BİRTEK-SEN Başkanı Türkmen'den, Acemoğlu'na işçi ücreti-verimlilik eleştirisi: Hocam, bizimle alay mı ediyorsun?
Prof. Dr. Daron Acemoğlu'nun enflasyon ve verimlilikle ilgili sözlerine tepki gösteren BİRTEK-SEN Genel Başkan Mehmet Türkmen, "Daron Hocam, sen bizimle alay mı ediyorsun" dedi.
Fotoğraf: Halil İmrek/Evrensel
Birleşik Tekstil, Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN) Genel Başkanı Mehmet Türkmen’in, Nobel Ekonomi Ödülü'nü alan Prof. Dr. Daron Acemoğlu'nun enflasyon değerlendirmelerine yönelttiği eleştiri ‘verimlilik ve ücret’ tartışması başlattı.
Acemoğlu, Türkiye’de temel sorunun yoksulluk olduğunu belirterek, “Enflasyon bir semptomdur. Türkiye'de temel sorun fakirlik. Çünkü işçi ücretleri artmıyor. İşçi ücretlerinin artması için eğitim ve teknolojiye yatırım yaparak verimliliği artırmamız lazım” demişti.
BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen, Acemoğlu'nun açıklamalarını eleştirerek kendi deneyimlerini paylaştı. Türkmen'in paylaşımının ardından enflasyon sorununun verimlilik artışından gelen ücret artışıyla çözüleceğini savunan Acemoğlu’na iktisatçılar da yanıt verdi.
Sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada "Haddim olmadan sormak istiyorum: Daron Hocam, sen bizimle alay mı ediyorsun?" diyen Türkmen, şunları yazdı:
“Nobel ödüllü koskoca ekonomi profesörü, işçi ücretlerinin düşük olmasının verimlilikle ilgisi olmadığını bilmiyor olamaz. Pek çok sektör ve işletmeden, verimlilik ve teknoloji arttıkça, işçi ücretlerinin paralel olarak nasıl düştüğünü gösteren elli tane örnek verilebilir ama bunu konunun uzmanlarına bırakıyorum.
Bizzat kendi işçilik deneyimimden ve son çalıştığım Merinos Halı fabrikasından örnek vereyim. Ben eski bir halı dokuma işçisiyim. Bu sektörde 15 yıl çalıştım. 2000’lerin başına kadar yüzyıllık eski mekikli mekanik tezgahlarda üretim yapılırdı. 2000’lerin başından itibaren bilgisayar donanımlı, Belçika ve Alman menşeli son model makinelere geçildi. Bu yeni teknolojiye ilk geçen fabrika da Merinos’tu. Eski teknolojiyle, yaklaşık 50 işçiyle ve en az 8 dokuma tezgahında yapılan üretimi, aynı sürede ve tek tezgahta 6 işçiyle yapabiliyorduk artık. Verimliliğin kaç kat arttığını varın siz hesap edin.
Merinos’ta önce, 25 yıl önce 50 kişinin yaptığı üretim teknolojik değişimle 6 kişiyle yapılabilir hale geldi. Sonra bununla da yetinilmedi, 20 yıl önce yeni teknolojik makinelerde 3 kişinin yaptığı iş şimdi bir kişiye yaptırılıyor. Sonuç: İşçilerin iş yükü iki katına, verimliliği 5 katına çıkarken, aldığı ücret yarı yarıya düştü. Alın size verimlilik.”
November 10, 2024
"ÜCRETİ VERİMLİLİK DEĞİL, SINIF MÜCADELESİ BELİRLER"
Çalışma Ekonomisi Doktoru Arif Koşar, tartışmaya ilişkin, “Acemoğlu, ana akım iktisadın ‘ücretler=marjinal üretkenlik’ varsayımına kendini o kadar kaptırmış ki hesabı ve uygulaması mümkün olmayan bir ücret modelini gerçek sanıyor, sonra da yoksulluğu çözüyor” dedi. Koşar şu ifadeleri kullandı: “Ücret, emek gücünün yeniden üretimi maliyeti + sınıf mücadelesi ile şekillenir. Verimlilik başka bağlamlarda elbette ücret düzeyini etkiler ama bu hiçbir zaman hiçbir yerde kendiliğinden ve mücadelesiz olmaz. Verimlilik artışı ile ücret düşüşü, Türkiye’de olduğu gibi gayet birlikte olabilir. Öte yandan verimlilik uluslararası iş bölümünden yani emperyalizmden bağımsız değil. Emperyalizm, sınıf mücadelesi, sömürü olmadan ne güzel analiz yapılıyor değil mi?”
November 10, 2024
"NOBELLİ EKONOMİST ANALİZİNE SINIF MÜCADELESİNİ ASLA SOKMUYOR"
Doç. Dr. Hakan Koçak ise “Dokuma işçisi Nobelli ekonomiste göreli artı değer, sermayenin organik bileşimi, düşen kâr oranları yasası vb. öğretiyordur. Neden öğretiyor? Çünkü ana akım iktisatçı -tüm iyi niyetine rağmen- sınıflar mücadelesini analizine asla sokmuyor. İşçi ise göbeğinde yaşıyor. Deneyim...” dedi.
November 10, 2024
(EKONOMİ SERVİSİ)