Diyarbakır sokaklarında Rojava'ya ilişkin endişe hakim
Türkiye destekli SMO'nun Suriye’de Kürt bölgelerine yönelik saldırıları Diyarbakır sokaklarında endişeye neden oluyor. Diyarbakırlılar “Kardeşçe yaşamak varken niye Kürtleri vuruyorlar?" diyor.
Fotoğraf: Elif Ekin Saltık/ Evrensel
Elif Ekin SALTIK
Diyarbakır
Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu (SMO) tarafından Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük saldırılara tepkiler sürüyor. Diyarbakır sokaklarında ise saldırılar sebebiyle endişeli bir hava hakim. Ulu Cami önündeki taburelerde oturanlara sohbet etmek istediğimizi söylediğimizde kaygıyla kimi bir şey bilmediğini kimi de gündemi takip etmediğini söylüyor. Sur bölgesinde sohbet ettiğimiz yurttaşlardan biri, “Kardeşçe yaşamak varken niye Kürtleri vuruyorlar?” diyor.
"ATEŞ BURAYA DA SIÇRARSA KAÇACAK YERİMİZ YOK"
Memur olduğunu söyleyen ve isminin yazılmasını istemeyen bir yurttaş “Korkuyoruz, çekiniyoruz ama bir yere kadar” diyerek oturmaya davet ediyor. AKP’nin kuruluşunda yer aldığını, 2008 yılına kadar da AKP’ye oy verdiğini belirten yurttaş, “Şimdi oyumuzun yeri belli” diyor. Tarihte Kürtlerle Türklerin birlikte mücadele verdiğini hatırlatarak “Maalesef ki bugün, bu savaşı beraber verdikleri insanların dilleri yasak bu ülkede. Bayrak, toprak, vatan gibi bir kaygımız yok. Toplum barış istiyor fakat ana dilinde de eğitim istiyor” diyor.
Suriye’de yaşanan gelişmeleri ve Rojava’ya yönelik saldırılara dair de “Kürtler düşman değil, dosttur” diyerek sözlerine devam ediyor: “AKP, Suriye’de yanlış bir politika sürdürdü ve hâlâ sürdürüyor. Ben Türkiye’nin yerinde olsam YPG ile kapılarımı hiçbir zaman kapatmazdım. Orada oluşturulmuş bir güç var, Türkiye o sebeple Kürtlerle beraber hareket edebilirdi. Şimdi oraya da bir proje çizilmiş, öyle veya böyle hayata geçecek. Ama bu Kürtlere de Türklere de çok zarar verecek. Endişeliyiz. Bu ateş buraya sıçrarsa kaçacak yerimiz de yok.”
"İŞGAL YERİNE ÜLKE İÇİNE REFAH SUN"
AKP iktidarının halkı yok etmeye çalışmak yerine kazanmaya çalışması gerektiğini ifade eden yurttaş, Bahçeli eliyle yürütülen sürece ilişkinse “Bugün Abdullah Öcalan Meclise gelip konuşma yapsa da silah bırakılacağına inanmıyorum” diyor. Türkiye’nin Kürtler için İsrail ile iş birliği yapabileceği yorumunu yapan yurttaş, “Yarın Kürtler de denize düşen yılana sarılır misali İsrail’e yanaşabilir. Türkiye politikası Kürtleri İsrail’e doğru yönlendirmesin. Siyonist anlayıştaki bir devletle kol kola yürüyemeyiz. Ayrıca başka toprakları işgal ederek genişlemek yerine halkına ülke içinde refah sun. Memlekette huzur yok, refah yok. Bugün yüzde otuz vergi dilimi kesiyor benden ama her yıl 45 tane dev şirketin vergileri affediliyor. Satılmadık bir yer kalmamış. İnsanların evine ekmek götürecek parası yok” diyor.
Yurttaş son olarak “Bizim devletle bir sorunumuz yok. Ama ben bir Kürt’üm. Kürtlüğüme dokunulduğu an benim de bir reaksiyonum olur” diyor.
"ERDOĞAN DA BAHÇELİ DE ÇIKARLARINI GÖZETİYOR"
Banklarda oturan yurttaşlardan biri devam ediyor: “Türkiye’nin orada ne işi var, orada olması Kürtlerin kazanımları için büyük tehlike. Bahçeli de Erdoğan da Kürtleri düşündüğünden değil, kendi çıkarlarını gözetiyor. Kendimi bildim bileli MHP Kürt düşmanlığı üzerinden siyaset yürütüyor, şimdi neyini samimi bulalım? Hem Öcalan 25 senedir adeta bir hücrede yaşıyor, artık ne kadar etkili olabilir ki?”
"TÜRKİYE’DEKİ BASKI ORTAMI ARTAR"
Eyüp isimli yurttaş ise çözüm noktasının Öcalan olduğuna işaret ediyor. Rojava’da Kürtlerin ciddi kazanımları olduğu vurgusu yapan Eyüp, “Orada kurulmuş bir devlet, özerk bir yönetim var. Şu anda Suriye’ye bağlı ancak Suriye parlamentosu diye bir şey yok. Denize açılan kapımız da yok. Kürtlere orada açılmış bir alan var ve o alandan geri adım atılmaz artık. Fakat Türkiye’deki baskı ortamı da artar. Bu durumdan endişe duyuyoruz. Bu baskı ortamıyla birlikte de Kürtleri kazanımlarından geriye düşürecek bir anlaşmaya zorlayabilirler” diyor.