11 Ekim 2024 16:12

Kadınların şiddete ve cinayetlere öfkesi sürüyor

İstanbul’da 2 kadının vahşice katledilmesi sonrası kadınların sokaklara taşan öfkesi sürüyor, kadınlar işyerlerinde, okullarında ve meydanlarda yaptıkları eylemlerde “Artık yeter” diyor.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

İstanbul’da İkbal Uzuner ile Ayşenur Halil’in vahşice katledilmesi, sokak ortasında kadını taciz eden 2 erkeğin serbest bırakılması, istismara uğrayan 2 yaşındaki bebeğin hayatını kaybetmesine isyan eden kadınlar işyerlerinde, okullarında ve meydanlarda cinayetlara karşı öfkelerini dile getiriyor. Yaşanan cinayetlerin münfiret olmadığını vurgulayan kadınlar, İstanbul Sözleşmesine geri dönülmesini talep ederken sokaklarda güvenle gezmek istediklerini dile getiriyor.

BUCA BELEDİYESİNDE ÇALIŞAN KADINLAR BELEDİYE BİNASI ÖNÜNDE EYLEM YAPTI

Buca Belediyesi önünde toplanan kadın emekçiler, "Kadın cinayetleri politiktir", "Kadın yaşam özgürlük", "Yaşasın kadın dayanışması", "Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz" sloganları atarak basın açıklaması ve oturma eylemi yaptı.

Basın açıklamasına okuyan Buca Belediyesi çalışanı Arzu Allahverdi, kadın cinayetlerine karşı öfkelerini haykırmak için toplandıklarını ifade ederek, "Bu cinayetler bireysel vakalar olarak görülse de ardında sistematik bir ihmalkarlık ve devlet eliyle desteklenen politikalar vardır. Kadına yönelik şiddetin ve cinayetlerin bu denli artmasının başlıca sorumlusu bu iktidarın uyguladığı politikalardır" dedi.

“KADINLAR, ÇOCUKLAR KORUMASIZ BIRAKILMIŞTIR”

Hergün evde, işyerinde, sokakta kadınların vahşice katledildiklerini ve yetkililerin sadece izledikleri ve bu duruma zemin hazırladıklarını dile getiren Allahverdi, "İstanbul Sözleşmesini fesheden bir hükümetin kadınların yaşam hakkını savunmasını nasıl bekleyebiliriz? Bu fesih kadınlarının hayatlarının onlar için değerli olmadığının açık bir göstergesidir. Hükümet kadınları ve çocukları korumak yerine onları savunmasız bırakmayı seçmiştir. Yargı ve kolluk kuvvetleri ise bu suça ortak olmuş, failleri cezasız bırakarak cinayetlerin önünü açmıştır" görüşlerini ifade etti.

“KADIN CİNAYETLERİ KADER DEĞİLDİR”

Kadın cinayetlerinin kader olmayıp, iktidarın kadın düşmanı politikalarının sonucu olduğunun belirtildiği açıklamada, "Kadınları eve hapseden, toplumsal cinsiyet eşitliğine karşı çıkan ve bizlere 'Makbul Kadın' imajını dayatan bu zihniyet şiddeti körüklemektedir. Failler bu politikalardan cesaret almakta, yargının, polisin ve siyasetin kendilerine dokunmayacağını bildiklerinden daha da cüretkâr davranmaktadır" dedi.

“ÖLÜM DÜZENİNE İSYAN EDİYORUZ”

Allahverdi sözlerini şöyle sürdürdü: Bu ülkenin kadınları hükümetin kayıtsızlığı ve düşmanca kadın politikaları yüzünden ölürken bizler korkmadan, susmadan ve bir adım geri adım atmadan burada olduğumuzu haykırıyoruz. Her bir kadının yaşam hakkını savunmak için bu ölüm düzenine karşı isyan ediyoruz, Biz Kadınlar bu karanlığa teslim olmayacağız! Şiddetin, baskının ve cezasızlığın hüküm sürdüğü bir ülkede susmayacağız. Öldürülen her bir kadının hesabını soracağız ve bu ölüm düzenini yıkacağız! Kadın cinayetleri politiktir ve bu suça ortak olan herkesin karşısında dimdik duracağız".

Basın açıklamasından sonra belediye önünde oturma eylemi yapıldı. Açıklamaya Emek Partisi ilçe yönetici ve üyeleriyle BEKEV'li kadınlar da katılarak destek verdi.

SAMSUN'DA ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİ: "YAŞANANLAR MÜNFERİT DEĞİL"

Samsun 19 Mayıs Üniversitesi öğrencileri Atakum ilçesindeki Hasan Ali Yücel Gençlik Bilim ve Sanat Merkezi önünden başlayarak Lozan caddesinden, Alparslan bulvarına kadar yürüyerek artan kadın ve çocuk cinayetleri ile istismar suçlarına tepki gösterdi.

Açıklamayı okuyan Umut Akyol, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

"Bizler bir kısmı başka şehirlerden gelen, bir kısmı buralı olan evlatlarınız, üniversite öğrencileri ve Samsun gençliğiyiz. Sizlerin vergileriyle kurulan üniversitelerde eğitim görmekte, geleceğimizi inşa etmeye çalışmaktayız. Tam da bu nedenle "Okumuş insan halkına ve ülkesine karşı sorumludur" diyerek, son günlerde özellikle kadınlara ve çocuklara yönelen şiddet eylemlerine tepki göstermek can güvenliği ve adalet taleplerimizi yinelemek için burada toplanmış bulunuyoruz. Güzel ülkemiz, İkbal ve Ayşenur kardeşlerimizin cinayet haberleriyle bir kez daha sarsıldı. Halkımız 8 yaşındaki Narin'in canice öldürülmesinin etkilerini henüz üzerinde hissederken, toplumsal hafızamıza yeni cinayetler eklendi. Biz bu eylemi yaparken de ülkenin farklı yerlerinde kadınlar ve çocuklar yine şiddetin hedefi haline geliyor.

"SUÇA NEDEN OLAN KOŞULLAR ORTADAN KALKMALI"

Yaşadıklarımız yalnızca birkaç sapığın ya da uyuşturucu bağımlısının gerçekleştirdiği münferit eylemler olarak ele alınamaz. Bu canileri, kadın ve çocuk düşmanı alçakları yaratan koşullar, para ile kurulan toplumsal yapının bir sonucudur. Kadın ve çocuk cinayetleri, bireysel birer vahşet değil, derin toplumsal çürümenin göstergesidir. Kadın ve çocukların karşı karşıya kaldıkları şiddet, cinayet, taciz ve istismar saldırıları, toplumumuzun bile isteye içine itildiği ahlaki çürüme ve yozlaşmadan bağımsız değildir. Biliyoruz ki suça neden olan koşullar ortadan kaldırılmadıkça, en ağır cezalar dahi bu saydıklarımızı yok etmeye yetmez. Ancak suçlular, hak ettikleri cezalarla karşı karşıya kalmazlarsa, adalet denilen şey bu caniler için ancak teşvik edici bir dayanağa dönüşür. 

"BİRLİK OLMAYA, MÜCADELE ETMEYE ÇAĞIRIYORUZ"

Toplum; uyuşturucu, fuhuş, kumar gibi insanı kendisine ve diğer insanlara; topluma yabancılaştıran olgularda gelecek arar hale getirilmektedir. Bunların hiçbiri birdenbire kendi başına olabilecek şeyler değildir. Güzel ülkemiz, bile isteye bu karanlığın içine itilmektedir. Bizler, bu toprakların ülkesini ve halkını seven çocukları olarak, sokaklarımızda güvenle dolaşabilmek, okullarımıza korkmadan, tereddüt etmeden gidip gelebilmek, okumak için çalıştığımız işyerlerinde güvenle nefes alabilmek istiyoruz. Halkımızı duyarlı olmaya, genç arkadaşlarımızı kadınları ve çocukları hedefe koyan bu toplumsal çürümenin karşısında bilinçlenmeye, birlik olmaya, mücadele etmeye çağırıyoruz." (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

"İç cephe"de değişen bir şey yok

SONRAKİ HABER

Antalya’da hem doğa hem tarih ranta kurban ediliyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa