Tokat'ta halk madene karşı ayakta: Rant için zehirlenmek istemiyoruz
Tokat merkeze bağlı köylerde ve Serkiz Yaylası’nda yapılmak istenen maden arama çalışmalarına karşı halk direnişe geçti. İstanbul’dan yola çıkan Tokatlılar, yerel halk ile birlikte mücadele ediyor.
Eylem NAZLIER
İstanbul
Tokat merkeze bağlı Şehitler ve çevre köylerini kapsayan alan ile Serkiz Yaylası’nda yapılmak istenen maden arama ve sondaj çalışmalarına karşı halk ayakta. “Toprağımızı kimseye vermeyiz, madene hayır” diyen yüzlerce Tokatlı, İstanbul’daki Tokat İli Dernekler Federasyonu önünden kaldırılan otobüslerle yola çıktı. Çoğu hayatlarında ilk defa bir eyleme katılacak olan yurttaşlar, otobüslerde slogan atmayı deniyorlar ve başarılı da oluyorlar. Çoğu 50 yaş üzeri, emeklilik hayalini kurdukları köylerinin doğasının yok olmasından endişe duyuyorlar. Tokat’ta yerel halk ile madene karşı mücadele ve topraklarını savunmak için buluşuyorlar.
PROJE BÜYÜK TEHLİKE TAŞIYOR
EMSA Madencilik tarafından üstlenilen projenin hayata geçirilmek istendiği yer, Tokat’ın en stratejik noktalarından biri. Yaklaşık 30 köyün su havzasını etkileyecek olan maden, Tokat’ın en yoğun orman alanlarını ve en geniş yaylalarını da tehdit ediyor. Yaylacık’tan çıkan akarsular, başta Şehitler köyü olmak üzere birçok köyü katederek Yeşilırmak’a ulaşıyor. Yeşilırmak’ın Tokat ve Amasya Ovalarının tarımsal üretiminin can damarı olduğu gerçeği, planlanan madenin tehdidinin boyutlarını gözler önüne seriyor. 2021 yılında 29 farklı noktada 1942 hektar (19 bin 420 dönüm) alanda maden arama ruhsatı alan EMSA Madencilik, ÇED raporu veya valilik izni gibi yasal yükümlülüklerini yerine getirmeden 19 Temmuz 2024 günü Yaylacık mevkii Sorhun Obası Yaylasında çalışmalarına başladı. Sadece yüzey arama izni olan şirket, yasa dışı şekilde sondaj çalışması başlattı.
Bu tehlike karşısında köylüler, sondaj faaliyetlerinin durdurulması için mücadele başlattı ve bu mücadele sonucunda firmanın mera ve ormanlarındaki çalışmalarının önüne geçildi. Tokat Valiliği önünde basın açıklaması gerçekleştiren Tokatlılar ardından sondaj çalışmalarının başladığı Sorhun Yaylası’na ellerinde “Maden şirketi Tokat’tan defol”, “Yaylama, suyuma, toprağıma dokunma”, “Siyanüre hayır”, “Altın da versen ev de versen köyümü terk etmem" yazılı dövizler taşıdı.
HALK DOĞASINA SAHİP ÇIKIYOR!
Saatlerce güneşin altında, doğasını savunmak için kalan Tokat halkı, Evrensel’e konuştu. “Bu köyler sahipsiz değil, bu köylere sahip çıkmak lazım” diyen bir köylü, “Hepimizi etkileyecek, hepimizin malını, hayvanlarını etkileyecek. Biz hayvancılıkla geçiniyoruz. Biz buna müsaade etmeyiz. Elimizden geldiği kadarıyla da direneceğiz” diyerek tepki gösterdi.
Başka bir köylü ise, “Doğamıza, yaylamıza sahip çıkacağız. Tokat’a zarar verecek, doğasına, ekinine, buğdayına, pancarına, sebzesine, ormanına bahçesine… Bu maden girerse bizim köyü terk etmemiz lazım. Malımız burada yayılıyor, hayvanlarımız burada sulanıyor. Bu doğaya zarar verdikten sonra bizim burada kalmamızın anlamı kalmıyor. Hayat olmadıktan sonra burada yaşanır mı? Bu maden buraya gelirse bu yeşilliği burada bulamazsın” diyerek endişesini dile getirdi.
"TORUNLARIMIZA GELECEK BIRAKMAYACAK"
Kadınlar ise direnişin en önünde yer aldı. Burada konuştuğumuz Feride Dal, “Doğamızın bozulmasını istemiyoruz. Birileri rant peşindeyken doğanın yok olmasını istemiyoruz. Gemlik’te yaşıyordum ama buraya ev yaptım, buraya taşınacağım, hava kirliğinden, çevreden, dumandan sıkıldık. Bu maden yapılırsa düzenimiz bozulacak, suyumuz kirlenecek, torunlarımıza gelecek bırakamayacağız” diyerek yaşadıkları yeri koruma kararlılığını vurguladı.
"BÜTÜN KÖY SUSUZ KALACAK"
Başka bir kadın ise, “Bak çek burayı, bu maden buraya gelirse bu otlar giderse bu hayvanlar kalmaz. Suyumuz ormandan çıkıyor, bütün köy susuz kalacak, zehirlenecek. İnsanlar doğayla baş başa kalmak istiyor, madene hayır” diyerek doğanın korunması gerektiğini belirten söze başka biri giriyor: “Biz hayır demeye geldik bugün buraya. Hepimiz direniyoruz. Ölsek de vermeyeceğiz. Eştirmeyeceğiz” ifadelerini kullanıyor.
Başka bir köylü ise, “Doğamızda maden istemiyoruz. Bu topraklardan çekilsinler. Yaylamızda, doğamızda, suyumuzda maden istemiyoruz. İstanbul'dan geldim destek için. Her zaman köyümün insanlarının arkasındayım” diyor.
"GURBETTEN TEMİZ HAVA İÇİN GELİYORLAR"
Başka bir kadın ise “Köyün geçim kaynakları bitiyor, bir köy değil 30 köy etkilenecek. Bu insanlar nereye gidecek, geçimini nasıl sağlayacaklar? Zaten geçim sıkıntısı çeken insanlar daha zora girecek. Şehirde duran insanlarımız köylere geliyorlar, bu da yok olursa ne yapacaklar. Yaz oluyor çocuğumuz gurbetten geliyor, temiz hava almak için… Ama bunu buraya yaparlarsa nereye gidecekler” diye anlatıyor.
"ZEHİRLİ MADDE İSTEMİYORUZ"
Yaşlı bir teyze söze başlıyor, “Eşemezler, biz burada olduğumuz sürece kimse eşemez, gelmek yasak, geldiklerinde araçların önüne yatarız. Çocuğumuzun çoluğumuzun geleceğine dokunmasınlar. Canımızı veririz toprağımızı vermeyiz.” O sırada sözlerini ise 7-8 yaşında torunu bölüyor “Bravo anneanne.” Onunla da konuşmak istiyorum, anlatıyor: “Biz dünyamızın kirlenmesini istemiyoruz. Buraya gelip yerleşmişler izin almadan…Biz zehirli madde istemiyoruz.”
“İstanbul’dan buralara kadar geldik yaylamızda maden istemiyoruz” diyen bir kadın ise şunları söylüyor: “Satmadıkları yer kalmadı şimdi de yaylalara göz dikmişler, dağları taşları yiyecekler utanmazlar.”
Tokat halkı, doğasını ve yaşam alanlarını korumak için bir araya gelmiş durumda. Maden arama çalışmalarına karşı dirençlerini sürdüren köylüler, geleceklerini ve doğalarını koruma yolunda kararlı adımlar atmaya devam ediyorlar.
"ŞİRKET MADENİ ULUSLARARASI ŞİRKETLERE SATIYOR"
Tokat'ta Emek Partisi İl Başkanı Şenel Pehlivan, çalışmaların hem hukuka aykırı olduğunu hem de bölge halkının yaşamını olumsuz etkilediğini vurguladı. Pehlivan, “Burada iş makinesini hukuksuzca getirip diktiler. Jandarma desteğiyle çeşitli zamanlarda kayalardan numuneler aldılar. Doğamıza, toprağımıza ve nefes almamıza engel oluyorlar. Eğer burada maden açılırsa, aşağı köylerde su ve toprak bulamayacağız” ifadelerini kullandı. Maden çalışmalarının Tokat’ta en az otuz köyü etkileyeceğini belirten Pehlivan, bu köylerin Yeşilırmak Havzası arasında yer aldığını ve maden arama faaliyetlerinin iki sıra dağı kapsayacağını söyledi. Pehlivan, “Bugün dostlarımız da İstanbul’dan 800 kilometre yol katederek geldiler. Ama esas görev Tokat’ta yaşayan duyarlı insanlara düşüyor. Hepinizin burada gözünüz, kulağınız olmalı” dedi. Bölge halkının da iş makinelerinin bölgeye girişini engellemek için nöbet tutacağını ve gereken tüm gayreti göstereceklerini vurgulayan Pehlivan, “Kendi gücümüze güvenerek, hukuku işletirken maden çalışmalarına dur demek zorundayız. Hepimize düşen görev budur” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Pehlivan, EMSA Maden arama şirketinin, 10 milyon sermayeli basit ön maden araması yapan taşeron firma olduğuna dikkat çekti. Pehlivan, “Maden bulursa uluslararası maden şirketlerine satıyor. Uluslararası şirketlerle yüzde 2 ortaklığı varmış veya taşeron olduğu için bulduğu madenler üzerinden yüzde 2 komisyon alıyor” bilgisini verdi.
"DAYANIŞMA İLE BAŞARACAĞIZ"
TÜM TOK-DER Başkanı Hülya Gökçe, dayanışmanın toplumun gücünü ve başarısını artıracağını vurguladı. Dayanışmanın toplumu güçlendireceğini söyleyen Gökçe, mevcut iktidarın halktan alarak sermayeye verdiğini ve türedi zenginler yarattığını belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Ben büyük Ortadoğu projesinin eş başkanıyım’ sözlerini hatırlatan Gökçe, “Bu proje ile başlayarak ormanlar, yaylalar, sular, köyler insansızlaştı. Bu iktidar, iktidara geldiğinden beri halktan alıyor, sermayeye veriyor. Türedi zenginler yarattılar ve o zenginlere istedikleri gibi ihaleleri verdiler, suları, fabrikaları verdiler, yaylalarımızı sattılar” dedi. Dayanışmanın önemine dikkat çeken Gökçe, köylülerin de birbirine destek olması gerektiğini vurguladı.