4 Kasım 2024 15:40
/
Güncelleme: 22:42

Enflasyon durdurulamıyor

Hükümetin enflasyon hedefi çöktü; yılı yüzde 45 ile tamamlaması kesinleşti. Erdoğan-Şimşek programından geriye ücret ve maaşların eritilmesindeki istikrar kaldı.

Enflasyon durdurulamıyor

Fotoğraflar: AA, Düzenleme: Evrensel

Türkiye’de hükümetin iki ay önce güncellediği yıl sonu enflasyon hedefi iki ayda çöktü. 2024-2026 orta vadeli programda (OVP) yüzde 33 olarak öngörülen 2024 yılı enflasyonu, eylül ayında güncellenen OVP'de 2024 yıl sonu için yüzde 41,5 olarak revize edildi. Hükümetin yıl sonu hedefi olan yüzde 41,5 enflasyon hedefi, ekim ayında yüzde 2,88 ile beklentilerin üzerinde gelen aylık enflasyon ile çöktü.

Türkiye İstatistik Kurumu ekim ayına ilişkin enflasyon verilerini açıkladı. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in göreve geldiği tarih olan 2023 yılı haziran ayında yüzde 39,5 olan resmi enflasyon, 17 ay sonra yüzde 48,6 oldu.

Şimşek döneminde enflasyon artarken, asgari ücret Şimşek'in göreve geldiği tarihe göre reel olarak yüzde 22,45 daha düşük. Bugün 17 bin 2 TL olan asgari ücretin temmuz 2023'teki alım gücüne (resmi enflasyon karşısında) tekrar erişebilmesi için 21 bin 924 TL olması gerekiyor. Kasım ve aralık aylarında aylık enflasyonun yüzde 2 dahi olması durumunda bu tutar 22 bin 800 liraya çıkacak.

Asgari ücrete yüzde 17 zam yapılırsa asgari ücret 19 bin 892 liraya çıkacak. İşçilerin Şimşek öncesi döneme göre resmi enflasyon karşısında dahi reel kaybı 2 bin 908 lira olacak.

Asgari ücrete yüzde 25 zam yapıldığı takdirde 2024 yılında asgari ücret 21 bin 252 lira olacak. İşçiler bu durumda resmi enflasyon karşısında dahi reel olarak Şimşek öncesi asgari ücrete göre 1548 lira daha az ücret alacak.

TÜİK verilerine göre bir önceki yılın aynı ayına göre en az artış gösteren ana grup yüzde 26,14 ile ulaştırma oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 93,66 ile eğitim oldu.

2024 yılı ekim ayında bir önceki aya göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 14,32 ile giyim ve ayakkabı oldu.

ZENGİNİN VE YOKSULUN ENFLASYONU FARKLI

TÜİK, ekim 2024 döneminde gıda enflasyonunu yüzde 48,5 olarak açıkladı. DİSK-AR’ın TÜİK verilerinden yararlanarak yaptığı hesaplamaya göre emeklilerde gıda enflasyonu yüzde 67 oldu. Üçüncü yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 54,2 olurken, düşük gelirli ikinci yüzde 20’lik grubun gıda enflasyonu yüzde 67,9 ve en yoksul yüzde 20’lik gelir grubun gıda enflasyonu ise yüzde 86,3 olarak gerçekleşti.

Sayılar yüksek gelir gruplarının daha düşük gıda enflasyonu hissettiğini gösterdi. Dördüncü (yüksek) yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 47,4 olurken, en yüksek gelir grubunun gıda enflasyonu ise yüzde 34,2 oldu. Böylece en yoksul gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 86 olurken, en yüksek gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 34 düzeyinde kaldı. Bu durum enflasyonun gelir gruplarına, farklı toplumsal kesim ve sınıflara göre önemli ölçüde farklı hissedildiğini ortaya koydu.

VERGİLERE ÜCRETLERDEN FAZLA ZAM GELİYOR

2025 yılında uygulanacak yeniden değerleme oranı, yüzde 43.93 olarak açıklandı. Buna göre vergi ve cezalara yüzde 43 zam gelecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yasalara göre, yeniden değerleme oranını yüzde 50 artırma veya yüzde 50 azaltma yetkisi bulunuyor.

Türkiye’de en çok kullanılan 1301-1600 cm3 arası araçların vergisi 994 lira ile 10 bin 113 lira arasında değişecek. Silindir hacmi bu aralıkta olan araçlarda en düşük MTV ise 10 bin 113 lira olarak belirlendi.

Ekonomistler enflasyon verilerini yorumladı. Prof. Dr. Ali Hakan Kara, İTO ve TÜİK verilerini karşılaştırdığı yorumunda, “Genel seçimlerden bu yana TÜİK ve İTO fiyat endeksleri. 15 aylık birikimli fark yüzde 5.8. İki endeksin içeriğinin epey farklı olduğunu da düşünürsek son dönemde ölçümde ciddi sorun var diyemeyiz” derken, IMF’nin verilerindeki en yüksek enflasyona sahip ülkeler sıralamasında Türkiye’nin yükselişine de dikkat çekti.

Doç. Dr. Ümit Akçay, enflasyondaki düşüşün beklenen ve istenen hızda olmamasını şu şekilde anlattı:   

Döviz artmıyor, ücretler baskılanıyor. Küresel konjonktür olumlu (Petrol, ham madde fiyatları düşük), iç talep zayıf (Ancak üst gelir gruplarının talebi sürüyor, hatta yüksek faiz nedeniyle artıyor) ancak enflasyon durdurulamıyor! Fiyat belirleme gücü olan firmalara dokunmadıkça, milletin sırtına binen yük artıyor.

Prof. Dr. Ensar Yılmaz, enflasyondaki düşüşün yavaş olmasının nedenlerini şu şekilde sıraladı:

(a) Talep düşse bile firmalar hâlâ yüksek enflasyon düzeyinin verdiği momentum ile fiyatlarını maliyetten bağımsız bir şekilde yükseltiyorlar.

(b) Bu tür fiyat davranışları özellikle hizmet sektöründe kendisini daha fazla gösteriyor.

(c) Gelir dağılımındaki geleneksel çarpıklık ve bunun daha da bozulması ile oluşan ikili-talep formasyonu toplam talebin daha fazla düşmesini engelliyor.

(d) Yüksek faiz finansman maliyetlerini artıran bir olgu. Bu da firmaların fiyatlarını artırmaları için bir gerekçe sunuyor.

(e) Enflasyon üzerindeki ithalat kanalının da hâlâ çok açık olduğu görülüyor. İkili-talep yapısının özellikle bu kanal üzerinde de yaygın bir etki alanı var.”


HEDEF 2 AYDA ÇÖKTÜ, ŞİMŞEK 12 AY SONRASINI İŞARET ETTİ

Fotoğraf: AA

Eylül ayında güncellenmesine rağmen orta vadeli programda yer alan enflasyon hedefinin tutmayacağı görüldü. Programın yürütücüsü Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bu kez 12 ay sonraki enflasyon beklentilerinin olumlu olduğunu savundu. Şimşek, “Temel mallarda yıllık fiyat artışı yüzde 28.5, ataletin yüksek olduğu hizmetlerde ise yüzde 69.8 olarak gerçekleşti. Özellikle geriye dönük fiyatlama davranışının yüksek olduğu kira ve eğitim grubunda yıllık artışlar enflasyondaki düşüşü sınırlandırıyor. Katılıkların giderilmesi zaman alıyor ancak bu konudaki gelişmeler olumlu. Ekimde 12 aylık enflasyon beklentilerinin tüm kesimlerde son iki buçuk yılın en düşük seviyesine gerilemesi hizmet enflasyonundaki ataletin kırılması için önemli” dedi.


SERMAYE İÇİ KAVGA BÜYÜYOR

Türkiye’de faaliyet gösteren ihracat odaklı sermaye gruplarından Şimşek programına karşı itiraz büyüdü. İhracatçı patronlar asgari ücrette düşük zam talebini yineledi.

Enflasyon hedeflerin üzerinde gerçekleşti. Türkiye’nin büyük sermaye grupları ve uluslararası sermaye yüksek faiz ortamının sürmesini talep ederken, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe “Yüzde 50 faizle bir ülkenin yatırımını, istihdamını artırma şansı yok. Üretim ve istihdam tarafında iş gücü kayıpları var artık. Hazır giyim, inşaat, mobilya, makine ve otomotiv gibi sektörler rekabetçilik konusunda zorluklar çekiyor” dedi.

Gültepe, faiz oranlarında yüksek seyrin beklentileri olumsuz etkilediğini belirtti. Gültepe, gerekli önlemlerin 2025 öncesinde alınmasını şu ifadelerle savundu: “Burada biraz Merkez Bankasının radikal kararlar alıp, farklı oyunları devreye koyması lazım. Farklı yollarla enflasyonu aşağı çekmenin yöntemlerini bulmamız gerektiğini düşünüyorum.”

ASGARİ ÜCRET

Asgari ücret zammı görüşmeleri yaklaşırken Gültepe, ‘Türkiye’nin mevcut durumunun göz önünde bulundurulacağı bir zam oranının belirlenmesi gerektiğini’ savunarak, “Hem insanların geçimine destek verecek hem de rekabetçiliğimizi güçlendirecek bir oranın gelmesini bekliyorum” dedi. (EKONOMİ SERVİSİ)

Evrensel'i Takip Et