Gediz Nehri’ne boşaltılan atık su bölge tarımını tehdit ediyor
İZBAŞ tarafından Menemen Serbest Bölgesi’nin atık suyu için döşenen boru hattının Gediz Nehri'nde su çekilen noktaya verilmesi ramsar koruma alanı olan bölgede tarımı tehdit ediyor.
Ramis SAĞLAM
İzmir
Çevre Şehircilik ve İkim Değişikliği Bakanlığı geçtiğimiz eylül ayında Ege Bölgesi’nin önemli tarımsal su kaynaklarından biri olan Gediz Nehri’nden aldığı numunelerin incelenmesi sonucu su kalitesinin 4’üncü sınıf yani “çok kirli” olduğunu açıklamıştı. Gediz’e Kum ve Nif Çayı ile birlikte yan derelerden, sanayilerden ve belediyelerin olduğu yerleşim yerlerinden kirlilik akıtılmaya devam ediyor. Geniş bir bölgeyi kaplayan alanda çiftçiler ürünlerini “çok kirli” olarak tanımlanan kimyasal atık da içeren su ile suluyor.
245 kilometre uzunluğundaki Gediz Nehri’nin yaklaşık 175 kilometresi Manisa’dan geçiyor. Manisa’da altı organize sanayi bölgesi, üç dericiler sanayi bölgesi olmak üzere toplam dokuz sanayi bölgesi bulunuyor. Yine bu bölgede 160 zeytinyağı işletmesi, 230 salamura sofralık zeytin işletmesi faaliyetini sürdürüyor. Tarımsal sanayiden, endüstriyel tesislerden ve evsel kirlilikten kaynaklı Gediz Havzası’nda su kirliliği her geçen gün artıyor.
İzmir’in Menemen ilçesi, Maltepe, Foça Gerenköy, Bağarası, Yeni Bağarası’daki 100 binlerce dönümlük alanda, İZBAŞ (İzmir Serbest Bölgesi) tarafından Menemen Serbest Bölgesi’ndeki atık su için döşenen boru hattının Gediz Nehri’nde su çekilen noktaya verilmesi ve atık suyun buradan nehre dökülecek olması bölgedeki üreticileri endişelendiriyor.
Bölgede yaşanan kirliliği, Menemen ve Foça Ziraat Odası Başkanları, 75. yıl Mahalle Muhtarı ve üretici köylülerle konuştuk.
KİRLİLİK TARIMI BİTİRME NOKTASINA GETİRDİ
Gediz’deki kirlilik nedeniyle çiftçilerin bölgede yetişen sebzelerini satamadıkları için ekmekten vazgeçtiğini belirten Foça Ziraat Odası Başkanı Saim Demirbaş, arıtmadan akıtılan tuzlu su ile zaten zor durumda olan üreticilerin daha da zor duruma sokulacağını söyledi.
Gediz’de yaşanan kirliliğe dikkat çeken, Demirbaş, “Yaşanan bu kirlilik mahsullerimize hastalık ve zarar getirdi. Kirliliğin yanı sıra bölgede dayanılmaz bir koku var. Gediz’deki kirlilik direkt İzmir Körfezi’nin kirlenmesine neden olduğundan, soruna bir an önce çözüm üretilmesi gerekiyor. Kirliliğin en önemli nedeni arıtma kullanmayan fabrikalar. Fabrikalar, atık suyunu Gediz’e akıtıyorlar. Atılan su ciddi oranda tuzlu olduğu için bölgedeki 100 binlerce dönümlük alandaki tarımı tehdit ediyor” dedi.
Doğanın dengesinin bozulduğunu söyleyen Menemen Ziraat Odası Başkanı Yücel Altıntaş, “Gediz’deki kirlilikle ilgili birçok kez Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı dahil olmak üzere birçok kamu kurumuna başvurularda bulunduk. Çevre Bakanlığı verdiği cevapta Akhisar Belediyesine ceza kestiklerini ifade etti. Fakat onun dışında işlem yapıp yapmadıklarını söylemediler. Sadece bu yıl 5 bin kilo domatesimiz zarar gördü. Sanayi kuruluşları arıtmalarını çalıştırmadıkları için kirlilik artıyor. Arıtmaları çalışmış olsa kirlilik engellenir. İZBAŞ ile görüştüğümüzde bize son teknoloji kullandıklarını söylüyorlar” şeklinde konuştu.
"SU TEMİZSE BALIKLARA NE OLDU?"
Bölgedeki tarımın en büyük sorunlardan birinin Gediz Nehri’ndeki kirlilik olduğunu söyleyen 75. yıl Mahalle Muhtarı Cihan Yıldırım, “Arıtmadan atılan suyun temiz olduğuna çiftçiler olarak inanmıyoruz. Daha önce köylülerimiz bu bölgede balıkçılık yapıyordu. Madem bu suyun temiz olduğunu iddia ediyorlar. Buradaki balıklara ne oldu? Gediz Nehri’nde su az olduğu dönemlerde reaktörler çalıştığı zaman nehir 24 saat içinde kuruyor. Ardından arıtmadan atılan yüzde 85 oranındaki tuzlu su nehre boşaltılıyor. Bu su ile sulama yaparsak tarım ürünlerimiz mahvolacak. Daha şimdiden yüzde 30-35 arası verim kaybımız oldu. Menemen’in geneli tarımla uğraşıyor. Gediz yok olursa biz de yok oluruz. Burada yılda üç mahsul alıyoruz” ifadelerini kullandı.
SU TAHLİL RAPORU: KULLANIMI TEHLİKELİ
Menemen Sulama Birliği tarafından 9 Ekim 2024 tarihinde Tarım Orman Bakanlığından alınan ‘sulama suyu analiz raporu’nu aktaran Yıldırım, “Tarım ve Orman Bakanlığının raporlarında, bölgedeki suyun ‘tuzluluk değerinin oldukça yüksek’ çıkması kullanımının tehlikeli olduğunu gösterdi. Analiz sonucunda suyun sulama amacıyla kullanılmasından kaçınılması açıkça ifade edilmiş. Fakat İZBAŞ bu raporu görmezden gelerek, kendi raporlarında tehlikeli olmadığını iddia ediyor” bilgisini paylaştı.
"SAKSIDA DEĞİL ARAZİMİZDE BİLE EKEMİYORUZ"
Menemen Gediz Nehri’nin etrafında kurulu altı mahalle muhtarı olarak Kaymakamlık aracılığıyla Çevre Şehircilik İl Müdürlüğüne de başvurduklarını söyleyen Yıldırım, “Maltepe Organize Serbest Bölgesi’ndeki atık suların sözde arıtılıp, Gediz Nehri’ne akıtılacağını bildirdik. Atılacak atık suyun kimyasal atık ve tuzluluk oranının yüksek olması nedeniyle olumsuz etkileneceğimizi söyledik. Fakat şu ana kadar somut bir dönüş alamadık. Aynı başvuruyu CİMER aracılığıyla da yaptık. Buradan Cumhurbaşkanımıza sesleniyorum. Saksıda da olsa ekmemizi söylüyordu. Biz kendi arazilerimizde ekip biçiyoruz. Fakat artık ekemiyoruz, tükeniyoruz” dedi.
YÜZLERCE DÖNÜMLÜK ARAZİ ÇÖLLEŞECEK
Binlerce dönümlük arazinin sulamasının Gediz’den yapıldığını belirten 50 yıldır çiftçilik yapan Veli Erbeyli, “Gediz’de yaşanan kirlilik nedeniyle ne hayvan ne de insan yaşayabiliyor. Arıtmadan gelecek olan tuzlu su bölgedeki tarıma ikinci bir darbe olacak. Yazın Gediz’deki su azaldığı için tuz oranı artıyor, bir de arıtmanın tuzlu suyu eklenince sulama olanağımız hiç kalmayacak. Yüzlerce dönümlük arazi çöl haline gelecek. Gelen kirli su ile sadece biz değil mahsulü tüketen tüm halk kimyasallar nedeniyle kanserojene maruz kalıp olumsuz etkilenecek” dedi.
KİRLİLİK CANLI YAŞAMINI YOK EDİYOR
Son iki yıl içerisinde çok büyük bir doğa katliamı yaşandığını vurgulayan bölgede çiftçilik yapan Sercan Köprülü, “Çevre illerden denize ulaşıncaya kadar yoğun bırakılan sanayi atıkları doğa katliamına neden olurken canlı yaşamını yok ediyor. Burada hiçbir canlının yaşamını sürdürmesi mümkün değil. Bölgemizde balıkçılık yapanlar da kirli suyun denize dökülmesinden dolayı balık popülâsyonunun azalmasından şikayetçiler. Kirlilik sadece tarım yapan çiftçiyi değil denizde balıkçılık yapan balıkçıları da vurur hale geldi. Yaşanan doğa katliamı 7’den 70’e herkesi olumsuz etkiliyor” dedi.
Öte yandan konu ile ilgili olarak aradığımız İZBAŞ yönetimine elimizdeki numaralardan ulaşamadık.