Özel hastane çetesi duruşmasında 4. gün | 6 aylık bebek yeni doğan küvezine alınmış
Özel hastanelerin yenidoğan ünitelerinde SGK'den para almak amacıyla en az 10 bebeğin ölümüne neden olan özel hastane çetesinin duruşmasında 4. gün sona erdi. 4. gün 5 sanığın daha ifadesi alındı.
İLGİLİ HABERLER
Özel hastane çetesi duruşması | Yoğun bakım kameraları sökülmüş, kaşesi kullanılan doktor başka hastanede
Özel hastanelerin yenidoğan ünitelerinde SGK'den para almak amacıyla en az 10 bebeğin ölümüne neden olan özel hastane çetesinin 18 Kasım Pazartesi gününden bu yana süren duruşmasında 4. gün sona erdi. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada 22'si tutuklu 47 sanık yargılanıyor. Bir önceki gün TRG Hopitalist Hastanesi Hemşiresi Cansu Akyıldırım, Bağcılar Medilife Hastanesi Hemşiresi Çağla Durmuş, Güney Hastanesi Hemşiresi Damla Atak, pratisyen doktor Rıza Keykubad, Birinci Hastanesinin Hasta Yatış Birim Sorumlusu Emine Avcı ve Bağcılar Şafak Hastanesi Hemşiresi Mehmet Halis Başli'nin ifadelerinin alınmasıyla 3 günde toplam 13 sanığın ifadesi alındı.
İlk gün barolar ve kitle örgütlerinin davaya müdahil olma talebinin reddedilmesiyle salonda 50'ye yakın sanık avukat karşısında 3 müşteki avukatı bulunuyor.
"ALDIĞIM EMİRLER İŞ İLİŞKİSİ DAHİLİNDE"
Dolandırıcılıkla suçlanan Reyap Hastanesinde Medikal Muhasebeci Funda Özen, herhangi bir örgüt üyesi olmadığını yalnızca aynı hastanede çalıştığı 6 kişiyi tanıdığını ifade etti. Medikal muhasebeci olduğu gerekçesiyle basamak değiştirmek, epikriz yazmak gibi yetkileri olmadığını öne sürdü. Reyap Hastanesinde yenidoğan ünitesinden sadece Fırat Sarı'nın sorumlu olduğunu öne süren Özen, aldığı talimatların iş ilişkisi dahilinde olduğunu söyledi. Tapelerde yer alan, denetimlere ilişkin "Ben onların tarihlerini değiştirmiştim zaten hadi yine şanslısınız" ifadesini kullananan Özen'e durum soruldu. Özen medikal muhasebeci olması sebebiyle bunu yapamayacağını öne sürdü. Özen'in avukatları elde edilen tapelerin hukuka aykırı elde edildiğini öne sürerek Özen'in tahliyesini talep etti.
Duruşma Esenyurt Belediye Başkanlığı Sağlık Hizmetlerinde çalışan Renas Kılıç'ın ifadesiyle sürdü.
"SAĞLIK BAKANI'NIN AÇIĞINI ARADIKLARI İÇİN BİZİM HAYATIMIZLA OYNUYORLAR"
Kılıç'ın devlet hastanelerinde ya da farklı özel hastanelerde doğup tedavisinin yoğunluktan dolayı başka hastanelerde yapılması uygun görülen bebek hastaları kendi anlaşmalı oldukları hastanelere alması ve alınan bebek hastaların hayatın olağan akışına aykırı olacak kadar hastanede uzun sürelerde kalmasını sağlayıp SGK’den yüksek miktarda ödeme alınmasına neden olduğu iddia ediliyor.
2021'e kadar Reyap Hastanesinde yarı zamanlı çalıştığını söyleyen Kılıç; 2021'de belediyede ücretlerin düşüklüğü nedeniyle ayrılmak istediğini, Esenyurt Belediye Başkanının kendisine "Seni sözleşmeli memur yapalım, kal" dediğini ve 2021 Kasım ayında sözleşmeli memur olarak başladığını ifade etti. Belediye tarafından kendisine çevredeki özel hastanelerde iletişim kuracak birilerini bulması görevinin verildiğini iddia eden Kılıç, "Fırat Sarı benim çocuğumla çok ilgilendi, çocuğumun doktoru" dedi.
Kendisinün üstüne atılı suçlara dair ise "112 bu kadar basit bir sistem değil, Sağlık Bakanlığı basit bir sistem değil, protokol olmadan hiçbir ekip hastayı sevk almaz" dedi. Daha sonradan müdür olduğunu ifade eden Kılıç, tapelerde Fırat Sarı ile arasında geçen "Yeni hattan bebek aldın mı?" ifadesini ise Esencan Hastanesinin Reyap'a en yakın hastane olduğunu hasta ile hastanenin iletişim kurmalarına yardım ettiğini söyleyerek savundu. Medisens Şirketi ile arasında gözüken para transferini ise yalnızca 2019'da olduğunu ve önce kendisinin para gönderdiğini söyleyerek borç ilişkisi olduğunu iddia ett. Belediye birimine gelen hastaların özel hastaneye gitmesi durumunda özel hastaneden doktor önerdiklerini söyledi. Mahkeme heyetinin sorusu üzerine Fırat Sarı'nın ismini önermediğini öne sürdü.
Siyasetçilerin erken seçim umuduyla Sağlık Bakanını hedef aldığı için böyle bir suçla yargılandığını iddia eden Kılıç, "Ben iki depremde de deprem bölgesinde çalıştım, bir insan böyle harcanamaz" dedi.
Telefonda Reyap Hastanesinden 'biz' olarak bahsetmesi sorulan Kılıç, "Benim konuşma şeklim biraz farklı. Benimsediğim için öyle dedim" dedi.
Kılıç'ın avukatları Fırat Sarı ile Rneas Kılıç'ın yalnızca 'sosyal bir ilişkisi olduğunu' söyleyerek Kılıç'ın tahliyesini talep etti. Duruşmaya ara verildi.
"BAKANLIĞIN SİSTEMİ ÇOK GÜZEL, İL DIŞI HASTA SEVKİ YAPMAK İMKANSIZ"
İl dışı hasta sevklerini yapmakla suçlanan Okan Üniversitesi Hastanesi Müdürü Serdar Yüksel'in ifadesiyle duruşma sürdü. Yüksel, il dışı sevk yapamayacağını çünkü son birkaç senede Sağlık Bakanlığının 'çok güzel' bir sistem kurduğunu söyleyerek sistemi anlattı. Sanığa tapelerde geçen, 112 şoförü Giyasettin Mert Özdemir ve İlker Gönen arasında geçen konuşmalardan "Geçen ay bunun (hastaların) on tanesi Serdar'dan üç tanesini biz kendimiz almışız", "Serdar ikincisi de bu şeyden Avrupa'dan aldığını (hasta) arttırırsın" gibi ifadeler hatırlatıldı. Yine tapelerde Giyasettin Mert Özdemir'in "Ben Serdar'a şu anda iki bin lira veriyorum Serdar'a desem ki sana hasta başı beş bin vericem" gibi ifadeleri var. Serdar Yüksel herhangi bir para alıp almadığına dair bir soruya "Katiyen" şeklinde yanıt verdi. 112 dışında doktorlarla da iletişimi olup olmadığı sorusuna Yüksel, çocuk yoğun bakımla olduğunu, yeni doğan yoğun bakımla olmadığını ifade etti.
Mahkeme heyeti Yüksel'in ifadeleri üzerine "Senin hastaları sevk ettiğinden İstanbul 112 acilin haberi mı vardı?" diye sordu. Yüksel, "Evet, kesinlikle" dedi. Bunun 112'nin sıra ile hasta sevki yapması gerekirken Yüksel'in aradan hastaları sevk etmesinin algoritmayı bozduğunun sorulmasının üstüne hastanelerde çeşitli kriterlere bakıldığı için böyle olduğunu iddia etti.
Giyasettin Mert Özdemir'le arasındaki para transferi hakkında ise bunun borç olduğunu ifade etti. Savcının Yüksel'in hasta sevkinin kendine danışıldığına dair ifadeleri üzerine bir sağlık eğitimi olup olmadığını sordu, Yüksel olmadığını söyledi. Müşteki Emrah Karaduman'ın avukatın "Algoritme sevkleri yapıyorsa neden sana teşekkür ediyorlar, para veriyorlar?" diye sordu. Hastanelerin hasta başına SGK'den para alması gerekçesiyle teşekkür ettiğini söyledi. Başka bir soruya da utanç duymasının nedendinin para alması olduğunu, almasa daha iyi olacağını söyledi. Bir avukatın Avrupa yakasının en ucundaki Avcılar'daki hastanelere neden yönelndirme yaptığını sorması üzerine ailelerin tercihlerine göre değişebildiğini ifade etti. Aynı zamanda bir avukat salonda bulunan 112 yetkililerinin algoritmada yapılan değişikliği açıklamasını talep etti. Yüksel'in avukatı Serdar Yüksel'in sevk yapmadığını, yer bulunamayan hastalar için 112'ye hastane önerisi yaptığını ileri sürdü. 112 telefon kayıtlarının dosyada olmamasını eleştirdi, teftiş raporunda bir sorun olmadığını ileri sürdü, Yüksel'in tutukluluğunun değerlendirilmesini talep etti.
"HEMŞİRE ÜCRETLERİ AZ OLDUĞU İÇİN SARI BİZE EK ÜCRET VERİRDİ"
Reyap Hastanesi Hemşiresi ve Fırat Sarı'nın asistanı Sümeyye Nur Arslan'ın ifadesi ile duruşma sürdü. Arslan, 8-9 ay kadar Esencan Hastanesinde hemşire olarak çalıştığını, sonra 5 yıl kadar Doğa Hastanesinde çalıştığını orada Hasan Basri Gök'ün de olduğunu, Fırat Sarı'nın da orada çalıştığını ve kaşesini kullandırttığını, 2022'de Fırat Sarı'nın isteğiyle Reyap Hastanesine girdiğini, 2023'ün 11. ayında Sarı'nın asistanı olduğunu anlattı. Fırat Sarı'nın kendi muhasebecisi olduğunu, kendisinin muhasebe işlerini yaptığını ifade eden Arslan, kendisinde Medisens şirketinin ve Fırat Sarı'nın vekaleti olduğunu, bunun nedeninin de Medisens'in evde bakım hizmetleri biriminin açılacağı sürede vekalet gerektiğini öne sürdü. Hemşirelere Fırat Sarı adına ücret gönderdiğini ancak bunu muhasebeci olarak değil asistan olarak yaptığını anlattı. Hemşirelerin sadece hasta bakmadığını, özel hastanelerin 'az para çok iş' mantığıyla çalıştığını söyleyen Arslan, Fırat Sarı'nın hemşirelere verdiği paranın sebebini "Hastaneler istediğiniz parayı vermiyor, işten çıkmak istediğinizi söylediğinizde Fırat Sarı size bu parayı veriyordu" olarak iddia etti. Fırat Sarı ile arasındaki para transferlerinin ise 'borç ilişkisi' olduğunu öne sürdü.
GMZ şirketi ile ilgili ne bildiği sorusunun üstüne ise "Deniz Korkmaz'ın şirketi olduğunu biliyorum. Deniz'in haberi olduğunu biliyorum. Hesabın yönetimi de ben de değil. Hesabın yönetimi Hasan Basri'deydi (Gök). Ben sadece para transferi yapıyordum, bunun için de Hasan Basri'nin bana onay vermesi gerekirdi" dedi. Fırat Sarı'ya ulaşılamadığı için herkesin kendisini aradığını ifade eden Arslan, "Ben de kendisinin asşstanı olduğum için bu durumu garipsemiyordum" dedi.
Bir tapede epikriz yazdığına dair geçen ifadelere dair, "Savcı çok üstümüze gelmişti. Epikirz yazmakla ilgili şu an çok başka bir durum var. Hastanın kilosunu, kullandığı ilacı, yatış günü yazılır" dedi. Epikrize yanlış bilgilerin yazıldığına dair iddiaların ve epikrizlerin kaç günde yazıldığının sorulması üzerine Arslan, "Ben hiçbir yerde doktorun günlük epikrizleri yazdığını görmedim. Kendilerine göre periyodlarla yazarlar" ifadelerini kullandı. 'Yenidoğan işletmelerine' dair ise "Hastanelerde göz polikliikleri de var, onlar da işletiliyor. Ortada kaşe var, Fırat hoca doktor, sözleşme var. Bunun yanlış bir şey olacağını hiç düşünmedim" dedi. Çorlu Reyap Hastanesinde hayatını kaybeden bir bebeğe ilişkin epikriz hazırlanmasına yardım ettiğine dair iddiaları ise reddetti. "Bu işletme adını verdiğiniz sistemde bir hiyerarşi var mıydı?" sorusuna, "Ben bilmiyorum" şeklinde yanıt verdi. Fırat Sarı'nın kendisinin belirttiği üzere 400 bin TL aylık kazançla neden kendi çalışanlarından borç istediği sorusuna Arslan, "Bilmiyorum, ben de anlam veremiyordum" yanıtını verdi. Bebek Kaya'nın ailesinin avukatının neden yazılmış dosyaları daha sonra tekrar incelendiğine dair sorusuna dosyaları incelemek/düzenlemek derken fotokopi çekmeyi kastettiğini söyledi. Sağlık Bakanlığı avukatı kişisel sağlık verilerinin izin olmadan 3. kişilerle paylaşılamayacağını vurgulayarak "Hastaneden bu dosyalar niçin, nasıl ve kim tarafından çıkarıldı?" diye sordu. Arslan bu soruya, "İşletme Fırat Bey'de olduğu için bu dosyaların Fırat Bey'e gitmesinin suç olduğunu düşünmemiştim, zaten Fırat Bey'in isteğiyle çıkardım" dedi. Arslan'ın avukatı, Arslan'ın diğer bütün sanıklarda daha detaylı bir savunma yaptığını söyleyerek delillerin ve tapelerin izinsiz toplandığını ileri sürdü. Dosyada tapeler hariç bir delil olmadığını söyleyerek Arslan'ın savcılık ifadesinin baskı altında alındığını iddia etti. Arslan'ın avukatı usule ilişkin itirazlarını ileterek durumun ceza yargılaması ile hiçbir ilgisi olmadığını öne sürdü, Arslan'ın sadece bir ilişkisi içinde olduğunu ifade ederek Arslan'ın tahliyesini talep etti. Mahkemeye 20 dakika ara verdi.
6 AYLIK BEBEK YENİ DOĞANDA, DOKTOR YOK, KROP YOK
Duruşma kendisinin serbest bırakılması için Savcı Yavuz Engin'in tehdit edildiği iddia edilen ve Micehelle Nwando Opara bebeğin ölümünden sorumlu tutulan kişilerden Birinci Hastanesi Hemşiresi Tuğçe Toptemel'in ifadesi ile devam etti. Hakan Doğukan Taşçı'nın kendisini Dr. Şeyhmus Çelik biilgisinde doktor olarak tanıttığını kendisi ve diğer hemşirelerin durumun yasal olmadığını söylemesine rağmen dinlenmediğini iddia etti. bebeğin monitöründen alarm verilmesiyle küvezin başına geçtiğini, Şeyhmus Çelik'le nasıl müdahale edileceğine dair iletişime geçtiğini iddia ederek, "Sabah nöbetimiz bitince bebeği teslim ederken sorguladım. Biz 0-28 günlük bebeklere bakarız. Neden 6 aylık bebeğin yenidoğan yoğun bakımında olduğunu sorguladım. Ancak bana Hakan Doğukan Taşçı ve Fırat Sarı'nın bilgisi olduğu söylendi. Ancak Toptemel, Opara bebeğin kabulünde Şeyhmus Çelik'in kaşesinin kullanıldığını söyledi. Diğer sanıkların mavi koda dair ifadelerininden bahseden Toptemel, "Yoğun bakımda mavi kod verilmez" dedi. Bebeğin Beylikdüzü Medilife'tan geldiğini, bebeğin iki defa kalbinin durduğunu öğrendiklerini ancak bebek teslim alınırken kimsenin bunu söylemediğini ifade eden Toptemel, "Ben defalarca Taşçı'yı aradım, 'Bebeğin kalbini hissedemiyorum' dedim. Bana 'Bebek büyük olduğu için duyamıyorsundur' dedi. Beni ciddiye aldığını düşünmedim" dedi. Toptemel, Opara bebeğe ilişkin elinden gelen her şeyi yaptığını, vicdanının rahat olduğunu ileri sürdü. Fırat Sarı'nın Opara bebeğin ölümünden sonra alana geldiğini ve kendisine Hakan Doğukan Taşçı'yla yaşananları anlattığını söyledi.
Gündüzleri yenidoğan yoğun bakımda sorumlu doktorun Şeyhmus Çelik olduğunu gece ise çocuk doktorun bulunmadığını ifade etti. Savcılık ifadesinde "Opara bebeğe krop takacaktık ancak hastanede yoktu" cümlesi hatırlatılan Toptemel, "Bebek odasını aradım, 'krop gönderebilir misiniz?' dedim, gönderemeyiz" dediler. Bu eksikliklerden hastane yönetiminin haberdar olup olmadığını bilmediği söyleyen Toptemel, eksiklikleri başhekime bildirdiklerini iddia etti.
İlaç satımına dair bir bilgisi olmadığını söyleyen Toptemel, "Tapelerimde filtre geçtiği için ilaçla ilişkilendiriliyorum ancak bu filtrenin ilaçlarla bir ilgisi yok" dedi. Toptemel soru üzerine 2019'da Reyap Hastanesi'nde, 2022 yılından itibaren Birinci Hastanesi'nde çalıştığını söyledi. Avukatların ardından Şeyhmus Çelik direkt olarak soru sormayı talep etti. Hakan Doğukan Taşçı'nın kendisini Şeyhmuş Çelik olarak tanıtmasından Çelik'in bilgisi olduğunu nereden duyduğunu sordu. Toptemel, "Siz bunu çok iyi biliyorsunuz Şeyhmus Bey" dedi. Yine Hakan Doğukan Taşçı da kendisine bebeğin ölümünün geç bildirildiğini iddia ederek soru sordu. Toptemel söylediğini iddia etti.
Toptemel'in avukatı sorumlu olanın Hakan Doğukan Taşçı olduğunu ifade ederek, Opara bebeğin Ocak ayında öldüğü, Toptemel'in Ağustos ayında tutuklandığını söyledi, "Bu bebeğin ölümü daha önce araştırılabilir ve bugün bunu konuşmuyor olabilirdik" dedi. Toptemel'in Opara bebeğin ölümünden sonraki idari soruşturmada adının geçmediğini iddia etti, iddianamenin eksik olduğunu savundu. Duruşmaya yarın 09.30'a kadar ara verildi.
SANIKLAR HANGİ SUÇLARDAN YARGILANIYOR?
İddianamede, Fırat Sarı ve İlker Gönen'in 10 kez "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık" ve "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" suçlamalarıyla, 11 kez "resmi belgede sahtecilik" suçu ile cezalandırılması isteniyor. İki isim hakkında toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
112 Ambulans Şoförü Gıyasettin Mert Özdemir hakkında "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis cezası; 18 kişi hakkında da bebeklerin ölümüne ilişkin "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi" suçundan 10 ila 437 yıl 6 ay arasında hapis cezası isteniyor. (İstanbul/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et