Sesiyle bile incitmeyen bir kadındı Burcu
"25 Kasım vesileyle bulunduğumuz her alanda yan yana geldiğimiz, sokaklarda olduğumuz bu günlerde verilen bu karar, emsal bir karar olarak kadınların adalet mücadelesine bir zafer çentiği daha attı."
Fotoğraf: Can Bulut/Evrensel
Elif Ekin SALTIK
Elâzığ
Her kadın buluşmasında, her sohbetimizde, AKP’nin 22 yıllık iktidarından bahsederken söze hep kadına yönelik şiddetle başlıyoruz ne yazık ki. Sadece Türkiye’nin değil tüm dünya kadınlarının en önemli gündemlerinde biri olsa da şiddet ve cinayetler, yasaların uygulanmayışı, cezasızlık ısrarı, yargı kararları, yönetenlerin sözleri ve erkeklerin bu politikalardan aldığı güçle mahkemelerde öldürdükleri kadınlar için sarf ettiği o bilindik sözler nasıl bir cendere içinde olduğumuzu ortaya koyan en açık örneklerden.
Her birimiz en yakından tanığıyız bu ikiyüzlülüğün. Bu tanıklıklarımızdan biri de geçen hafta karara bağlanan Burcu Demir cinayeti davası. Burcu’yu bu hayattan, ailesinden, arkadaşlarından, hiç görmediğimi ama kız kardeşi olan biz kadınlardan koparan faili, her türlü manipülasyon yöntemleriyle devam ettirmiş bir yıl süren ilişkilerini. Sürdürürken de ailesinin, arkadaşlarının canıyla tehdit etmiş onu. Telefonuna casus yazılım yükleyerek Burcu’nun hayatının her anını takibe almış. Burcu bunları anlatmak yerine sevdiklerinden uzaklaşarak onları koruma yönteminde bulmuş çareyi.
NİÇİN KOPARILIYORUZ BU HAYATTAN?
32 yaşında ömrünün baharında olan bu genç kadın hiçbir canlıya sesini bir parça yükseltmezken, şiddetin her türlüsünü yaşamış.
Demir ailesini ziyarete gittiğimizde Burcu’yu büyüten teyzesi Gül onu anlatırken “Olumsuz bir şeyi anlatırken, kızarken sesiyle bile insanı incitmeyen biriydi” diyor Burcu için. Burcu’nun evine misafir olduğunuzda anlıyorsunuz ki sadece Burcu değil, babası Necati, annesi Songül ve konuşmasını bir iki cümle dışında duymadığımız kız kardeşi Eylül kimseyi sesiyle bile incitecek insanlar değil. Anne Songül de teyze Gül de Burcu’yu anlatırken “Hiç konuşmaz daha çok dinlerdi” diyor. Erken yaşta olgunlaşan, sorumluluk alan, gelecekle ilgili hayalleri olan, sadece işine ve kendini geliştirmeye odaklanan bir kadın olduğunu anlatıp soruyorlar, “Burcu böylesi nahif biriyken neden koparıldı bizden?” Bu soruyu biz de her gün kendimize ve birbirimize soruyoruz aslında, “Neden koparılıyoruz bu hayattan?”
EMSAL BİR KARAR
Yazının başında anlattığım sebepleri tekrar etmeyeceğim tabii ancak Burcu’nun ve bütün kadınların failinin hem devletin güvenlik gücü olmasından hem de bu sebeplerden aldığı güç ve cesaretle mahkeme salonunda ailenin gözünün içine bakarak savunma vermesi, onları kızlarına sahip çıkmamakla itham etmesi, “Erkeklik onurunun ayaklar altına alındığını” söyleyebilmesi iktidarın kadın politikalarının erkek egemenliği nasıl beslediğini gösteren korkunç bir tablo olarak karşımızda.
Ancak bu korkunç tablo karşısında kadınların sürdürdüğü adalet mücadelesi Burcu’nun failinin indirimsiz ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almasını sağladı. Asker olması ve görev silahıyla Burcu’yu öldürmüş olması da cezasının 3’te 1 oranında artırılmasını getirdi. Ve 25 Kasım vesileyle bulunduğumuz her alanda yan yana geldiğimiz, sokaklarda olduğumuz bu günlerde verilen bu karar emsal bir karar olarak kadınların adalet mücadelesine bir zafer çentiği daha attı.