24 Ekim 2024 17:44

BM İnsan Hakları Komitesi’nde Türkiye’deki insan hakları tartışıldı

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesinde, Türkiye’nin Medeni ve Siyasi Haklar Uluslararası Sözleşmesi kapsamındaki yükümlülüklerine ilişkin sunduğu rapor değerlendirildi.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Komitesi’nin Cenevre’de 142. Oturumunun toplantısında, Türkiye raporu ve sivil toplum örgütlerinin alternatif raporları konuşuldu. Komite, Türkiye raporuna ilişkin nihai gözlemlerini kapalı oturumda değerlendirip 7 Kasım’da kamuoyuna açıklayacağını bildirdi.

Türkiye’deki durumunun incelendiği oturumda komite üyeleri Carlos Gómez Martínez, Laurence Helfer, Hélène Tigroudja, Koji Teraya ve Bacre Waly Ndiaye katıldı. Toplantıya Türkiye heyeti adına da Türkiye'nin Birleşmiş Milletler Cenevre Daimi Temsilcisi Büyükelçi Havva Yonca Gündüz Özçeri başkanlığında bir heyet katıldı.  

Komite, Kürtlerin kendi anadillerinde eğitim alma ve kültürel haklarını serbestçe kullanma konusunda karşılaştıkları zorluklara dikkat çekti. Kürtlerin siyasi haklarının ihlal edildiğini ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) üyelerine yönelik baskıların uluslararası insan hakları standartlarıyla bağdaşmadığını belirtti. Türkiye’de, Kürt siyasetçilerin sık sık terörle ilişkilendirilerek hapse atıldığı, dokunulmazlıklarının kaldırıldığı ve hukuksuz şekilde yargılandıkları belirtildi. Komite, özellikle 2016 darbe girişiminden sonra yürürlüğe konan OHAL kararlarının, Kürt siyasetçilere ve HDP üyelerine karşı yoğun bir baskı aracı olarak kullanıldığını ifade etti.

TÜRKİYE’NİN YANITLARI

Türkiye heyeti ise, Türkiye’nin her vatandaşına eşit ve adil muamele uyguladığını söyledi. Kürtçe eğitim ve kültürel haklar konusunda da bazı ilerlemeler kaydedildiğini, Kürtçe dil derslerinin talepler doğrultusunda belirli okullarda verildiğini iddia etti. 

POLİS ŞİDDETİ VE GÖZALTILAR

Komite, Cumartesi Anneleri’nin ve onları destekleyen insan hakları savunucularının, barışçıl toplanmalar sırasında gözaltına alınmasını ve polis şiddetine maruz kalmalarını endişe verici olarak nitelendirdi. Uzmanlar, bu tür müdahalelerin, Türkiye’nin toplanma ve ifade özgürlüğüne ilişkin yükümlülüklerini ihlal ettiğini ve bu uygulamaların derhal sonlandırılması gerektiğini belirtti. Komite, Cumartesi Anneleri’nin taleplerinin meşru olduğunu ve Türkiye’nin, bu talepleri dikkate alarak kayıpların akıbeti hakkında şeffaf ve etkili bir soruşturma süreci yürütmesi gerektiğini ifade etti.

Türkiye heyeti ise, Cumartesi Anneleri’nin toplanma taleplerinin güvenlik ve kamu düzeni gerekçesiyle sınırlandırıldığını aktardı.

TÜRKİYE’DEKİ CEZAEVİ KOŞULLARI

Uzmanlar oturumda, Türkiye yasal sisteminin LGBTİ bireyler, engelli bireyler ve dini ve etnik azınlıklar başta olmak üzere sözleşmenin kapsadığı tüm ayrımcılık sebeplerine karşı yeterli koruma sağlamadığını belirtti. Komite uzmanları ayrıca, yargı bağımsızlığı, Cumhurbaşkanına hakaret suçu, “terör” davalarında savunma hakkına getirilen kısıtlamalar ve Türkiye’deki cezaevi koşulları gibi diğer endişeleri gündeme getirdi.

“ULUSLARARASI STANDARTLARA UYGUN DAVRANIYORUZ”

Türkiye’nin raporunu sunan Büyükelçi Havva Yonca Gündüz Özçeri, 2016 yılında Türkiye’nin bir darbe girişimiyle karşı karşıya kaldığını ve demokrasiyi yeniden tesis etmek ve Türk halkının temel hak ve özgürlüklerini korumak amacıyla OHAL ilan edildiğini ve bu kararın 21 Temmuz 2016’da Meclis tarafından onaylandığını hatırlattı. Türkiye’nin, OHAL sürecinde Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi ile işbirliği yaparak gereklilik ve orantılılık ilkelerine bağlı kaldığını iddia etti.

Komite’nin İstanbul sözleşmesi ve Kadınlara yönelik eleştirilerine ilişkin olarak da, Türkiye’nin kadınlara yönelik şiddet konusunda sıfır tolerans politikası uyguladığını, özellikle de ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesine yönelik 6284 sayılı yasanın kabul edildiğini iddia etti. Özeri, eş, eski eş veya kadına yönelik işlenen suçların ağırlaştırılmış suç olarak değerlendirildiğini ve kadınlara yönelik kasıtlı cinayetler ya da tehditler için asgari cezaların artırıldığını savundu.

Komite, Türkiye raporuna ilişkin nihai gözlemlerini kapalı oturumda değerlendirip 7 Kasım’da kamuoyuna açıklayacağını bildirdi. (MA)

ÖNCEKİ HABER

İstanbul Barosu'nda devir teslim töreni: İbrahim Kaboğlu, Filiz Saraç'tan görev devraldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa