Halay tutuklamaları | İHD Batman Şubesi Eş Başkanı: Tutuklamalar farklı bir boyut aldı
İnsan Hakları Derneği Batman Şubesi Eş Başkanı Av. Ahmet Şiray, halay tutuklamalarına ilişkin "Sosyal medya ihbarları ve tehditlerle hukuki kılıf bulunmaya çalışılıyor" dedi.
Fotoğraf: MA
Dilan TEMİZ
Diyarbakır
Mersin’de sahilde halay çeken dokuz gencin sosyal medyada ırkçı hesaplar tarafından hedef gösterilmesiyle başlayan halay tutuklamalarına tepkiler sürüyor. Sosyal medyada her halay görüntüsünün emniyete ihbar edilmesiyle başlayan süreç, Siirt ve Hakkâri gibi illerde yaşanan tutuklamalarla farklı bir boyut kazandı. İnsan Hakları Derneği (İHD) Batman Şube Eş Başkanı Avukat Ahmet Şiray, tutuklamaların farklı bir boyut aldığını ve sosyal medyada yapılan ihbarlar ve tehditlerle hukuki kılıf bulma çabası olarak değerlendirildiğini belirtti.
Siirt’teki tutuklamalar hakkında konuşan Şiray, “Yaptıkları tek şey halay çekip söylenen şarkıya eşlik etmekti. Devletin kendi kanunlarına göre bu suç niteliği taşımayan bir fiildir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtayın bu konuda binlerce kararı var. Slogan atmak, şarkı söylemek propaganda vasfını taşımamaktadır ve sempati düzeyinde kaldığı için suç oluşturmuyor. Kanunda sempati duyma suçu diye bir suç yok” dedi. Şiray, OHAL döneminde bile bu tür uygulamaların yargı içinde olmadığını ancak şu anda sosyal medya ihbarları ve tehditlerle suç olmayan bir eylemin suç gibi gösterilmeye çalışıldığını vurgulayarak “Bunları baz alarak harekete geçirmek yani artık farklı bir boyut almaya başlıyor. Hükümetin normalleşme sürecine girdiğini söylediği bir dönemde bu tür tutuklamaların yapılması ikiyüzlülüğe işaret ediyor” diye konuştu.
"HUKUKİ KILIF BULMA ÇABASI"
Tutuklama gerekçelerinde PKK’nin tarihsel yapısına değinilmesinin hukuki bir kılıf bulma çabası olduğunu belirten Şiray, şöyle konuştu: “Sulh ceza hakimliğinin böyle bir gerekçeyle tutuklama kararı vermesi, dosyada delil yetersizliğinden kaynaklanıyor. Propaganda suçu tutuklama gerektirmeyen bir suçtur ve CMK’nin katalog suçları arasında yer almamaktadır. Bu gençlerin suç işlediklerini varsaysak bile alacakları maksimum ceza bir yıl sekiz aydır. İlk defa biz sulh ceza hakimliğinin böyle bir gerekçeye tutuklama kararı verdiğini görüyoruz.” Şiray, sosyal medyada birbirinden haz etmeyen insanların birbirini hedef göstermesiyle yargı makamlarının olayı araştırmadan harekete geçebileceği tedirginliğini dile getirdi. Bu durumun Türkiye’nin yargı sistemiyle birlikte ‘90’lı yıllardan daha kötü bir sürece gittiğini gösterdiğini ifade etti.
"MİLLİYETÇİ KESİMİN YENİDEN GÜVENİNİ KAZANMAYA YÖNELİK BİR HAMLE"
Son zamanlarda yaşanan ırkçı saldırılara, hedef göstermelere belediyelerin yayalar için Kürtçe yol yazılamalarını da örnek göstererek, “Bunların hepsini bütün olarak değerlendirdiğimiz zaman, hükümet köşeye sıkıştıkça, seçim sonuçlarından hezimetle çıktığı için milliyetçi kesimin, ülkücü kesimin, Kürt düşmanı olarak nitelendirdiği kesimin tekrardan güvenini kazanabilmesi için bu tür yollara başvurdu. Kürt siyasi hareketini baskılamaya çalışmak, siyasi mücadele yürütme alanını daraltmak hem de kaybetmiş olduğu seçmenleri geri kazanmak, yeni bir kaostan kendini tekrardan var etmeye, diriltmeye yönelik bir hamle olduğunu düşünüyorum” şeklinde konuştu. Şiyar, bununla mücadele etme konusunda da ana muhalefet partisinin de diğer siyasi partilerin de bu konuda gerekli, yeterli ve sonuç alıcı refleksler göstermesi gerektiğine dikkat çekti.