Tandoğan’ı taleplerimizle dolduralım
"Türk-İş’in kararları ve eylemleri göstermelik de olsa bizim o eylemleri bu çizgiden çıkartıp en yakıcı taleplerimizle en kalabalık ve en örgütlü biçimde alanları doldurmamız gerektiğini düşünüyorum"
Fotoğraf: Evrensel
Petrokimya işçisi
Aliağa
Merhabalar, ben Aliağa’da çalışan petrokimya işçisiyim.
Türk-İş, gelirde ve vergide adaletsizlik, bozulan ekonomik düzen, yüksek enflasyon ve düşük ücretlere dair son dönemde bir dizi eylem kararları aldı.
Bu eylemlerden ilki sosyal medyada #zordayızgeçinemiyoruz şeklinde tag çalışması oldu. Birçok iş yerinde olduğu gibi biz de bu eylemi çok geç öğrendik. Haliyle gündeme giremeyen zayıf bir eylem oldu. Üye sayısı bakımından Türkiye’nin en büyük konfederasyonu, bu eylemi bırakalım Türkiye’nin gündemine getirmeyi kendi üyeleri arasında bile duyurmayı, onların gündemi haline getirmeyi başaramıyor!
Bu eylemden sonra iş yerinde de eylemin zayıflığına dair tartışmalar oldu. Herhangi bir sonuç getirebileceğine de inanan kesim çok azdı. Bir diğer eylem kararı ise 24 Eylül’de iş yerlerinde sabah vardiyasında 1 saatlik iş durdurma ve oturma eylemiydi. Türk-İş kararını genel başkanlıklara iletiyor, genel başkanlıklar farklı bir üst yazıyla şube yönetimlerine iletiyor. Üyesi olduğum Petrol-İş, üretim prosesleri, iş yeri koşullarını gözeterek bir basın açıklaması yapılması yönünde yazı gönderdi. Yazıda hiçbir şekilde 1 saatlik iş durdurmanın bahsi dahi geçmiyor. Buna göre de şubeler farklı eylem kararları aldı. Biz Türk-İş’in kararını uygulayıp 1 saat iş durdururken, diğer işletmelerde sadece basın açıklaması yapıldı, iş durdurulmadı. Bu kadar birbirinden kopuk eylemlerle, bu kadar kararsızlıkla ve ülke genelinde zayıf geçen eylemlerle taleplerimize çözüm bulmak çok zor.
Şu an bulunduğum iş yerinde ücretlerimiz ortalama 35 bin TL civarında. Bu ücretin yıl sonuna doğru 32 bine gerileyeceğini öngörüyoruz. Aliağa’da başka iş yerlerinde çalışan arkadaşlarımız yılın henüz ortasına gelmeden yüzde 35’lik vergi dilimlerine giriyorlar. Eski çalışanların zamanında bir ev bir araba alabilmesiyle kendini avuturken, genç işçiler ise bırakalım bir ev araba almayı ay sonunu getiremiyor. Böylesine zorlanarak geçinmeye çalıştığımız dönemde, bir nebze de olsa rahatlamak için verginin yüzde 15’te sabitlenmesi talebini daha da yüksek sesle haykırmalıyız.
Türk-İş’in aldığı kararlar ve eylemler göstermelik de olsa bizim o eylemleri bu çizgiden çıkartıp en yakıcı taleplerimizle en kalabalık ve en örgütlü biçimde alanları doldurmamız gerektiğini düşünüyorum. Bu açıdan da Türk-İş’in bize göndermiş olduğu kararla 20 Ekim’de Ankara’da ‘emek buluşması' olacak. Şu an sendikalar bu eyleme çağrı yaparken katılımcıların sadece yol ücretini karşılayacağını, iş yerinden alınacak izinleri kendimizin çözmemizi belirtiyor. Bu zayıf çalışma diğer illerde ve İzmir’de Türk-İş üyelerinin katılımını düşürebilir. Diğer yandan bazı iş kollarında çalışan arkadaşlarımız, sendikalara güvenin giderek azaldığı, dolayısıyla bu eyleme katılmanın sonuç vermeyeceği düşüncesiyle eyleme katılmayabilir. Zayıf sendika yönetimlerine, göstermelik eylem düşüncelerine inat bizim o alanı hınca hınç doldurup kendi alanımıza çevirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bu talepler bizim taleplerimiz, bu sorunları her gün yaşayan bizleriz ve çözümü de yukardan göstermelik karar alanlara bırakmamalıyız. 20 Ekim’de hep beraber Tandoğan Meydanı’nı taleplerimiz etrafında örelim.