18 Kasım 2024 08:50

Olağanüstü genel kurula giderken bugünden başlayan bir mücadele şart

İzBB'de çalışan kamu emekçilerinin tamamını sendikamız etrafında kenetlenmeye, genel kurulumuzda alınacak kararlar ve çıkacak irade ile şimdiden bir mücadeleyi sürdürmeye davet ediyoruz.

Fotoğraf: Emirhan Durmaz/Evrensel

Paylaş

Tüm Bel-Sen İzmir 1 No’lu Şube Emek Hareketi
İzmir

İnsanca yaşamak ve çalışmak için emekçilerin en geniş birliğini sağlamalı, güçlü ve kararlı bir sendikal örgütlülük inşa etmeliyiz. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve bağlı kuruluşları olan ESHOT Genel Müdürlüğü ile İZSU Genel Müdürlüğünde çalışan kamu emekçileri olarak kazanılmış toplu sözleşme haklarımızın elimizden alınması ve dayatılan iki yıllık tek tip toplu sözleşme uygulamasına karşı yaz ayları boyunca tarihe geçecek bir mücadele ortaya koyduk.

Verdiğimiz mücadele, şüphe yok ki emek mücadelesinde hafızalarda yer edinecek bir mücadele olmuştur. Eylemlerimiz kararlılığı ve kitleselliği ile sadece İzmir'e değil, ülke gündemine de damga vurmuş ve gündemi belirlemiştir.

İlk günden son güne eylemlerimizin en önemli talebi, kazanımsız bir toplu sözleşmenin imzalanmaması ve eşit, özgür bir toplu sözleşme masasının kurulması oldu.

Bu talep; işveren dayatmasıyla alelacele yapılan ancak yüksek oranda katılım ile 3 bin 857 emekçinin oy kullandığı toplu sözleşme referandumuna da net bir biçimde yansıdı. Tüm baskı ve tehditlere rağmen yüzde 53'lük bir oran ile emekçiler toplu sözleşmenin imzalanmayarak mücadelenin sürdürülmesi kararını verdi.

Referandumun ardından yaşananlar ve binlerce emekçinin sandıkta ortaya çıkan iradesi yok sayılarak, Şube Yürütme Kurulunun çoğunluğu tarafından emekçilerin haberi olmadan atılan imzalar ise tüm bu mücadele sürecine ve sendikamız tarihine kara bir leke sürmüştür.

Sendikamızın yıllardır işlettiği toplu sözleşmelerin referandum yapılarak emekçilerin onayı ile imzalanmasına yönelik teamül yerle bir edilmiş, sendikamız tüzüğünde özellikle vurgulanan sendikal demokrasi anlayışı ihlal edilmiş ve açık bir suç işlenmiştir.

Üstelik imzalar, uzaklaştırılan arkadaşlarımızın göreve iadeleri yapılmadan ve soruşturmalar iptal edilmeden atılmıştır. Arkadaşlarımıza yönelik soruşturmalar bugün hâlâ sürmekte, işverenin tehditleri ise devam etmektedir.

Sendikal hak ve özgürlüklerin kullanılması ve toplu sözleşme hakkının korunması için bir sendikanın, dolayısıyla da bir sendika yöneticisinin öncelikle işverene karşı dik durmayı ve mücadeleyi esas alması gerekir. Bu temelde yürütülecek diplomasi, diyalog ve görüşmeler hak alma mücadelesinin bir parçası ve ona hizmet eden bir tutum olarak yerine getirilirse sınıf mücadelesini geliştirir. Diğer türlüsü bizi yandaş sendika haline düşürür.

SENDİKAMIZIN YENİDEN İNŞASI VE EMEKÇİLERİN BİRLİĞİ İÇİN FIRSAT

Emekçilerin iradesinin tersine tutum alarak sendikamıza duyulan güveni sarsan Şube Yürütme Kurulunun çoğunluğu, yaptığı hataya karşı öz eleştirel bir tutum da geliştirememiş ve temsil yetkisi kalmamış olmasına rağmen olağanüstü genel kurul taleplerini görmezden gelerek karar almaya yanaşmamıştır.

Bu tutuma karşı üye kayıplarını durdurmak ve sendikal örgütlülüğümüze sahip çıkarak sendikamızı yeniden inşa etmek isteyen delegeler ise topladıkları olağanüstü genel kurul talepli dilekçeler ile sendikalarına ve tarihe geçen mücadelelerine sahip çıkmışlar ve tüzük gereği olağanüstü genel kurul kararı alınmasını sağlamışlardır.

Bugün emekçilerin her aşamasında söz ve karar sahibi olduğu bir sendikal örgütlülüğün hayata geçirilmesi, sendikal politika ve kararların iş yerlerinde tartışılarak alındığı, birlikte hayata geçirildiği ve denetlendiği bir mekanizmanın kurulması görevi de öncelikle şube delegelerimize ve olağanüstü genel kurulumuza düşmektedir.

Genel kurulumuz; iş kolumuzda işçiler ve kamu emekçilerinin, yüksek enflasyon karşısında açlık sınırında ücretlerle geçim mücadelesi verdiği, Erdoğan-Şimşek sömürü programının AKP'li ve CHP'li belediyelerde işçilerin toplu sözleşmelerinde Mahalli İdareler Kamu İşveren Sendikası (MİKSEN) ve Sosyal Demokrat Kamu İşverenleri Sendikası (SODEMSEN) adlı işveren örgütleri aracılığıyla hayata geçirildiği ve işçilerin aldığı mücadele ve grev kararlarının doğrudan sendika genel merkezleri tarafından irade gasbı ile yarı yolda bırakıldığı bir süreçte gerçekleşiyor.

Sözleşmeden doğan ücretlerin ödenmediği, geç ödendiği, sözleşme hükümlerinin yerine getirilmediği belediyelerin sayısı giderek artıyor.

Bugün iş kolumuzdaki sendikal mücadele; işverenle görüşmek ve toplu sözleşme imzalamakla sınırlı bir mücadele olmaktan çıkmış durumdadır. Bu nedenle başta iş yerlerindeki bütün emekçilerin ortak talepleri etrafında birleşik mücadelesini savunmalı ve işçi, memur demeden karşımıza dikilen sermaye sınıfı ve belediye işverenlerinin karşısına bizler de tek vücut olarak çıkmalıyız.

ENFLASYON FARKI VE EK ZAM TALEBİ İÇİN MÜCADELEYE!

Yaz boyu verdiğimiz mücadele; meclis kararıyla yasal sınır dayatmasının ortadan kalkması ve enflasyon farkı için ocak ayına ilişkin söz verilmesi gibi kimi kazanımlarla da sonuçlanmıştır.

Ancak verilen kitlesel ve birleşik mücadele ile referandumda ortaya konulan irade, bundan çok daha fazlasını kazanabilecek olmasına rağmen bugün açısından sendikamızın içinde bulunduğu koşulları ve bu koşullar doğrultusunda emekçilere yönelen işveren saldırısını belirli bir oranda geri püskürtebilmiş, toplu sözleşmemizin en belirgin talebi olan enflasyon farkının yer almadığı iki yıllık bir sözleşmeye imza atılmıştır.

Genel kurulumuzun ardından en önemli gündem; başta İzmir Büyükşehir Belediyesi ile ilçe belediyelerinde ocak ayında mücadelesini vereceğimiz ek zam talebimiz olacak.

Referandum sonucunda iş yerlerinden çıkan iradenin tanınmamış olması başta olmak üzere sendikamızın yaşadığı eksiklik ve sorunlar, ancak ve ancak bu eylemlilikler sonucunda öğrendiğimiz deneyimler ışığında iş yerlerinde yürüteceğimiz tartışmalar ve alacağımız kararlar ile aşılabilir.

Genel kurulumuz; başta iş yeri iradesinin sendikamızda daha çok karşılık bulması için sendikamızı iş yeri temsilciliklerden başlayarak yenileme ve güçlendirmenin yol ve yöntemlerini tartışarak bu doğrultuda kararlar almalıdır.

Belediye başkanı tarafından sözlü olarak taahhüt edilen ancak sözleşmemize eklenmeyen enflasyon farklarını ve ek zam taleplerimizi kazanmayı, ancak iş yerlerinden güçlendirdiğimiz bir sendikal örgütlülük ve bugünden başlayan bir mücadele ile başarabiliriz.

İzmir Büyükşehir Belediyesinde çalışan kamu emekçilerinin tamamını sendikamız etrafında kenetlenmeye genel kurulumuzda alınacak kararlar ve çıkacak irade ile şimdiden bu sözleşmede kazanamadığımız enflasyon farklarını ve daha fazlasını kazanacağımız bir mücadeleyi sürdürmeye davet ediyoruz.

ÖNCEKİ HABER

Meteoroloji'den 16 il için sarı kod uyarısı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa