Antep’te işçilerden asgari ücret tepkisi: “Yüzde 25 zam sefalet demek”
“Sendikaların tepki koyması lazım ancak tepki yok. Ücretler artarsa enflasyon artar demenin de hiçbir geçerliliği yok. Enflasyon zaten TÜİK’in belirlediği enflasyon.”
Sümeyye YEŞİL
Erdem AYÇİÇEK
Antep
2025 yılı asgari ücretinin ne kadar olacağına ve nasıl belirlendiğine dair tartışmalar sürüyor. Hükümet, patron örgütleri, Merkez Bankası asgari ücret artışının hedef enflasyon ile uyumlu olması gerektiğini savunuyorlar. Asgari ücret için yüzde 25 civarında bir artıştan söz ediliyor. Bir yandan da ücret artışlarının enflasyonu artırdığı savunularak düşük zam dayatması yapılıyor. Antep’te işçi duraklarında servis bekleyen işçilere asgari ücret tartışmalarına dair ne düşündüklerini sorduk.
“PATRONLAR YİNE KORUNUYOR”
İşçilerden Mehmet yüzde 25 zammın sefalet demek olacağını ifade ederek, “Şu an en düşük yüzde 50 zam yapılması bile yetersiz de ama işçinin en düşük beklentisi bu. Yüzde 100 de yapsa yine yetmeyecek, ki şu an konuştukları yüzde 25 hiçbir şey. Tam bir sefalet oranı. Ödediğimiz vergiler hayli yüksek, vergide de adaletsizlik var ve daha bir çok şey adaletsiz. Bunlar düzeltilirse biraz daha iyi olabilir, işçinin refahı artabilir'” dedi. Çalıştığı fabrikada işçilerin beklentisinin yüksek ancak hükümet ve sendikaların tutumunun çok kötü olduğunu belirten Mehmet şöyle devam etti: “Sendikaların tepki koyması lazım ancak tepki yok. Ücretler artarsa enflasyon artar demenin de hiçbir geçerliliği yok. Enflasyon zaten TÜİK’in belirlediği enflasyon. İşçinin hissettiği enflasyon yüzde 170-180’i buluyor.”
Patronlara verilen teşviklere dair sorumuza ise, “Patronlar yine korunuyor, başka bir şey değil” dedi.
“ASGARİ ÜCRETE SENEDE BİR, HER ŞEYE HER AY ZAM GELİYOR”
Hüseyin isimli işçi ise artan kira fiyatlarından dert yanıyor: “Müstakil evler bile 15 bin liradan başlıyor. Asgari ücretle geçinen bir işçinin bu paraları ödemesi çok zor. Asgari ücret en az 50 bin olmalı ki geçim olabilsin biraz. Böyle giderse millet sokağa dökülecek. Antep sanayi bölgesi, belki iş var ama aldığımız parayla geçimimizi yapmak çok zor.”
Servis bekleyen bir diğer işçi de yüzde 25 zam oranının çok yetersiz olacağını söyleyerek, “Elektrik, su, öğrenci okutmak... yüzde 30-40 yapsa bile az. Yalan söylüyorlar. Asgari ücrete senede bir zam geliyor ama diğer her şeye her ay zam geliyor. Enflasyonu asgari ücret mi artırıyor yani?” diye sordu.
Hasan isimli işçi ise asgari ücrete en az yüzde 65 zam yapılması gerektiğini ifade ediyor: “Şu an aldığımız asgari ücretle sadece ev kirası verebiliyoruz. Asgari ücrete hiç zam yapmasalar da bu enflasyon sadece bizim gibi işçileri etkiliyor. Yani bizim ücretimizin artması orayı etkilemiyor”
“İKİ AYLIKLA DAHİ GEÇİNEMİYORUZ”
Celal isimli işçi hayat pahalılığından bahsederek “Şimdi mümkünatı yok insanların asgari ücretle geçinmesinin. 17 bin lira olacak 22-25 bin. Domatesin kilosu 55 lira. Bir koli yumurta 100 lira. Nasıl geçinecek halk? Halkı düşünen var mı? Yok! Bunun üzerine söylenecek laf yok” dedi.
Yanındaki bir başka işçi ise asgari ücretin en az 30-35 bin civarında olması gerektiğini söylüyor: “Ki onu da yapmazlar. Allah devletimizden razı olsun! Asgari ücrete zam gelmeden her şey zamlanıyor. Trafik cezaları, ehliyet ücretleri vs. Yani asgari ücrete zam gelmeden maaş eridi. Geçim olmuyor. Bir ay full çalışıyoruz aldığımız maaş 20-22 bin. Zaten ev kirası 8 bin, elektriğidir, suyudur geçinemiyoruz. 30-35 olması iyi olur, o da zam gelmezse iyi olur”.
Ali ise emekli olduğu halde fabrikada çalışmaya devam eden işçilerden biri: “Yüzde 25 zam nasıl yeterli olsun ki? İki aylıkla yine geçinemiyoruz. Yeterli olmaz ama asgari ücret en az 25 bin lira olmalı”.
“MESEM ÖĞRENCİLERİ KÖLE GİBİ”
Durakta MESEM Öğrencisi Baran ile de konuşuyoruz. Baran, çalışma koşullarının zorluğundan bahsediyor: “Sabah işe gidiyoruz, akşam gelip yatıyoruz sabah tekrar iş. Yaşıtlarımız okula gidiyor, biz akşama kadar çalışıyoruz. Yeri geliyor 11-12 saat çalışıyoruz, 9 saatin altına düşmüyor çalışma saatim. Bizim yaşımıza göre iş ağır. Şimdi herkes diyecek ki bu yaşta ezilmesi gerekiyor falan ama bu algı çok eskide kaldı. Ezilmememiz gerekiyor ki ileriye hevesli bir şekilde gidelim. Haftalık 3 bin, aylık da 2 bin 500 lira alıyorum. Yani 14 bin 500’e denk düşüyor ücretim. Bu hangi genci kurtarır? Benim cebimde telefon yok yemin ederim. MESEM öğrencileri köle gibi çalıştırılıp çok az ücret alıyor”.
Asgari ücret için konuşulan yüzde 25 zam oranına dair ise, “Hiçbir şekilde yeterli değil. Ekmeğin fiyatı 10 lira. Bir aile 6-7 kişi. Günde 14 ekmek alınsa 140 lira yaptı. Bu yemeğin yağı, suyu, tuzu her şeyi var. Bir yağ 200 liradan aşağı değil. Bunları göz önünde bulundurmaları lazım” diye ekliyor.
Evrensel'i Takip Et