMİN ARDINDAN TAŞOCAKLARI İKİNCİ FELAKET OLUR”
Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri (DAÇE) adına konuşan Sabahat Aslan, Kahramanmaraş depremlerinin yıkıcı etkilerinin Hatay'da halen hissedildiğini belirtti. Aslan, yetkililerin halk sağlığını ve ekosistemi hiçe sayarak, bilimsel koşullara uymadan depremden zarar gören binaları kontrolsüz şekilde yıktığını ifade etti. Bu yıkımların ardından oluşan molozların asbest, silika, civa, kurşun, kadmiyum, atık yağlar ve tehlikeli sanayi atıkları gibi zararlı maddeler içerdiğine dikkat çeken Aslan, bu maddelerin dere yataklarına, deniz kenarına, tarım alanlarına ve sulak alanlara dökülerek ikinci bir felakete yol açtığını vurguladı.
“Hiçbir şirketin ödediği vergi, halk sağlığından daha önemli olamaz”
— Evrensel Gazetesi (@evrenselgzt) July 13, 2024
Hatay'ın Samandağ ilçesinde yapımı süren hazır beton üretim santralleri ve taşocakları bölge halkının tepkisine neden olduhttps://t.co/Jdbisf96tY pic.twitter.com/Ceip06YqBk
“HAVA KİRLİLİĞİ 4 KAT ARTTI”
Aslan, "Tehlikeli atık içeren molozlar, havayı, suyu ve toprağı kirleterek insan ve çevre sağlığını ciddi şekilde olumsuz etkiledi. Bugün Hatay halkı, hava kirlilik limitinin dört katı fazla kirli havayı solumak zorunda bırakılmıştır" dedi.
Hatay ilinde hava kirliliği sınır değerlerinin üzerinde iken, yetkililerin bu sorunları görmezden gelerek 60 adet taşocağının kurulumuna onay verdiğini belirten Aslan, planlanan taşocaklarının yerleşim bölgelerine ve Yaban Hayatı Koruma bölgelerine çok yakın olduğunu ifade etti. Taşocaklarının ormanlık, tarım ve mera alanlarında yapılmak istenmesine tepki gösteren Aslan, "Taşocakları işletmesi sırasında her gün binlerce ton amonyum nitrat ve fuel oil karışımlı madde ve dinamitle yapılacak patlatmalardan oluşacak zehirli gazlar ve sarsıntılar çevre ve halk sağlığını olumsuz etkileyecektir" diye konuştu.
“YER ALTI SULARI DAHA FAZLA TEHLİKE ALTINDA”
Aslan, Hatay'da planlanan taşocaklarının yüz binlerce ton dinamit ve anfo malzemesi kullanılarak gerçekleştirilecek sarsıntıların, deprem sonrası yaşanan yer altı içme su kaynakları sorununu daha da derinleştireceğini ve Hatay'ın susuz kalmasına neden olacağını belirtti. "Su biterse yaşam da biter" diyen Aslan, çalışma ruhsatları alınan taşocaklarıyla birlikte inşaat ve yol yapımında malzeme üretimi yapan kırma eleme, asfalt plent tesisleri ve beton santrallerinin de kurulduğunu ifade etti.
Aslan, Samandağ ilçesinde, yerleşim bölgelerinin ve zeytinlik alanının içinde, sulak alanlara çok yakın kurulan ve çalıştırılmaya başlanan Beton Santrali'nin çevre ve insan sağlığını olumsuz etkilemeye başladığını belirtti. Ayrıca, Samandağ Çöğürlü'de çalışan taşocağının da halkın yaşam alanlarını kirlettiğini ve sağlığını bozduğunu ifade etti.
Depremin yıkıcılığını yaşayan bir kentin dağlarının tahrip edilmesinin bilimsel olmadığını vurgulayan Aslan, binaların ve yolların inşası için halkın yararına olacak başka bilimsel seçenekler bulunduğunu belirtti. Yetkililerden Hatay'da yaşamı bitirecek olan planlanan ve kurulan bütün taşocaklarının, yaşam alanlarında kurularak halkın sağlığını tehdit eden kırma eleme tesislerinin ve beton santrallerinin kapatılmasını talep ettiklerini söyledi.
“TÜM CANLILAR ZARAR GÖRECEK”
Konu ile ilgili konuşan Atatürk Mahallesi sakinlerinden Emel Akçay, "Santraller ülkemizin önemli gıda ambarlarından biri olan Samandağ Ovası'nın ortasındadır. Korunması gereken endemik bitki ve diğer canlıların son yaşam alanı, eski Asi Nehri sulak alanın dibindedir. İmar planında konut alanı olarak işaretlenen yerde yasalara aykırı bir sanayi sitesi yapılmıştır. Bu bölge, dünyada son yaşam alanı olan deniz kaplumbağanın da yaşadığı yerdir. Asi Nehri eski yatağının dibinde kurulan beton santrali, deniz kaplumbağa dahil sulak alan içindeki ve çevresindeki tüm canlılara olumsuz zararlar verecektir" dedi.
“ÇÖĞÜRLÜ'NÜN SESİ 25 YILDIR DUYULMUYOR”
Çöğürlü Mahallesi Muhtarı Kıymet Doğru da konu ile ilgili yaptığı açıklamada, Çöğürlü'nün bu sorunu yıllardır dile getirdiğini ancak Hatay ve Samandağdaki hiçbir milletvekili ve belediye başkanından destek göremediklerini belirterek sitem etti.
Çöğürlü’deki santralin 2001 yılında beton santrali olarak çalıştığını ifade eden Doğru, "Bu tesis, çimento atıkları nedeniyle o yıldan beri çevreye zarar veriyor. Bu durumu defalarca şikayet ettik ve herkesin bilgisi dahilinde. Devlet Su İşleri'ne ait sulama alanları patladığında, Samandağ'ın yedi mahallesi bu durumdan etkileniyor. Samandağ'da yaşayan milyonlarca insan bu durumu dile getirdi. Antep, Adana, İzmir milletvekilleri sesimizi duydu ana Hatay milletvekilleri duymadı. Yetkililerden yeterli destek göremedik. 25 yıldır süren bu sorunu çözmek için şimdi harekete geçilmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.
“VERGİ HALKIN SAĞLIĞINDAN ÖNEMLİ OLAMAZ”
Muhtar Doğru, "Biz bu mücadeleyi başlattığımızdan beri Samandağ'da üç belediye başkanı değişti. Ve hepsi bu konuda duyarsız kaldı. En son Emrah Beyle de görüştüm. Hepsinin tutumu şirketler söz konusu olunca aynı hiçbir şirketin ödediği vergi, halk sağlığından daha önemli olamaz. Devletin verdiği vergi okul yapılmak için, hastane yapılmak için. Bu adam vergi veriyor evet ama biz sağlığımızı kaybediyoruz, nefes alamıyoruz. Çocuklarımız dengeli beslenemiyor, meyvelerimiz tozlu topraklı. Çocuklarımız bisiklet süremiyor, spor yapamıyor, nefes alamıyor. Biz en az Atatürk mahallesindeki insanlar kadar insanız" dedi. (Hatay/EVRENSEL)