Yaşam alanları ve doğa holdinglere kurban ediliyor | ‘Maden özelleştirildi her şey kötüye gitti’
“Maden özelleştirilmeden önce işçiler vardiyadan çıktığı zaman sokaklardan geçemezdin. Çocuklar okuldan çıkardı işçilerin kalabalığından evlerine gidemezdi, o saatte kimse evden çıkmazdı.”
Fotoğraf: Özkan Zülfikar/Evrensel
Elif Ekin SALTIK
Özkan ZÜLFİKAR
Elâzığ
Elâzığ’a 75 km uzaklıkta olan Maden ilçesi bakır, krom karışımı bir renkle göze çarpar. Dicle Nehri kıyısında Mihrap Dağı eteklerinde, bir vadinin yamaçlarında kurulmuştur, araçla giderseniz ve normal bir hızla seyir halindeyseniz kısa mesafede varırsınız 75 km uzaklıkta olan bir yere. Ancak dağların eteklerinden geçerken ‘yılan gibi’ kıvrılan yollarda hız yapmak oldukça riskli ve tehlikelidir. Dik yamaçları, uçurumları, tüneli geçtikten sonra Soğuksu’da bir çay içmek için durursunuz. İlçeye 1 km kalmıştır ama Soğuksu’ya uğramazsanız arkanızdan ağlar. Ve nihayet yüksek rezervli madenlerin olduğu Maden. Gündüz görenler için yamaçlara iliştirilmiş evlerin ortaya çıkardığı görüntü beş basamaklı bir apartman gibiyken, akşam ışıklarıyla birlikte görsel bir şölen olur Maden.
İlçe bakır madeninin ilk çıkarıldığı yerlerden biri olarak tarihe geçmiştir. Cumhuriyet tarihinde bakır madeninin çok önemli bir rezervine sahip olan mahallede ise rant ve talan doğal olmayan afet riski oluşturmuş. Gazetemizde pek çok habere konu olan mahalle, bugün parça parça boşaltılsa da Maden’den, mahallelerinden ayrılmak isteyen de istemeyen de çok.
40 yılı aşkındır Camikebir Mahallesi muhtarı olan Mehmet Deniz’i aradığımızda kahvede olduğunu söylüyor. Biz de gök yarılmışçasına yağan yağmura aldırış etmeden kahvenin yolunu tutuyoruz.
‘CENGİZLER İYİ PARA VERİYOR, HERKESİ BAĞLAMIŞ’
Muhtar kahvenin kapısında karşılayıp ‘buyur’ ediyor bizi içeri. Kahve kalabalık, herkes oyun oynuyor, kahveye girişimizle meraklı bakışlar bize dönüyor. Masaya oturunca hemen sohbet başlıyor. Cengiz Holdingin buradaki maden işletmesinden söz açılıyor ilk. Sağrılı köyü Kısabekir ve Seterli mevkiilerinde bulunan ve cumhuriyet tarihinin en büyük bakır maden rezervi sahasının olduğu bölgede bakırın yanı sıra altın, çinko, kobalt ve birçok cevher de çıkarılıyor. Nisan ayında kapalı zarf usulüyle yapılan ihaleyi Cengiz Holding ve Ensar Vakfı ortaklığındaki şirketler alırken kimse madendeki çalışma koşullarına ve madenin doğaya verdiği zarara ilişkin konuşmak istemiyor, çünkü karşılarında Cengiz Holding var, onun arkasında da iktidar.
Cengiz Holdinge çalışan işçilerin genellikle Ergani’den Elâzığ’dan, Palu’dan geldiği bilgisini veren Muhtar, işçilerin madende işe girmeleri için, başta köy muhtarının madenin servis işini aldığı bu nedenle holding aleyhine konuşmadığını vurguluyor. “Cengizler yol yapmış şimdi oralara. İyi de para veriyor, herkesi bağlamış” diye konuşuyor.
BUGÜN KALAN SADECE 100 İŞÇİ
İlçede Yıldızlar Holding bünyesinde faaliyet yürüten madende ise 100’e yakın işçi kalmış. “Kahvede oyun oynayanlar arasında maden işçisi var mı?” sorumuza bir işçiyi oyun masasından kaldırıp yanımıza çağırıyor Muhtar. İşçinin gözü oyun masasında. Zar zor cevaplar alıyoruz ağzından: “Başka bir fabrikanın işini yapıyoruz. Daha önce burayı kiralayan bir şirket. 3 vardiya çalışmaya devam ediyoruz, 100 işçi kadar var. Ücretlerimiz asgari ücretten 3 bin 500 lira fazla. Bu ücretler bizi geçindirmiyor ama idare etmeye çalışıyoruz. Maden düzenli çalışsın bizim işimiz devam etsin diyoruz ama çalışmıyor. Dışarıdan gelen hazır cevheri öğütüyoruz.”
‘AFET RİSKLİ ALAN’ İLAN EDİLDİ, GİDEBİLECEKLER GİTTİ
“Maden özelleştirilmeden önce işçileri vardiyadan çıktığı zaman sokaklardan geçemezdin. Çocuklar okuldan çıkardı işçilerin kalabalığından evlerine gidemezdi, o saatte kimse evden çıkmazdı” diyen Muhtar geçmişte 4 bin 500 işçinin madende çalıştığını sözlerine ekliyor ve devam ediyor: “Özelleştirilmeyene kadar durumu çok iyiydi. Yıldızlar geldi hafriyatı patikanın içine döktü. Bir sürü yere yazı yazdık, bu sorun yaratır diye. ‘Ölçümünü yaptık, her şey normal’ dediler. Mühendisleri toplantıya çağırıyorduk, toplantıya gelmiyorlardı. Camikebir Mahallesi tehlikeye atıldı, holding plansız maden çıkardı, maden atıklarını üst üste yığarak doğal olmayan yolla heyelan riski oluşturdu. Mahallenin bir kısmı ‘afet riskli alan’ ilan edilip boşaltıldı. İnsanlar dükkanlarını, evlerini bırakıp gitti. Mahallenin hepsi boşaltılacak. Gidebilecek imkanı olan Elâzığ’a gidip iş tuttu, imkanı olmayan burada. Ben de neredeyse 70 yaşıma gelmişim, nereye gideyim.”
MADEN’İN TARİHİ
Geçmişi çok eskilere dayanan Maden ilçesinde; 1862 yılında yapılan Camii-Kebir adında cami, 1762 yılında yapıldığı bilinen bir hükümet konağı ve 1899 yılından kalma bir de saat kulesi var. Bu bölgenin neolitik çağdan bu yana insanlığın odak merkezi olmasının sebebi ise altın ve bakır madenlerinin yoğunluğu. Maden fabrikaları ve işletmesiyle seneler boyu bir işçi beldesi olarak bilinen Maden; Yıldızlar Holdinge bağlı bakır işletmesinin atıklarından dolayı “doğal olmayan heyelan” denen toprak kayması riskiyle karşı karşıya. Evlerin, mahallelerin boşaltıldığı son olarak da ilçenin girişindeki tarihi taş köprünün yıkılmasına sebep olan fabrika atıkları, neredeyse tüm ilçeyi tehdit ediyor.